Blog

Sır Psikoloji

Blog

Ego-Durumlari-Nedir-1200x686.webp

12 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

İnsan zihni, karmaşık ve derin bir evrendir. Bu evrende, davranışlarımızı yönlendiren, düşüncelerimizi şekillendiren farklı “ben”ler bulunur. İşte bu farklı “ben”leri anlamak, kendimizi ve çevremizdekileri daha iyi tanımamızın anahtarıdır. Bu “ben”lere psikolojide “ego durumları” adı verilir.

Çocuk Ben (Child Ego State)

Hepimizin içinde, hayatın zorluklarından uzak, saf ve masum bir çocuk yaşar. İşte bu çocuk, “Çocuk Ben” olarak adlandırılır. Çocuk Ben, spontanlığın, yaratıcılığın, neşenin ve coşkunun merkezidir. Aynı zamanda korkularımızın, kaygılarımızın, kırılganlıklarımızın ve bağımlılıklarımızın da kaynağıdır.

Çocuk Ben’imiz, iki farklı şekilde ortaya çıkabilir:

  • Özgür Çocuk (Free Child): Kurallardan, sınırlamalardan uzak, tamamen doğal ve içgüdüsel davranışlarımızı temsil eder. Özgür Çocuk, oyun oynamak, eğlenmek, keşfetmek ister.
  • Uyumlu Çocuk (Adapted Child): Çevremizdeki otorite figürlerinin (ebeveynler, öğretmenler, toplum) beklentilerine uyum sağlamak için geliştirdiğimiz davranışları temsil eder. Uyumlu Çocuk, itaatkar, çekingen ve onay arayan bir yapıda olabilir.

Çocuk Ben’imiz, hayatımızın ilk yıllarında baskın olan ego durumudur. Yaşımız ilerledikçe, diğer ego durumlarını geliştirsek de Çocuk Ben’imiz asla tamamen ortadan kaybolmaz. Stresli, kaygılı veya heyecanlı olduğumuzda Çocuk Ben’imiz daha çok ön plana çıkar.

Ebeveyn Ben (Parent Ego State)

Ebeveyn Ben, çocukluğumuzda anne babamızdan, öğretmenlerimizden veya diğer otorite figürlerinden öğrendiğimiz değerleri, inançları, kuralları ve davranışları içerir. Ebeveyn Ben’imiz, iki farklı şekilde ortaya çıkabilir:

  • Eleştirel Ebeveyn (Critical Parent): Çevremizdeki insanları yargılama, eleştirme, suçlama ve kontrol etme eğilimindedir. Eleştirel Ebeveyn, mükemmeliyetçi, katı ve kuralcı bir yapıya sahiptir.
  • Besleyici Ebeveyn (Nurturing Parent): Çevremizdeki insanlara şefkat, sevgi, destek ve koruma sunma eğilimindedir. Besleyici Ebeveyn, anlayışlı, hoşgörülü ve yardımsever bir yapıya sahiptir.

Ebeveyn Ben’imiz, genellikle başkalarına öğüt verirken, rehberlik ederken veya onları korurken ortaya çıkar. Ancak, bazen kendimize karşı da eleştirel veya besleyici bir tutum sergileyebiliriz.

Yetişkin Ben (Adult Ego State)

Yetişkin Ben, mantıklı, objektif, rasyonel ve gerçekçi düşünme biçimimizi temsil eder. Yetişkin Ben, sorunları çözerken, kararlar alırken, bilgi toplar ve işlerken devreye girer. Aynı zamanda duygularımızı yönetir, dürtülerimizi kontrol eder ve başkalarıyla sağlıklı iletişim kurmamızı sağlar.

Yetişkin Ben’imiz, genellikle sakin, soğukkanlı ve kontrollü bir yapıya sahiptir. Ancak, stresli durumlarda veya duygusal yoğunluğun yüksek olduğu zamanlarda Yetişkin Ben’imizin yerine Çocuk Ben veya Ebeveyn Ben devreye girebilir.

Ego Durumları Arasındaki Geçişler ve Çatışmalar

İnsanlar, farklı durumlarda farklı ego durumlarını kullanırlar. Örneğin, iş yerinde Yetişkin Ben’imizi kullanırken, evde Çocuk Ben’imizi veya Ebeveyn Ben’imizi kullanabiliriz. Bu geçişler genellikle sorunsuz bir şekilde gerçekleşir. Ancak, bazen ego durumları arasında çatışmalar yaşanabilir.

Örneğin, bir arkadaşımız bize haksızlık yaptığında Çocuk Ben’imiz öfkelenebilir ve intikam almak isteyebilir. Ancak, Yetişkin Ben’imiz bu dürtüyü kontrol altına alabilir ve daha yapıcı bir çözüm bulmamıza yardımcı olabilir.

Ego Durumlarının Farkında Olmak Kişisel Gelişimin Anahtarı

Ego durumlarının farkında olmak, kendimizi ve çevremizdeki insanları daha iyi anlamamızı sağlar. Hangi durumlarda hangi ego durumunu kullandığımızı bilmek, davranışlarımızın nedenlerini anlamamıza ve gerekirse değiştirmemize yardımcı olur.

Örneğin, sık sık eleştirel bir tutum sergiliyorsak, bunun Ebeveyn Ben’imizden kaynaklandığını fark edebiliriz. Bu farkındalık, eleştirel tutumumuzu değiştirmek için ilk adımı atmamızı sağlar.

Ego Durumlarını Dengelemek İç Huzurun Sırrı

Sağlıklı bir yaşam için ego durumlarımızı dengelememiz gerekir. Hiçbir ego durumu tek başına yeterli değildir. Her birinin kendine özgü güçlü ve zayıf yönleri vardır.

Örneğin, Çocuk Ben’imizin yaratıcılığı ve neşesi, hayatımıza renk katar. Ebeveyn Ben’imizin koruyucu ve yol gösterici yönü, bizi tehlikelerden korur. Yetişkin Ben’imizin mantıklı ve objektif düşünme biçimi, doğru kararlar almamızı sağlar.

Ego durumlarımızı dengelemek için, her birinin ihtiyaçlarını anlamalı ve onlara saygı duymalıyız. Çocuk Ben’imizin oyun oynamaya, eğlenmeye ve yaratıcılığını ifade etmeye ihtiyacı vardır. Ebeveyn Ben’imizin başkalarına yardım etmeye, rehberlik etmeye ve korumaya ihtiyacı vardır. Yetişkin Ben’imizin ise bilgi edinmeye, sorun çözmeye ve kararlar almaya ihtiyacı vardır.


Sistemik-Aile-Terapisi-Nedir-1200x801.jpg

11 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Aile, her birimiz için benzersiz bir anlam taşır. Yaşamın iniş çıkışlarında yanımızda olan, bizi biz yapan değerlerin şekillendiği bir yuva… Ancak, zaman zaman her aile, çeşitli zorluklarla karşılaşabilir. İşte tam da bu noktada, sistemik aile terapisi, ailenin birlikteliğini koruyarak sorunların üstesinden gelmesine yardımcı olan kıymetli bir yol arkadaşı olarak karşımıza çıkar.

Sistemik Bakış Açısıyla Aile

Sistemik aile terapisini anlamanın ilk adımı, “sistem” kavramını kavramaktan geçer. Nasıl ki bir orkestranın uyumu, her bir enstrümanın doğru zamanda ve doğru şekilde çalmasına bağlıysa, bir ailenin huzuru da her bir üyenin birbirleriyle uyumlu bir şekilde etkileşimde bulunmasına dayanır. Sistemik aile terapisi, aileyi bir bütün olarak ele alır ve her bir bireyin, bu bütünün ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgular. Ailedeki bir bireyin yaşadığı sorun, tıpkı bir taşın göle düşmesi gibi dalgalanmalar yaratarak diğer üyeleri de etkileyebilir. Bu nedenle, sistemik yaklaşım, aile içindeki ilişkilerin dinamiklerini anlamaya ve sorunların çözümünde bu dinamikleri dikkate almaya büyük önem verir.

Geçmişin İzleri Bugünü Nasıl Şekillendirir?

Aile, kökleri geçmişe uzanan bir ağaç gibidir. Her bir aile üyesi, kendi deneyimleriyle bu ağaca yeni dallar ekler. Tıpkı bir ağacın büyümesini geçmişteki iklim koşullarının etkilemesi gibi, bir ailenin bugünkü yapısı da geçmişteki yaşantılardan izler taşır. Sistemik aile terapisi, ailenin geçmişindeki önemli olayların, inançların ve değerlerin bugünkü ilişkilere nasıl yansıdığını inceler. Bu sayede, aile üyeleri, sorunların kökenine inerek daha kalıcı çözümler bulabilirler. Geçmişle barışmak, geleceğe daha umutla bakabilmenin kapılarını aralar.

İletişimin Gücü

Sağlıklı bir iletişim, ailenin can damarıdır. Ancak, iletişim kurmak her zaman kolay olmayabilir. İletişimde yaşanan aksaklıklar, zamanla küçük bir kartopunun çığa dönüşmesi gibi büyüyerek aile içi huzuru bozabilir. Sistemik aile terapisi, aile üyelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına ve duygularını açıkça ifade edebilmelerine yardımcı olur. Bu süreçte, aktif dinleme, empati kurma ve karşılıklı saygı gibi temel iletişim becerileri büyük önem taşır. İletişimin gücü sayesinde, aile üyeleri birbirlerine daha yakın hissederler ve sorunları çözmede ortak bir dil geliştirebilirler.

Döngüsel Etkileşimler

Sistemik aile terapisinin temel prensiplerinden biri, “döngüsel etkileşim” kavramıdır. Aile içindeki ilişkiler, birbiriyle bağlantılı bir dizi etkileşimden oluşur. Tıpkı bir dansın adımları gibi, bu etkileşimler de belirli bir ritim ve düzen içinde gerçekleşir. Ancak, bu düzen zaman zaman bozulabilir ve sorunlara yol açabilir. Sistemik aile terapisi, aile içindeki bu etkileşim döngülerini analiz eder ve sorunlu davranış kalıplarını belirlemeye çalışır. Bu sayede, aile üyeleri, farkında olmadan tekrarladıkları olumsuz davranışların farkına varabilirler ve değişim için ilk adımı atabilirler.

Terapik Süreç Nasıl İşler?

Sistemik aile terapisine başlama kararı, ailenin birlikte daha mutlu ve huzurlu bir gelecek inşa etme yolunda attığı önemli bir adımdır. Terapik süreç, genellikle bir dizi oturumdan oluşur. Bu oturumlarda, aile üyeleri ve terapist bir araya gelerek sorunları tartışır ve çözüm yolları ararlar. Terapist, aile üyelerinin duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve onlara destek olmak için çeşitli teknikler kullanır. Bu teknikler arasında rol yapma, aile çizimleri ve iletişim egzersizleri yer alabilir. Terapötik süreç boyunca, aile üyeleri birbirlerine daha yakın hisseder, sorunları çözme konusunda daha güçlü hisseder ve birlikte büyümeye devam ederler.

Sistemik Aile Terapisinin Faydaları

Sistemik aile terapisi, aile üyelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına ve aralarındaki bağları güçlendirmelerine yardımcı olur. Bu süreçte, aile üyeleri kendi duygularını tanımayı ve yönetmeyi öğrenirler. Aynı zamanda, sorunları çözmede daha etkili iletişim becerileri geliştirirler. Terapi sayesinde, aile içindeki çatışmalar azalır, stresle baş etme yeteneği artar ve aile üyeleri kendilerini daha iyi hissederler. Sistemik aile terapisi, ailenin birlikte büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunan değerli bir rehberdir.

Kimler Sistemik Aile Terapisinden Yararlanabilir?

Sistemik aile terapisi, her yaştan ve her türlü aile yapısına sahip bireyler için uygundur. Çocuklu aileler, çiftler, geniş aileler ve hatta evlat edinilmiş çocukları olan aileler bu terapiden faydalanabilir. Terapi, aile içi çatışmalar, iletişim sorunları, boşanma süreci, kayıp ve yas, bağımlılık sorunları, psikolojik rahatsızlıklar ve diğer birçok konuda destek sağlar. Aile içindeki her bireyin ihtiyaçlarına özen göstererek, terapi süreci herkes için faydalı bir deneyim haline gelir.

Sistemik Aile Terapisinin Temel İlkeleri Nelerdir?

Sistemik aile terapisinin temel ilkeleri şunlardır:

  1. Bütüncül bakış açısı: Aile, bir bütün olarak ele alınır ve her bir üyenin bu bütünün ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanır.

  2. Döngüsel etkileşim: Aile içindeki ilişkiler, birbirini etkileyen bir dizi etkileşimden oluşur. Sorunlu davranış kalıpları, bu etkileşim döngülerinin analiz edilmesiyle belirlenir.

  3. İletişimin önemi: Sağlıklı bir iletişim, ailenin can damarıdır. Terapi, aile üyelerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına ve duygularını açıkça ifade edebilmelerine yardımcı olur.

  4. Geçmişin etkisi: Ailenin geçmişindeki önemli olaylar, inançlar ve değerler, bugünkü ilişkilere yansır. Terapi, bu geçmiş izlerini inceleyerek sorunların kökenine inmeye çalışır.

  5. Çözüm odaklı yaklaşım: Terapi, sorunlara odaklanmak yerine, çözüm yolları aramaya ve aile üyelerinin güçlerini keşfetmeye odaklanır.

alabilir ve terapi sürecine başlayabilirsiniz.

Sistemik Aile Terapisinin Uygulandığı Alanlar

Sistemik aile terapisi, ailelerin karşılaştığı birçok farklı sorun alanında etkili bir şekilde uygulanabilir. İşte bu alanlardan bazıları:

  • Aile içi çatışmalar: Ebeveynler arasındaki anlaşmazlıklar, kardeşler arasındaki rekabet, kuşaklar arası çatışmalar gibi aile içi çatışmalar, sistemik aile terapisi ile ele alınabilir. Terapist, aile üyelerinin birbirlerini anlamalarına, duygularını ifade etmelerine ve sorunları çözmek için birlikte çalışabilmelerine yardımcı olur.

  • İletişim sorunları: Aile içindeki iletişim eksikliği veya yanlış anlaşılmalar, birçok sorunun kaynağı olabilir. Sistemik aile terapisi, aile üyelerine etkili iletişim becerileri kazandırarak bu sorunları çözmeye yardımcı olur.

  • Boşanma süreci: Boşanma, aileler için zorlu bir dönemdir. Sistemik aile terapisi, boşanma sürecinde aile üyelerinin duygusal olarak desteklenmesine, çocukların uyum sağlamasına ve yeni bir düzen kurulmasına yardımcı olur.

  • Kayıp ve yas: Aile üyelerinden birinin ölümü, ayrılık veya diğer kayıplar, ailede derin bir üzüntüye neden olabilir. Sistemik aile terapisi, yas sürecinde aile üyelerinin birbirlerine destek olmalarına, duygularını paylaşmalarına ve kayıpla başa çıkmalarına yardımcı olur.

  • Bağımlılık sorunları: Aile üyelerinden birinin bağımlılık sorunu, tüm aileyi etkileyebilir. Sistemik aile terapisi, bağımlı bireyin tedavi sürecine destek olmanın yanı sıra, ailenin bu zorlu durumla başa çıkmasına ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olur.

  • Psikolojik rahatsızlıklar: Aile üyelerinden birinin psikolojik rahatsızlığı, tüm ailenin yaşam kalitesini etkileyebilir. Sistemik aile terapisi, psikolojik rahatsızlığı olan bireyin tedavi sürecine destek olmanın yanı sıra, ailenin bu durumla başa çıkmasına ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olur.aha güçlü hisseder ve birlikte büyümeye devam ederler. Aile içi çatışmalar azalır, stresle baş etme yeteneği artar ve aile üyeleri kendilerini daha iyi hissederler. Sistemik aile terapisi, ailenin birlikteliğinin ve mutluluğunun anahtarıdır.


Gercek-iliskilerden-Sanal-iliskilere.jpg

10 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Teknolojinin hayatımıza hızla entegre olmasıyla birlikte, sosyal etkileşimlerimiz de dijital platformlara taşındı. Artık arkadaşlarımızla buluşmak, yeni insanlarla tanışmak ve hatta aşk yaşamak için sanal dünyaya adım atıyoruz. Peki, bu dijital dönüşüm, ilişkilerimizi nasıl etkiliyor? Gerçek ilişkilerden sanal ilişkilere geçişte nelere dikkat etmeliyiz? İşte aşkın dijital evrimi ve sanal ilişkilerle ilgili merak edilenler…

Aşkın Sanal Kapıları Aralayan Teknoloji

Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte, sanal dünya artık cebimizde. Sosyal medya platformları, arkadaşlık uygulamaları ve mesajlaşma programları sayesinde sevdiklerimizle anlık olarak iletişim kurabiliyor, dünyanın öbür ucundaki insanlarla tanışabiliyoruz. Bu teknolojik gelişmeler, aşkın kapılarını sanal dünyaya aralıyor. Artık yüz yüze tanışmadan önce sanal platformlarda sohbet edebilir, ilgi alanlarımızı paylaşabilir ve birbirimizi daha yakından tanıyabiliriz.

Ancak bu kolaylıklar beraberinde bazı zorlukları da getiriyor. Sanal dünya, gerçek hayattaki gibi yüz yüze iletişimin nüanslarını taşımayabilir. Mimikler, jestler ve beden dili gibi sözel olmayan ipuçları, sanal ortamda kaybolabilir. Bu da yanlış anlamalara ve iletişim sorunlarına yol açabilir.

Sanal Flörtün İncelikleri

Sanal dünyada flört etmek, gerçek hayattaki flörtten farklı dinamiklere sahip olabilir. Profil fotoğrafları, paylaşımlar ve mesajlar, sanal dünyadaki ilk izlenimi oluşturur. Ancak bu izlenim yanıltıcı olabilir. Herkes sosyal medyada en iyi halini sergileme eğilimindedir. Bu nedenle sanal flörtte gerçekçi beklentilere sahip olmak önemlidir.

Sanal flörtte dürüstlük ve açık iletişim çok önemlidir. Kendinizi olduğunuz gibi ifade etmekten çekinmeyin. Karşınızdaki kişiyle ilgi alanlarınızı, değerlerinizi ve beklentilerinizi paylaşın. Ancak unutmayın, sanal dünyada her şey göründüğü gibi olmayabilir. Bu nedenle karşınızdaki kişiyi tanımak için acele etmeyin.

Sanal İlişkilerin Avantajları ve Dezavantajları

Sanal ilişkilerin en büyük avantajı, mesafe tanımamasıdır. Dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insanlar bile sanal ortamda birbirleriyle tanışabilir, sohbet edebilir ve hatta aşk yaşayabilir. Ayrıca sanal ilişkiler, utangaç veya sosyal anksiyete yaşayan kişiler için daha kolay bir başlangıç noktası olabilir.

Ancak sanal ilişkilerin dezavantajları da yok değil. Sanal ortamda güven oluşturmak daha zor olabilir. Karşınızdaki kişiyi gerçekten tanıdığınızdan emin olmak için zaman ve çaba harcamanız gerekebilir. Ayrıca sanal ilişkilerde fiziksel yakınlık eksikliği, duygusal bağ kurmayı zorlaştırabilir.

Sanal İlişkiden Gerçek İlişkiye Geçiş

Sanal ortamda başlayan bir ilişki, zamanla gerçek hayata taşınabilir. Ancak bu geçiş sürecinde bazı zorluklar yaşanabilir. Sanal dünyada kurulan beklentiler, gerçek hayatta karşılanmayabilir. Karşınızdaki kişiyi sanal ortamda tanıdığınız kadar gerçek hayatta da tanımanız zaman alabilir.

Sanal ilişkiden gerçek ilişkiye geçişte sabır ve anlayış çok önemlidir. İlişkinize zaman tanıyın ve karşılıklı beklentilerinizi açıkça konuşun. Unutmayın, her ilişkinin kendine özgü bir dinamiği vardır. İlişkinizin sanal ortamda mı yoksa gerçek hayatta mı başladığı önemli değil, önemli olan karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış üzerine kurulu olmasıdır.

Sanal İlişkilerde Güven Nasıl Oluşturulur?

Sanal ilişkilerde güven oluşturmak, zaman ve çaba gerektiren bir süreçtir. Karşınızdaki kişiyle düzenli olarak iletişim kurmak, onu daha yakından tanımak için önemli bir adımdır. Ancak güven oluşturmanın tek yolu bu değildir.

Sanal ilişkilerde dürüstlük ve şeffaflık çok önemlidir. Kendinizi olduğunuz gibi ifade etmekten çekinmeyin. Karşınızdaki kişiyle kişisel bilgilerinizi paylaşırken dikkatli olun, ancak tamamen kapalı olmaktan da kaçının. Güvenilir bir ortam oluşturmak için karşılıklı olarak sınırlarınızı belirleyin.

Sanal İlişkilerde Sınırlar Nasıl Belirlenir?

Sanal ilişkilerde sınırlar belirlemek, sağlıklı bir ilişki için önemlidir. Ne kadar zamanınızı sanal ortamda geçireceğinizi, ne tür paylaşımlarda bulunacağınızı ve karşınızdaki kişiden ne tür beklentileriniz olduğunu açıkça konuşun. Bu sayede yanlış anlamaların ve hayal kırıklıklarının önüne geçebilirsiniz.

Sanal ilişkilerde sınırlar belirlemek, karşınızdaki kişiye saygı duymanın bir göstergesidir. Herkesin farklı ihtiyaçları ve beklentileri vardır. Bu nedenle karşınızdaki kişinin sınırlarına saygı gösterin ve kendi sınırlarınızı net bir şekilde ifade edin.

Sanal İlişkilerde İletişim Nasıl Olmalıdır?

Sanal ilişkilerde iletişim, gerçek hayattaki iletişimden farklı olabilir. Mimikler, jestler ve beden dili gibi sözel olmayan ipuçları sanal ortamda kaybolur. Bu nedenle sanal ilişkilerde açık ve net bir iletişim kurmak önemlidir.

Duygu ve düşüncelerinizi net bir şekilde ifade edin. Karşınızdaki kişinin ne demek istediğini anladığınızdan emin olmak için sorular sorun. Yanlış anlamaların önüne geçmek için açık uçlu sorular sorun ve karşınızdaki kişinin cevaplarını dikkatlice dinleyin.

Sanal İlişkilerin Geleceği

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanal ilişkilerin geleceği de merak konusu. Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojileri, sanal ilişkileri daha gerçekçi bir hale getirebilir. Bu teknolojiler sayesinde, sanal ortamda karşınızdaki kişiyle fiziksel olarak yakınlaşabilir, hatta dokunabilirsiniz.

Sanal ilişkilerin geleceği ne olursa olsun, gerçek ilişkilerin yerini tamamen alamayacağı düşünülüyor. Yüz yüze iletişimin yerini hiçbir şey tutamaz. Ancak sanal ilişkiler, yeni insanlarla tanışmak, farklı kültürleri keşfetmek ve hatta aşk yaşamak için harika bir fırsat sunuyor.

Sanal ilişkilerden gerçek ilişkilere geçiş sürecinde yaşanan zorlukların üstesinden gelmek için sabırlı olmak ve karşılıklı anlayış göstermek gerekiyor. Unutmayın, her ilişkinin kendine özgü bir dinamiği vardır. İlişkinizin sanal ortamda mı yoksa gerçek hayatta mı başladığı önemli değil, önemli olan karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış üzerine kurulu olmasıdır.


Sigarayi-Birakmak-Icin-Hipnoterapi-Nasil-Kullanilir.jpg

9 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Sigarayı bırakmak, birçok insan için zorlu bir süreçtir. Nikotin bağımlılığı, hem fiziksel hem de psikolojik etkileriyle sigarayı bırakmayı zorlaştırır. Ancak, sigarayı bırakmak için farklı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri de hipnoterapidir. Hipnoterapi, zihnin bilinçaltı seviyesine ulaşarak sigara bağımlılığının kökenine inmeyi ve bu bağımlılığı ortadan kaldırmayı hedefler.

Hipnoterapi Nedir ve Nasıl Çalışır?

Hipnoterapi, bir çeşit bilinç değişikliği durumudur. Bu durumda kişi, telkinlere daha açık hale gelir ve zihnindeki olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye daha yatkın olur. Hipnoterapi, aslında kişinin kendi zihninin gücünü kullanarak değişim yaratmasına yardımcı olur. Sigara bağımlılığı konusunda hipnoterapi, kişinin sigara içme isteğini azaltmaya, sigarayla ilgili olumsuz düşünceleri değiştirmeye ve sigarasız bir yaşamı benimsemeye yönelik telkinlerde bulunur.

Hipnoterapinin sigara bağımlılığına etkisi, kişinin bilinçaltındaki sigara içme isteğini tetikleyen düşünce ve duyguları değiştirmeye dayanır. Sigara içme isteği genellikle stres, kaygı, sıkıntı gibi olumsuz duygularla tetiklenir. Hipnoterapi, bu olumsuz duyguları yönetmeyi öğrenmeye ve sigara içme isteğini farklı, sağlıklı yollarla karşılamaya yardımcı olur.

Sigarayı Bırakmak İçin Hipnoterapinin Faydaları Nelerdir?

Hipnoterapi, sigarayı bırakmak isteyenler için birçok fayda sunar. İlk olarak, sigara içme isteğini azaltarak bırakma sürecini kolaylaştırır. Sigarayı bırakmak isteyen kişilerin en büyük zorluğu, yoğun sigara içme isteğiyle baş etmektir. Hipnoterapi, bu isteği azaltarak kişinin daha rahat bir şekilde sigaradan uzaklaşmasını sağlar.

İkinci olarak, hipnoterapi, sigarayla ilgili olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye yardımcı olur. Birçok sigara bağımlısı, sigarayı stresi azaltan, rahatlatan bir araç olarak görür. Hipnoterapi, bu düşünce kalıplarını değiştirerek sigaranın aslında sağlığa zararlı olduğunu ve gerçek bir rahatlama sağlamadığını fark etmeyi sağlar.

Üçüncü olarak, hipnoterapi, sigarasız bir yaşamı benimsemeye yönelik motivasyonu artırır. Sigarayı bırakmak isteyen kişiler genellikle “yapamam” düşüncesiyle mücadele ederler. Hipnoterapi, kişinin özgüvenini artırarak sigarayı bırakabileceğine inanmasını sağlar.

Son olarak, hipnoterapi, sigarayı bıraktıktan sonra yaşanabilecek yoksunluk belirtilerini azaltmaya yardımcı olur. Sigarayı bıraktıktan sonra görülen baş ağrısı, sinirlilik, uyku problemleri gibi belirtiler, kişiyi tekrar sigaraya başlamaya itebilir. Hipnoterapi, bu belirtileri azaltarak bırakma sürecini daha kolay hale getirir.

Hipnoterapi Seansları Nasıl Gerçekleşir?

Hipnoterapi seansları, genellikle bir hipnoterapist eşliğinde gerçekleştirilir. Seans öncesinde terapist, kişiyle bir ön görüşme yaparak sigara bağımlılığı geçmişini, bırakma motivasyonunu ve beklentilerini öğrenir. Bu bilgiler doğrultusunda kişiye özel bir hipnoterapi planı oluşturulur.

Hipnoterapi seansı sırasında terapist, kişiyi rahatlatıcı bir ortamda hipnoz durumuna geçirir. Hipnoz, kişinin gevşediği, zihninin sakinleştiği bir durumdur. Bu durumda kişi, terapistin telkinlerine daha açık hale gelir. Terapist, kişiye sigara içme isteğini azaltmaya, sigarayla ilgili olumsuz düşünceleri değiştirmeye ve sigarasız bir yaşamı benimsemeye yönelik telkinlerde bulunur.

Hipnoterapi seansları genellikle bir saat sürer. Seans sayısı ise kişinin ihtiyacına göre değişebilir. Bazı kişiler için birkaç seans yeterli olurken, bazıları için daha fazla seans gerekebilir.

Sigarayı Bırakmak İçin Hipnoterapiye Alternatifler Nelerdir?

Hipnoterapinin yanı sıra sigarayı bırakmak için başka yöntemler de bulunmaktadır. Nikotin bantları, sakızları ve pastilleri, nikotin ihtiyacını karşılayarak yoksunluk belirtilerini azaltmaya yardımcı olur. Bu ürünler, sigarayı bırakma sürecinde destekleyici bir rol oynayabilir.

Reçeteli ilaçlar da sigarayı bırakmak için bir seçenektir. Bu ilaçlar, beyindeki nikotin reseptörlerini bloke ederek sigara içme isteğini azaltır. Ancak, reçeteli ilaçların yan etkileri olabileceği için doktor kontrolünde kullanılması önemlidir.

Bilişsel davranışçı terapi (BDT), sigarayla ilgili olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye yardımcı olur. BDT, kişinin sigara içme isteğini tetikleyen durumları fark etmesini ve bu durumlarla başa çıkmak için yeni stratejiler geliştirmesini sağlar.

Destek grupları da sigarayı bırakma sürecinde önemli bir rol oynayabilir. Destek grupları, aynı zorlukla mücadele eden insanlarla bir araya gelerek deneyimlerini paylaşma ve birbirlerine destek olma imkanı sunar.

Hipnoterapinin Yan Etkileri Var mıdır?

Hipnoterapi, güvenli ve etkili bir yöntem olarak kabul edilir. Ancak, bazı kişilerde hafif baş dönmesi, baş ağrısı veya uyku hali gibi yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler genellikle geçicidir ve ciddi bir sağlık sorunu oluşturmaz.

Hipnoterapi, herkes için uygun olmayabilir. Geçmişte psikolojik sorunlar yaşamış veya şu anda psikolojik tedavi gören kişilerin hipnoterapiye başlamadan önce doktorlarına danışmaları önemlidir.

Hipnoterapist Seçerken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Hipnoterapist seçerken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. İlk olarak, terapistin sertifikalı ve deneyimli olduğundan emin olunmalıdır. Sertifikalı bir hipnoterapist, gerekli eğitimi almış ve mesleki standartlara uygun hizmet vermeyi taahhüt etmiş demektir.

İkinci olarak, terapistin sigara bağımlılığı konusunda uzmanlaşmış olması önemlidir. Sigara bağımlılığı, diğer bağımlılıklardan farklı dinamiklere sahip olabilir. Bu nedenle, sigara bağımlılığı konusunda deneyimli bir terapist, daha etkili bir tedavi sunabilir.

Üçüncü olarak, terapistle iyi bir iletişim kurabildiğinizden emin olunmalıdır. Hipnoterapi, güvene dayalı bir ilişki gerektirir. Terapistle rahat hissetmek ve ona güvenmek, tedavinin başarısı için önemlidir.

Son olarak, terapistin ücret politikasını öğrenmek önemlidir. Hipnoterapi seansları ücretli olabilir. Bu nedenle, seans ücretlerini ve ödeme koşullarını önceden öğrenmek, sürprizlerle karşılaşmamak için önemlidir.

Sigarayı Bırakmak İçin Hipnoterapiye Ek Olarak Neler Yapılabilir?

Hipnoterapi, sigarayı bırakma sürecinde etkili bir yöntem olsa da, tek başına yeterli olmayabilir. Hipnoterapiye ek olarak yapılabilecek bazı şeyler, bırakma sürecini daha kolay ve başarılı hale getirebilir.

İlk olarak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, stresi yönetmek ve yeterli uyku almak, sigarayı bırakma sürecinde vücudun nikotin ihtiyacını azaltır ve yoksunluk belirtilerini hafifletir.

İkinci olarak, sigara içme isteğiyle başa çıkmak için farklı yöntemler denemek faydalı olabilir. Sigara içme isteği geldiğinde derin nefes almak, su içmek, sakız çiğnemek veya başka bir şeyle ilgilenmek gibi yöntemler, isteği bastırmaya yardımcı olabilir.

Üçüncü olarak, sigarayı bırakma sürecinde destek almak önemlidir. Aile, arkadaşlar, destek grupları veya bir terapistten destek almak, motivasyonu artırır ve zorluklarla başa çıkmayı kolaylaştırır.


Online-Terapi-Online-psikolog-En-Iyi-Sekilde-Nasil-Yararlanilir.avif

8 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Pandeminin hayatımıza kattığı en büyük değişimlerden biri de hiç kuşkusuz online terapi oldu. Eskiden sadece yüz yüze yapılan terapiler, artık dijital dünyanın nimetlerinden faydalanarak evlerimizin konforunda gerçekleşiyor. Bu kolaylık ve erişilebilirlik, beraberinde birçok soruyu da getiriyor:

Online Terapiye İlk Adım

Online terapiye başlamadan önce en önemli adım, sizin için doğru psikoloğu bulmaktır. Bu süreçte dikkate almanız gereken birkaç önemli nokta bulunuyor:

  • Uzmanlık alanı: Her psikoloğun uzmanlık alanı farklıdır. Anksiyete, depresyon, ilişki sorunları gibi hangi konuda desteğe ihtiyacınız olduğunu belirleyin ve bu alanda uzmanlaşmış bir psikolog arayışına girin.
  • Deneyim: Psikoloğun deneyimi, terapi sürecinizin başarısı için önemli bir faktördür. Uzun yıllardır terapi veren ve farklı danışanlarla çalışmış bir psikolog, size daha iyi rehberlik edebilir.
  • Yaklaşım: Farklı terapi yaklaşımları (bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi vb.) bulunur. Size uygun olan yaklaşımı benimseyen bir psikolog seçmek, terapi sürecinden daha fazla verim almanızı sağlayabilir.
  • Kişisel uyumluluk: Terapi, kişisel bir yolculuktur. Bu yüzden psikoloğunuzla aranızda bir uyum olması önemlidir. Birkaç psikologla ön görüşme yaparak, kendinizi rahat ve güvende hissettiğiniz kişiyi seçebilirsiniz.

Online psikolog arayışınızda, güvenilir platformlardan faydalanabilirsiniz. Bu platformlarda psikologların özgeçmişleri, uzmanlık alanları ve danışan yorumları gibi bilgilere ulaşabilirsiniz.

Online Terapi Platformları

Online terapi platformları, psikologlar ve danışanlar arasında köprü görevi görür. Bu platformları seçerken güvenlik ve kullanım kolaylığına dikkat etmek önemlidir. İşte dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:

  • Gizlilik: Platformun kişisel verilerinizi ve terapi seanslarınızın içeriğini korumak için gerekli önlemleri aldığından emin olun.
  • Video ve ses kalitesi: Terapi seanslarının kesintisiz ve kaliteli bir şekilde gerçekleşmesi için platformun teknik altyapısı sağlam olmalıdır.
  • Kullanıcı dostu arayüz: Platformun kullanımı kolay ve anlaşılır olmalıdır. Böylece terapi seanslarınıza odaklanabilir ve teknik sorunlarla uğraşmak zorunda kalmazsınız.
  • Ek özellikler: Bazı platformlar, mesajlaşma, randevu planlama ve ödeme gibi ek özellikler sunar. Bu özellikler, terapi sürecini daha kolay ve verimli hale getirebilir.

Online Terapi Seanslarına Hazırlık

Online terapi seanslarından en iyi şekilde yararlanmak için hem teknik hem de psikolojik açıdan hazırlıklı olmanız gerekir. İşte dikkate almanız gereken bazı ipuçları:

Teknik hazırlık

    • İnternet bağlantınızın stabil olduğundan emin olun.
    • Ses ve görüntü kalitesini kontrol edin.
    • Kullanacağınız cihazın (bilgisayar, tablet, telefon) şarjının dolu olduğundan emin olun.
    • Sessiz ve rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortam seçin.

Psikolojik hazırlık

    • Terapi seansından önce neleri konuşmak istediğinizi düşünün.
    • Duygularınızı açıkça ifade etmeye hazır olun.
    • Terapi sürecine zaman ayırın ve seanslara düzenli olarak katılın.
    • Terapiye açık ve istekli olun.

Online Terapi Sırasında

Online terapi seansları sırasında etkili iletişim kurmak ve psikoloğunuzla güven ortamı oluşturmak, terapi sürecinin başarısı için önemlidir. İşte dikkate almanız gereken bazı noktalar:

  • Dürüst ve açık olun: Duygularınızı, düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi psikoloğunuzla paylaşmaktan çekinmeyin.
  • Soru sormaktan çekinmeyin: Terapi süreciyle ilgili aklınıza takılan herhangi bir soruyu psikoloğunuza sorabilirsiniz.
  • Aktif Dinleme yapın: Psikoloğunuzun söylediklerini dikkatlice dinleyin ve anlamaya çalışın.
  • Kendinizi rahat hissedin: Terapi seansları sırasında rahat ve güvende hissetmek önemlidir. Eğer kendinizi rahatsız hissederseniz, bunu psikoloğunuzla paylaşın.
  • Düzenli katılım: Terapi seanslarına düzenli olarak katılmak, terapi sürecinizin başarısı için önemlidir.

Online Terapi Sonrası

Online terapi seanslarının ardından, psikoloğunuzun önerilerini ve öğrendiğiniz yeni becerileri hayatınıza uygulamaya devam etmek önemlidir. İşte terapi sonrası dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:

  • Önerileri uygulayın: Psikoloğunuzun önerdiği egzersizleri, teknikleri ve aktiviteleri düzenli olarak yapmaya çalışın.
  • Kendinize zaman tanıyın: Değişim ve büyüme zaman alır. Kendinize karşı sabırlı olun ve sürecin tadını çıkarmaya çalışın.
  • Destek almaya devam edin: İhtiyaç duyduğunuzda psikoloğunuzdan veya destek gruplarından yardım almaktan çekinmeyin.
  • Kendinizi takdir edin: Küçük adımları bile takdir etmek, motivasyonunuzu yüksek tutmanıza yardımcı olur.

Online terapi, psikolojik destek almak için etkili ve erişilebilir bir yöntemdir. Doğru psikoloğu bulmak, güvenilir bir platform seçmek ve terapi sürecine aktif olarak katılmak, online terapiden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlar. Unutmayın, terapi kişisel bir yolculuktur ve herkesin deneyimi farklı olabilir. Kendinize zaman tanıyın, sabırlı olun ve değişim için çaba göstermeye devam edin.


Psikologa-Ne-Zaman-Gitmeliyim-1200x751.jpg

7 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Günlük hayatın karmaşası içinde kendimizi zaman zaman kaybolmuş hissedebiliriz. Üzüntü, kaygı, öfke gibi duygularla baş etmek zorlaşabilir. İşte tam bu noktada, bir psikologdan destek almak hayatımızda önemli bir dönüm noktası olabilir. Psikolojik destek almak sadece ciddi rahatsızlıkları olanlar için değil, herkes için önemlidir.

Duygusal Zorluklarla Başa Çıkmakta Güçlük Çekmek

Hayatın getirdiği zorluklarla baş etmek her zaman kolay olmayabilir. Kayıp, ayrılık, iş stresi, ilişki sorunları gibi durumlar duygusal olarak bizi zorlayabilir. Eğer bu tür zorluklarla başa çıkmakta güçlük çekiyor ve günlük hayatınızı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmandan yardım almayı düşünebilirsiniz. Psikologlar, size duygusal zorluklarla baş etme becerileri kazandırarak daha sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir.

Sürekli kaygı ve endişe hissetmek

Kaygı, hayatın doğal bir parçasıdır ancak sürekli ve kontrol edilemeyen bir kaygı durumu günlük yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Gelecekle ilgili endişeler, belirsizliklerle başa çıkma güçlüğü, panik ataklar gibi durumlar psikolojik destek almanız gerektiğinin bir işareti olabilir. Psikologlar, kaygı yönetimi tekniklerini öğrenmenize ve daha sakin bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir.

Uyku problemleri yaşamak

Uyku, zihinsel ve fiziksel sağlığımız için son derece önemlidir. Ancak stres, kaygı, depresyon gibi durumlar uyku düzenimizi bozabilir. Eğer uzun süredir uykuya dalmakta güçlük çekiyor, sık sık uyanıyor veya yeterince uyuyamıyorsanız, bu durumun altında yatan psikolojik nedenler olabilir. Bir psikolog, uyku problemlerinizin nedenlerini belirlemenize ve çözüm bulmanıza yardımcı olabilir.

Fiziksel belirtilerle karşılaşmak

Bazen psikolojik sıkıntılar bedenimizde de kendini gösterebilir. Baş ağrısı, mide bulantısı, kas ağrıları gibi fiziksel belirtiler, stres, kaygı veya depresyonun bir sonucu olabilir. Eğer doktorunuz fiziksel bir neden bulamıyorsa, bir psikologla görüşmek faydalı olabilir. Psikologlar, psikolojik sıkıntılarınızın bedensel belirtilerle olan ilişkisini anlamanıza ve çözüm bulmanıza yardımcı olabilir.

Sosyal izolasyon ve ilişki sorunları

İnsan sosyal bir varlıktır ve ilişkilerimiz yaşam kalitemizi önemli ölçüde etkiler. Ancak bazı durumlarda sosyal ortamlardan uzaklaşabilir, kendimizi yalnız hissedebilir veya ilişki kurmakta zorlanabiliriz. Bu tür durumlar, psikolojik destek almanın faydalı olabileceği bir diğer işarettir. Psikologlar, sosyal becerilerinizi geliştirmenize, sağlıklı ilişkiler kurmanıza ve sürdürmenize yardımcı olabilir.

Kendine zarar verme düşünceleri

Kendine zarar verme düşünceleri ciddiye alınması gereken bir durumdur. Eğer kendinize zarar verme düşünceleriniz varsa veya intiharı düşünüyorsanız, acil olarak bir psikolog veya psikiyatristten yardım almalısınız. Unutmayın, yalnız değilsiniz ve yardım alabileceğiniz birçok kaynak var.

Psikolojik Desteğin Faydaları

Psikolojik destek almak, birçok farklı fayda sağlayabilir. Psikologlar, size duygusal zorluklarla başa çıkma becerileri kazandırabilir, kaygı ve stresi azaltabilir, özgüveninizi artırabilir, iletişim becerilerinizi geliştirebilir ve daha sağlıklı ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, psikolojik destek almak, kronik ağrı, uyku bozuklukları ve bazı fiziksel rahatsızlıkların tedavisinde de etkili olabilir.

Psikolojik Destek Ne Kadar Sürer?

Psikolojik destek süresi, kişinin ihtiyaçlarına ve terapi yöntemine göre değişebilir. Bazı kişiler birkaç seans sonra iyileşme gösterirken, bazıları daha uzun süreli terapiye ihtiyaç duyabilir. Psikologunuzla birlikte, terapi sürecini ve ilerlemenizi düzenli olarak değerlendireceksiniz.

Psikolojik destek almak, bazı kişiler için maddi bir yük olabilir. Ancak unutmayın, sağlık sigortanız psikolojik destek masraflarını karşılayabilir. Ayrıca, bazı psikologlar ücretsiz veya düşük ücretli hizmetler sunabilir. Maddi durumunuz hakkında endişeleriniz varsa, psikoloğunuzla konuşmaktan çekinmeyin.

Psikolojik Destek Almak İçin Neler Yapmalıyız?

Eğer psikolojik destek almaya karar verdiyseniz, ilk olarak bir psikolog bulmalısınız. Psikolog bulmak için farklı yöntemler kullanabilirsiniz. Örneğin, doktorunuzdan veya arkadaşlarınızdan tavsiye alabilirsiniz. Ayrıca, internette psikolog arama sitelerini kullanabilir veya Türk Psikologlar Derneği’nin web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Psikologla ilk görüşmenizde, sorunlarınız hakkında dürüst olmalısınız. Psikoloğa güvenmeli ve ona her şeyi anlatmalısınız. Psikolog, size yardımcı olmak için elinden geleni yapacaktır.

Unutmayın, psikolojik destek almak utanılacak bir şey değildir. Herkesin zaman zaman yardıma ihtiyacı olabilir. Psikolojik destek almak, hayatınızda olumlu bir değişimin başlangıcı olabilir.

Psikolojik destek almak, hayatınızda önemli bir adımdır. Eğer duygusal zorluklarla başa çıkmakta güçlük çekiyor, sürekli kaygı ve endişe hissediyor, uyku problemleri yaşıyor, fiziksel belirtilerle karşılaşıyor, sosyal izolasyon yaşıyor veya ilişki sorunları yaşıyorsanız, bir psikologla görüşmekten çekinmeyin. Psikolojik destek almak, daha mutlu, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir.


Konya-da-ucretsiz-psikolog.jpg

6 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Kayseri’de yaşıyor ve psikolojik destek almak istiyorsunuz ancak bütçeniz kısıtlı mı? Endişelenmeyin, bu yazımızda Kayseri’de ücretsiz psikolojik destek alabileceğiniz imkanları ve bu imkanlara nasıl ulaşabileceğinizi detaylı bir şekilde anlatacağız.

Ayrıca okuyun: Kayseri’de Psikologlar Arasında Yaratıcı Sanat Terapisi ve Uygulamaları

Kayseri’de Neden Ücretsiz Psikolojik Desteğe İhtiyaç Duyabilirsiniz?

Günümüzün stresli ve yoğun hayat temposunda psikolojik sorunlar sıklıkla karşılaşılan durumlar haline gelmiştir. Bu durum Kayseri gibi büyükşehirlerde de farklılık göstermemektedir. Kaygı bozukluğu, depresyon, öfke kontrol sorunları, yas, ilişki problemleri gibi pek çok psikolojik sorun insanlar yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilmektedir.

Eğer siz de bu gibi sorunlardan muzdaripseniz ve profesyonel psikolojik destek almak istiyorsanız ancak ücret konusunda endişeleriniz varsa, devlet kurumları, belediyeler, vakıflar ve bazı özel psikologlar tarafından sunulan ücretsiz psikolojik destek hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.

Kayseri’de Ücretsiz Psikolojik Destek İmkanları Nelerdir?

Kayseri’de ücretsiz psikolojik destek alabileceğiniz çeşitli imkanlar bulunmaktadır. Aşağıda bu imkanları detaylıca inceleyelim:

Devlet hastaneleri ve poliklinikleri

Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastaneleri ve polikliniklerinde psikiyatri veya psikolog ünitesi bulunan kurumlarda psikolojik değerlendirme ve danışmanlık hizmeti alabilirsiniz. Bu hizmetlerden yararlanabilmek için bağlı olduğunuz semt polikliniğine veya psikiyatri ünitesi bulunan herhangi bir devlet hastanesine başvurarak randevu alabilirsiniz. Devlet hastanelerinde verilen psikolojik hizmetlerin psikiyatrist veya psikologlar tarafından yürütüldüğünü ve genellikle ilaç tedavisiyle birlikte yürütülen bir terapi süreci şeklinde olabileceğini unutmamalısınız.

Üniversite psikoloji bölümleri

Selçuk Üniversitesi Psikoloji Bölümü gibi Kayseri’deki bazı üniversitelerin psikoloji bölümleri bünyesinde ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti verilmektedir. Bu hizmetlerden yararlanabilmek için üniversitenin ilgili birimine başvurarak danışmanlık merkezine yönlendirilmeniz gerekmektedir. Üniversitelerin psikoloji bölümleri tarafından verilen ücretsiz psikolojik destek genellikle öğrenci psikologlar tarafından yürütülmektedir. Bu hizmetler genellikle kısa süreli terapi şeklinde olabilmektedir.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Bilgehane Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimleri

Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 20 şubesi bulunan Bilgehaneler bünyesinde psikolojik danışmanlık ve rehberlik birimleri hizmet vermektedir. Bu birimlere başvurarak hem bireysel hem de aile olarak psikolojik sorunlarınızla ilgili olarak ücretsiz danışmanlık hizmeti alabilirsiniz. Bilgehane psikolojik danışmanlık hizmetlerinden yararlanabilmek için size en yakın Bilgehane şubesine başvurarak randevu oluşturmanız gerekmektedir.

Vakıf ve dernekler

Kayseri’de faaliyet gösteren bazı vakıf ve dernekler de psikolojik sorunları olan kişilere yönelik olarak ücretsiz psikolojik destek hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmetlerden yararlanabilmek için ilgili vakıf veya dernekle iletişime geçerek randevu almanız gerekmektedir.

Kayseri’de Ücretsiz Psikolojik Destek Hizmetlerine Başvuru Sonrası Süreç

Kayseri’de ücretsiz psikolojik destek hizmeti veren bir kuruma başvurduktan sonra genellikle ilk olarak bir değerlendirme görüşmesine alınirsiniz. Bu görüşmede psikolog yaşadığınız psikolojik sorunları ve geçmiş psikolojik öykünüzü dinler. Bu değerlendirme görüşmesine göre size uygun bir terapi programı oluşturulabilir veya başka bir destek yöntemi önerilebilir.

Ücretsiz psikolojik destek programlarının genellikle seans sayısı sınırlı olabileceğini unutmamalısınız. Eğer daha uzun süreli bir terapi sürecine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız danışman psikolog ile bu durumu konuşabilir ve ücretli terapi seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.

Kayseri’de Ücretsiz Psikolojik Destek Hizmetlerinin Faydaları

Kayseri’de ücretsiz psikolojik destek hizmetlerinin pek çok faydası bulunmaktadır. Bu faydalar şunları içerir:

Psikolojik sorunların erken dönemde tespiti ve tedavisi: Ücretsiz psikolojik destek hizmeti sayesinde yaşadığınız psikolojik sorunları erken dönemde fark edebilir ve tedavi sürecine başlayabilirsiniz. Erken dönemde başlanan tedavi sayesinde psikolojik sorunlarınızın günlük hayatınızı olumsuz yönde etkilemesinin önüne geçebilirsiniz.

Psikolojik okuryazarlığın arttırılması: Ücretsiz psikolojik destek hizmeti veren kurumlar genellikle psikolojik sağlık hakkında eğitimler de düzenleyebilmektedir. Bu eğitimlere katılarak psikolojik okuryazarlığınızı geliştirebilir ve psikolojik sağlığınızı korumak için neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Maddi yükümlülük oluşturmaması: Ücretsiz psikolojik destek hizmeti sayesinde psikolojik sorunlarınız için maddi kaygı duymadan profesyonel destek alabilirsiniz. Bu durum özellikle maddi durumu elvermeyen kişiler için oldukça önemlidir.

Kayseri’de Ücretsiz Psikolojik Destek Hizmetlerinden Nasıl Faydalanabilirsiniz?

İhtiyacınıza uygun hizmeti belirleyin: Size en uygun hizmeti veren kurumu seçebilirsiniz. Örneğin; kaygı bozukluğunuz varsa bilişsel davranışçı terapi uygulayan bir psikolog ile görüşmek isteyebilirsiniz. Bu nedenle başvuracağınız kurumun uzmanlık alanlarını araştırmanızda fayda var.

Kurum ile iletişime geçin: Seçtiğiniz kurumun iletişim bilgilerine ulaşarak randevu oluşturmanız gerekmektedir. Çoğu hastane ve poliklinikte online randevu sistemi bulunurken, Bilgehaneler gibi kurumlarda direkt olarak şubeye giderek veya telefonla arayarak randevu oluşturabilirsiniz.

Gerekli belgeleri hazırlayın: Bazı kurumlar randevu sırasında kimlik fotokopisi, sağlık raporu gibi belgeler talep edebilmektedir. Başvuracağınız kurumun sizden hangi belgeleri istediğini önceden öğrenmenizde fayda var.

Randevu gününde ilgili kurumda olun: Randevu gününde ve saatinde ilgili kurumda bulunmanız önemlidir. İlk görüşmenizde psikolog sizin yaşadığınız psikolojik sorunları ve geçmişinizi detaylı bir şekilde dinleyecektir. Bu nedenle görüşmeye geçmişinize dair önemli bilgileri not alarak gitmeniz size fayda sağlayabilir.

Düzenli olarak terapiye devam edin: Psikolog tarafından verilen tanı ve tedavi önerilerine uymanız ve düzenli olarak terapi seanslarına katılmanız oldukça önemlidir. Ücretsiz psikolojik destek hizmeti veren kurumlarda seans sayısı genellikle sınırlı olabilmektedir. Bu nedenle size önerilen seans sayısını tamamlamaya özen göstermelisiniz.

Kayseri’de Ücretsiz Psikolojik Destek Hizmetleri Kullanırken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Kayseri’de ücretsiz psikolojik destek hizmeti alırken dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar şunlardır:

Bekleme süresine hazırlıklı olun: Ücretsiz psikolojik destek hizmeti veren kurumlarda genellikle yoğunluk yaşanmaktadır. Bu nedenle randevu tarihinize kadar beklemeniz gerekebilir.

Hizmetin kapsamını öğrenin: Bazı kurumlarda verilen ücretsiz psikolojik destek hizmeti sadece belirli sayıda seans ile sınırlı olabilir. Bu nedenle başvuru öncesinde kurumun sunduğu hizmetin kapsamını öğrenmenizde fayda var.

Gizliliğe önem verildiğinden emin olun: Psikolog ile yaptığınız görüşmelerin gizliliğinin sağlandığından emin olmalısınız. Bu konuyu terapistiniz ile görüşmeniz ve gizlilik politikası hakkında bilgi almanız size fayda sağlayabilir.

Psikolog ile uyum yakalayın: Terapi sürecinin başarısı için psikolog ile iyi bir uyum yakalamanız önemlidir. Eğer psikolog ile kendinizi rahat hissetmezseniz terapistinizi değiştirmekten çekinmeyin.

Kayseri’de yaşanan yoğun yaşam temposu ve stres faktörleri psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu gibi durumlarda profesyonel psikolojik destek almak oldukça önemlidir. Neyse ki Kayseri’de devlet hastaneleri, üniversiteler, belediyeler ve bazı vakıflar tarafından ücretsiz psikolojik destek hizmeti verilmektedir. Bu yazımızda sizlere Kayseri’de ücretsiz psikolojik destek alabileceğiniz imkanlardan ve bu hizmetlerden nasıl yararlanabileceğinizden bahsettik. Eğer siz de psikolojik sorunlar yaşıyor ve profesyonel destek almak istiyorsanız bu yazımızda yer alan bilgilerden yararlanarak Kayseri’de size en uygun hizmeti veren kurum ile iletişime geçebilirsiniz. Unutmayın, psikolojik sorunlar çözülebilir problemlerdir. Erken dönemde profesyonel destek almak, sağlıklı bir yaşam sürmeniz için oldukça önemlidir.

Ayrıca okuyun: Stres ve Beslenme Arasındaki Bağlantı


Psikologlar-ne-not-alir-1200x675.avif

5 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Psikologlar, danışanlarının ruhsal sağlıklarını korumak ve geliştirmek için çalışan uzman kişilerdir. Terapi seansları sırasında, danışanlar en derin duygularını, düşüncelerini ve geçmiş deneyimlerini psikologlarıyla paylaşırlar. Bu hassas bilgilerin korunması ve etkili bir terapi süreci yürütülebilmesi için psikologların detaylı notlar alması gerekir.

Ayrıca okuyun: Psikolojik Danışmanlıkta Ruhsal Sağlık ve Fiziksel Egzersiz

Psikologların Not Alma Nedenleri

Psikologların not alma uygulamalarının ardında yatan temel sebep, etkili bir terapi süreci yürütmektir. Bu notlar, psikologların danışanlarının durumlarını anlamalarına, tedavi planları oluşturmalarına ve ilerlemeyi takip etmelerine yardımcı olur.

  • Danışanın anlamlandırılması: Psikologlar, danışanlarının anlattıklarından anahtar kelimeler, cümleler ve duygusal ifadeler not alırlar. Bu notlar, danışanın içinde bulunduğu durumu, yaşadığı zorlukları ve sahip olduğu düşünce kalıplarını anlamlandırmak için kullanılır. Örneğin, bir danışan sürekli olarak olumsuz cümleler kuruyorsa, psikolog bu durumu not alarak, olumsuz düşünce kalıplarına müdahale etmek için stratejiler geliştirebilir.

  • Tedavi planı oluşturma: Psikologlar, danışanlarının geçmiş öykülerini, semptomlarını, kişilik özelliklerini ve baş etme becerilerini not alarak, terapi için kişiselleştirilmiş bir plan oluştururlar. Bu plan, danışanın ihtiyaçlarına göre bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi, oyun terapisi gibi farklı terapi yaklaşımlarını içerebilir.

  • İlerleme takibi: Psikologlar, seanslar boyunca danışanlarının tepkilerini, duygu durumlarını ve davranışsal değişiklikleri not alarak ilerlemeyi takip ederler. Bu notlar, terapinin etkililiğini değerlendirmek ve gerekirse tedavi planında güncellemeler yapmak için kullanılır.

Psikologların Notlarında Neler Yer Almaz?

Şimdiye kadar psikologların notlarında yer alan unsurları inceledik. Ancak, psikologların kesinlikle not almadığı bazı bilgiler de vardır. Bu durum, danışanların gizliliğinin korunması ve etik ilkeler çerçevesinde hareket etme gerekliliğinden kaynaklanır.

  • Kişisel identifikasyon bilgileri: Psikologlar, danışanlarının adresleri, telefon numaraları, sosyal güvenlik numaraları gibi kişisel identifikasyon bilgilerini not almazlar. Bu bilgiler, danışanın gizliliğinin ihlal edilmesine yol açabilir. Gerekli durumlarda, danışanın rızasıyla acil durum kişilerinin iletişim bilgileri not alınabilir.

  • Siyasi görüşler ve dini inançlar: Psikologlar, danışanlarının siyasi görüşlerini, dini inançlarını veya cinsel yönelimlerini not almazlar. Bu alanlar, danışanın özel hayatına girer ve terapi süreciyle doğrudan ilişkili değildir. Terapi, kişinin inanç sistemlerini yargılamak yerine, içinde bulunduğu duruma uyum sağlamasına yardımcı olmayı amaçlar.

  • İsim ve ayrıntılı tanımlar: Psikologlar, danışanlarının isimlerini notlarında kullanmamaya özen gösterirler. Bunun yerine, danışanları kod numarası veya takma ad ile tanımlayabilirler. Ayrıca, psikologlar tanı koyarken detaylı tıbbi terminoloji kullanmaktan kaçınırlar. Bunun yerine, danışanın yaşadığı zorlukları günlük dille ifade etmeye çalışırlar.

  • İftira ve suçlamalar: Psikologlar, danışanlarının kendileri veya başkaları hakkında yönelttiği suçlamaları veya iftira niteliğindeki ifadeleri not almazlar. Bu durum, yasal süreçlere dahil olmayı gerektirebilir ve terapi ilişkisine zarar verebilir. Psikologlar, danışanlarını suçlamak yerine, bu tür ifadelerin altında yatan duyguları anlamaya çalışırlar.

  • Dikkat dağıtıcı ayrıntılar: Psikologlar, seanslar sırasında danışanlarının söylediği her şeyi not almazlar. Sohbet esnasında geçen günlük olaylar, hava durumu gibi dikkat dağıtıcı ayrıntılar not alınmaz. Bunun yerine, terapi sürecine katkı sağlayan önemli noktalar ve duygusal ifadeler kaydedilir.

Psikologlarla Görüşmelerde Gizlilik Nasıl Sağlanır?

Psikologlarla görüşmelerde gizlilik esastır. Danışanlar, en derin sırlarını ve yaşadıkları zorlukları psikologlarıyla paylaşabilmelidirler. Bu güven ortamının sağlanabilmesi için psikologlar şu etik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalırlar:

  • Gizlilik sözleşmesi: Psikologlar, terapiye başlamadan önce danışanları ile bir gizlilik sözleşmesi imzalayabilirler. Bu sözleşme, danışanın paylaştığı bilgilerin gizli tutulacağını garanti eder.

  • Bilgi paylaşımı sınırları: Psikologlar, danışanlarının rızası olmadan hiçbir bilgiyi üçüncü şahıslarla paylaşamazlar. Ancak, danışanın kendisine veya başkalarına zarar verme ihtimali söz konusuysa veya mahkeme kararıyla bilgi paylaşımı zorunlu hale geldiyse istisnalar bulunabilir.

  • Notların güvenliği: Psikologlar, danışanlarının notlarını güvenli bir şekilde saklamak zorundadırlar. Bu, dijital ortamda şifreleme kullanmayı veya kağıt ortamında dosyaları kilitli dolaplarda tutmayı içerebilir.

  • Danışanın hakları: Psikologlar, danışanlarını sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirmelidirler. Bu haklar, bilgi edinme hakkı, kayıtlara erişim hakkı, terapiyi sonlandırma hakkı gibi çeşitli alanları kapsayabilir.

Danışanlar, psikologlarla görüşmelerde kendilerini güvende hissetmelidirler. Gizlilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalan psikologlar, danışanlarının sorunlarını çözmelerinde ve ruhsal sağlıklarını korumalarında güvenilir bir yol arkadaşı olurlar.

Psikologların not alma uygulamaları, etkili bir terapi süreci yürütmek ve danışanların gizliliğini korumak için hayati bir yere sahiptir. Bu notlar, psikologların danışanlarının durumlarını anlamalarına, tedavi planları oluşturmalarına ve ilerlemeyi takip etmelerine yardımcı olur. Ancak, psikologlar notlarında yer verdikleri bilgiler kadar, yer vermedikleri bilgiler de önemlidir. Psikologlar, danışanlarının gizliliğini korumak ve etik ilkelerine uymak için kişisel görüşlerini, tanımlanabilir detayları ve yasaklı bilgileri notlarında tutmazlar.

Ayrıca okuyun: Şefkat ve Empati Odaklı Yaklaşımların Önemi


Psikolog-gorusmesi-kac-saat-surer.jpg

4 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Psikolojik sağlık günümüzde giderek önem kazanan bir konu haline geldi. Hayatın stresi, zorlu koşulları, kişisel mücadeleler derken zaman zaman hepimiz psikolojik desteğe ihtiyaç duyabiliyoruz. Bu noktada akıllara takılan sorulardan biri de psikolog görüşmesinin süresi oluyor. “Psikolog görüşmesi kaç saat sürer?”, “İlk görüşme ne kadar uzun sürer?”, “Terapi seansları ne sıklıkla gerçekleşir?” gibi sorular kafanızı kurcalayabilir.

Ayrıca okuyun: Psikolojik Danışmanlıkta Duygu Düzenleme ve Kayseri’deki Uygulamalar

İlk Psikolog Görüşmesi

Psikolog ile ilk randevunuz, genellikle devam eden seanslardan biraz daha uzun sürer. Bu ilk görüşmenin ortalama süresi 45 dakika ile 1 saat arasında değişebilir. Peki, ilk görüşmede neler konuşulur? Bu süre nasıl değerlendirilir?

İlk görüşmenin temel amacı sizi tanımak ve yaşadığınız durumu anlamaktır. Psikolog, size geçmişiniz, aileniz, ilişkileriniz, iş hayatınız gibi konular hakkında sorular yöneltebilir. Bu soruların amacı, psikoloğun sizi daha bütünsel olarak değerlendirmek ve psikolojik durumunuzun arka planını oluşturan faktörleri tespit etmektir.

Bununla birlikte, ilk görüşmede siz de psikoloğa sorular sorabilirsiniz. Terapi yaklaşımı, seans sıklığı, ücretlendirme gibi konular bu aşamada netleştirilebilir. Ayrıca psikolog ile aranızda nasıl bir iletişim kurulduğunu hissetmeniz de oldukça önemlidir. Kendinizi rahat hissettiğiniz, güven duyabileceğiniz bir psikolog ile terapi sürecine başlamak başarı açısından kilit bir faktördür.

Psikolog Görüşmeleri

İlk görüşmenin ardından terapiye devam etme kararı aldıysanız, psikolog ile birlikte seans sıklığı ve süresini belirleyeceksiniz. Devam eden psikolog görüşmeleri genellikle 30 ila 45 dakika arasında sürmektedir. Ancak bu süre, terapi yaklaşımına ve sizin ihtiyaçlarınıza göre değişebilir.

Örneğin, bilişsel davranışçı terapi gibi kısa süreli terapilerde seanslar genellikle 30 dakika civarında sürerken, psikodinamik terapi gibi derinlemesine odaklanan terapilerde seanslar daha uzun sürebilir. Kimi durumlarda ise tek bir seans yeterli olurken, kimi durumlarda ise haftada bir veya iki kez düzenli olarak görüşmeye devam etmek gerekebilir.

Psikolog ile birlikte seans sıklığını belirlerken, yaşadığınız psikolojik durumun şiddeti, hayatınızın yoğunluğu ve bütçenizi göz önünde bulundurmanızda fayda var. Önemli olan, terapi süresinden ziyade terapiye düzenli olarak devam etmeniz ve kararlı bir şekilde süreci yönetmenizdir.

Psikolog Görüşmesinde Neler Konuşulur?

Psikolog görüşmeleri, güven duygusu içinde gerçekleşen ve gizliliğe dayanan bir danışma sürecidir. Bu süreçte yaşadığınız her şeyi psikolog ile paylaşabilir, sizi zorlayan durumlar, duygular ve düşünceler hakkında konuşabilirsiniz.

Psikolog, sizi aktif olarak dinler, sorular sorar ve yaşadıklarınızın anlamlandırılmasına yardımcı olur. Terapi süresince, psikolog ile birlikte şu gibi konular üzerinde çalışabilirsiniz:

  • Stres ve kaygı yönetimi
  • Depresyon ve olumsuz duygularla baş etme
  • İlişki problemleri
  • Travma sonrası stres bozukluğu
  • Kişisel gelişim ve potansiyelinizi açığa çıkarma
  • Özgüven eksikliği
  • Öfke kontrolü
  • Yeme bozuklukları
  • Uyku problemleri

Bu liste psikolog görüşmelerinde ele alınabilecek konuların tamamı değildir. Psikolog desteğine ihtiyaç duyduğunuz her türlü durumda çekinmeden bir uzmana başvurabilir, yaşadıklarınızla ilgili olarak yardım alabilirsiniz.

Psikolog Görüşmesinden Sonra

Psikolog görüşmesinin ardından kendinizi nasıl hissedeceğiniz kişiden kişiye göre değişebilir. İlk görüşmede sizi tanımaya ve durumu anlamaya odaklanan psikolog, henüz terapi tekniklerine veya müdahalelere başlamamıştır. Bu nedenle görüşme sonrası rahatlamış ve anlaşılmış hissedebileceğiniz gibi, kafanızda soru işaretleri de kalabilir.

Bu noktada psikolog ile olan iletişiminiz ve kendinizi ne kadar rahat hissettiğiniz oldukça önemlidir. Eğer görüşme sonrası kafanızda soru işaretleri varsa, tereddüt etmeden psikoloğunuza danışabilirsiniz.

İlk görüşmenin ardından psikolog, sizinle paylaştığı bilgiler ve gözlemleri doğrultusunda bir değerlendirme yapacaktır. Bu değerlendirme, yaşadığınız psikolojik durumun tanısı, seçeceği terapi yaklaşımı ve önerdiği seans sıklığı gibi unsurları içerebilir.

Eğer terapiye devam etmeye karar verirseniz, psikolog ile birlikte seans planınızı oluşturacaksınız. Bu plan, terapi süresince ele alınacak konuları, uygulanacak teknikleri ve hedeflerinizi kapsayacaktır.

Unutmayın, terapi süreci zaman alan ve emek gerektiren bir yolculuktur. İlk birkaç seansta büyük değişimler beklemeyin. Ancak terapiye düzenli olarak devam ederek, psikologunuzun önerilerini istikrarlı bir şekilde uyguladığınızda olumlu sonuçlar elde edebilirsiniz.

Psikolog Görüşmesine Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Psikolog görüşmesine gitmeden önce kendinizi hazırlamanız, süreçten daha fazla verim almanızı sağlayabilir. İşte psikolog görüşmesine hazırlanırken dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:

  • Randevunuzu not alın: Psikolog görüşmeniz için aldığınız randevu tarihini ve saatini not alın veya telefonunuza hatırlatıcı ekleyin. Böylelikle randevunuzu kaçırma gibi bir risk ortadan kalkar.
  • Ne konuşmak istediğinizi not edin: Psikolog ile görüşmeniz sırasında konuşmak istediğiniz konuları önceden not alabilirsiniz. Bu, özellikle heyecanlı olduğunuz zamanlarda aklınızdan çıkabilecek şeyleri hatırlamanıza yardımcı olur.
  • Geçmişinizi veya tıbbi geçmişinizi hazırlayın: Psikolog, sizi daha iyi tanımak için geçmişiniz veya tıbbi geçmişiniz hakkında sorular sorabilir. Bu sorulara hazırlıklı olmak için önceden geçmişinize dair önemli olayları veya kullandığınız ilaçları not alabilirsiniz.
  • Rahat kıyafetler giyin: Psikolog görüşmesi sırasında rahat ve kendinizi iyi hissettirecek kıyafetler tercih edin. Böylelikle kendinizi daha rahat ifade edebilir ve görüşmeye odaklanabilirsiniz.
  • Sorularınızı hazırlayın: Psikologa sormak istediğiniz soruları önceden not alın. Bu sorular terapi yaklaşımı, seans sıklığı, ücretlendirme veya merak ettiğiniz diğer konuları içerebilir.
  • Açık ve dürüst olun: Psikolog görüşmesinde en önemli unsur açıklık ve dürüstlüktür. Psikolog ile her şeyi paylaşabilmeniz, terapi sürecinin başarısı açısından oldukça önemlidir.

Ayrıca okuyun: Kayseri’de Psikologlar Arasında Transaksiyonel Analiz ve Uygulamaları


Once-psikologa-mi-gidilir-psikiyatriste-mi-1200x675.jpg

1 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

Bu yazı, günlük hayatınızda karşılaştığınız zorluklarla başa çıkmakta güçlük çektiğinizde, ruhsal dengenizi korumak istediğinizde veya mental anlamda kendinizi iyi hissetmediğiniz durumlarda size rehberlik edecek. Psikolojik destek almak çoğunlukla akıllarda soru işaretine neden oluyor. “Psikolog mu psikiyatrist mi?” ikilemi ise bu sürecin en başında akıllara takılan sorulardan biri oluyor.

Peki, öncelikle psikolojik destek almaya nasıl karar vermelisiniz? Aslında bu sorunun cevabı oldukça basit. Eğer günlük hayatınızı aksatan, işlevselliğinizi bozan, strese girmenize neden olan ya da mutsuzluğa yol açan durumlar yaşıyorsanız tereddüt etmeden bir uzmana danışmalısınız. Bu noktada psikolog veya psikiyatrist ayrımını yapmak yerine öncelikle alanında uzman bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmanız en doğru karar olacaktır.

Ayrıca okuyun: Kayseri’de Psikologlar Arasında Çeşitlilik ve Kapsayıcılık

Psikolog Kimdir? Ne İş Yapar?

Psikolog, üniversitelerin psikoloji bölümlerinden mezun olan ve psikoterapi eğitimi almış ruh sağlığı uzmanıdır. Psikologlar, bilişsel davranışçı terapi, EMDR, oyun terapisi gibi çeşitli terapi yöntemlerini kullanarak danışanlarının yaşadığı sorunların çözümüne odaklanırlar.

Psikologların çalışma alanları ise oldukça geniştir. İşte psikologların uzmanlık alanlarından bazıları:

  • Yetişkin psikolojisi
  • Çocuk psikolojisi
  • Aile terapisi
  • Öğrenme güçlüğü terapisi
  • Davranış terapisi
  • Kaygı bozuklukları terapisi
  • Depresyon terapisi
  • Travma terapisi
  • Stres yönetimi
  • Kişilik bozuklukları terapisi

Psikologlar, ilaç tedavisi uygulamazlar. Ancak danışanın durumuna göre psikiyatri uzmanına yönlendirme yapabilirler.

Psikiyatrist Kimdir? Ne İş Yapar?

Psikiyatrist ise tıp fakültesinden mezun olduktan sonra psikiyatri alanında uzmanlık eğitimini tamamlamış bir hekimdir. Psikiyatristler, biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörleri inceleyerek ruhsal bozuklukların tanısını koyar ve tedavi sürecini yönetirler.

Psikiyatristlerin çalışma alanları ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Depresyon
  • Kaygı bozuklukları
  • Obsesif kompulsif bozukluk (OKB)
  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB)
  • Bipolar bozukluk
  • Şizofreni
  • Yeme bozuklukları
  • Uyku bozuklukları
  • Kişilik bozuklukları

Psikiyatristler, ilaç tedavisi uygulamasının yanı sıra danışanı psikoterapi için psikolog yönlendirebilirler.

Psikiyatristin Tanı ve Tedavi Süreci Nasıl İşler?

Psikiyatriste gittiğinizde, doktorunuz detaylı bir ruhsal değerlendirme yapacaktır. Bu değerlendirme genellikle şu adımları içerir:

  • Tıbbi geçmişinizin sorgulanması: Psikiyatrist, öncelikle genel sağlık durumunuzu ve geçmişte aldığınız tedavileri öğrenecektir. Bu bilgiler, ruhsal durumunuzun teşhisinde önemli rol oynayabilir.
  • Psikiyatrik muayene: Psikiyatrist, ruhsal durumunuzu anlamak için size çeşitli sorular soracaktır. Bu sorular duygularınız, düşünceleriniz, davranışlarınız, uyku düzeniniz ve iştahınız gibi alanları kapsayabilir.
  • Mental durum muayenesi: Psikiyatrist, konuşmanıza, davranışlarınıza ve duygularınıza dikkat ederek mental durumunuzu değerlendirecektir.

Doktorunuz, bu değerlendirmelerden sonra ruhsal durumunuzun tanısını koyacaktır. Tanıya göre, aşağıdaki tedavi yöntemlerinden birini veya birkaçını birlikte uygulayabilir:

  • İlaç tedavisi: Psikiyatristler, ruhsal bozuklukların tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanabilirler. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzeltmeye yardımcı olarak semptomları hafifletmeyi amaçlar.
  • Elektrokonvülsif terapi (EKT): EKT, bazı ciddi depresyon vakalarında ve diğer ruhsal bozukluklarda kullanılan bir tedavi yöntemidir. EKT sırasında hastaya kısa süreli elektrik akımı verilir. Bu akım, beyindeki nöronal aktiviteyi etkileyerek ruhsal durumu iyileştirmeyi hedefler.
  • Psikoterapi: Psikiyatrist, size psikoterapi için bir psikolog yönlendirebilir. Psikoterapi, düşünce ve davranış kalıplarını değiştirerek ruhsal sorunların çözümüne odaklanır.

Psikiyatrist ile olan tedavi süreciniz düzenli kontroller şeklinde devam edecektir. Bu kontrollerde doktorunuz, tedavinin etkinliğini değerlendirecek ve gerekirse tedavi planında değişiklikler yapacaktır.

Psikiyatristin Devreye Girdiği Durumlar

Psikologlar, bilişsel davranışçı terapi, EMDR gibi psikoterapi yöntemleriyle danışanı güçlendirerek sorunların çözümüne odaklanırlar. Ancak bazen yaşadığımız güçlükler, psikolojik dengenin ciddi anlamda bozulduğu durumlar olabilir. Bu gibi durumlarda psikologlar, danışanı bir psikiyatriste yönlendirebilir.

Peki, psikiyatriste başvurmayı gerektiren durumlar nelerdir?

  • Psikotik Bozukluklar: Şizofreni, paranoid şizofreni gibi psikotik bozukluklarda, gerçeklik algısında bozulmalar yaşanır. Sanrı (gerçek dışı inançlar) ve halusinasyonlar (gerçek olmayan şeyleri görme, duyma hissi) gibi belirtiler bu durumların temel özellikleri arasındadır. Psikiyatristler, psikotik bozuklukların tedavisinde ilaçları birincil tedavi yöntemi olarak kullanırlar. İlaç tedavisi ile birlikte psikoterapi de tedavi sürecine entegre edilebilir.

  • Atipik Depresyon ve Bipolar Bozukluk: Depresyon ve bipolar bozukluk gibi ruhsal bozuklukların bazı alt tiplerinde de ilaç tedavisi gündeme gelebilir. Atipik depresyon, mevsimsel depresyon gibi durumlarda ilaç tedavisi, psikolog tarafından uygulanan terapi yöntemleriyle birlikte yürütülebilir. Bipolar bozuklukta ise manik atakların (aşırı enerji, coşku hali) ve depresif atakların (aşırı üzüntü, karamsarlık hali) kontrol altına alınması için ilaç tedavisi oldukça önemlidir.

  • Kişilik Bozuklukları: Kişilik bozuklukları, kişinin benlik algısında ve davranış örüntülerinde esneklik kaybı ile karakterizedir. Bu durum, kişinin günlük hayatını, ilişkilerini ve iş yaşamını olumsuz yönde etkiler. Kişilik bozukluklarında psikoterapi faydalı olsa da bazı durumlarda ilaç tedavisi de tedavi planına dahil edilebilir.

  • Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve Yeme Bozuklukları: OKB’de tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşüncelere bağlı olarak gerçekleştirilen davranışlar (kompulsiyonlar) hayatı işlevsiz hale getirebilir. Yeme bozukluklarında ise kişinin yeme davranışları ve bedeniyle ilgili bozuk algıları ön plana çıkar. Bu gibi durumlarda bilişsel davranışçı terapi gibi psikoterapi yöntemleri oldukça faydalı olsa da bazı danışanlar için ilaç tedavisi de tedavi sürecini destekleyici nitelikte olabilir.

  • İntihar Düşünceleri: İntihar düşüncesi olan kişiler için acil psikiyatrik değerlendirme ve müdahale gerekir. Psikiyatrist, risk faktörlerini değerlendirerek ilaç tedavisi başlatabilir ve danışanı ruhsal açıdan stabilize etmeye yönelik adımlar atabilir.

Psikiyatrist İlaç Tedavisi ile Dengeyi Bulmak

Psikiyatristler, yukarıda bahsettiğimiz gibi ilaç tedavisi uygulamasıyla danışanlarının ruhsal durumlarını dengelemeyi amaçlar. İlaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzeltmeye yardımcı olarak ruhsal belirtilerin hafifletilmesine veya ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.

Psikiyatristler ilaç tedavisini hangi durumlarda uygular?

  • Depresyon: Depresyon, kişinin kendini sürekli üzgün, karamsar ve değersiz hissetmesine neden olan bir ruhsal bozukluktur. Psikiyatristler, depresyon tedavisinde serotonin ve noradrenalin gibi nörotransmitter seviyelerini düzenleyen ilaçları kullanabilirler.
  • Kaygı bozuklukları: Genel kaygı bozukluğu, sosyal fobi gibi kaygı bozukluklarında psikiyatristler, kaygı belirtilerini azaltmak için benzodiazepinler veya SSRI (selektif serotonin geri alım inhibitörü) ilaçlarını tercih edebilirler.
  • Obsesif kompulsif bozukluk (OKB): OKB’de tekrarlayan düşünceler ve davranışlar obsesyon ve kompulsiyon olarak adlandırılır. Psikiyatristler, obsesyon ve kompulsiyonları azaltmak için serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) ilaçlarını kullanabilirler.
  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): TSSB, kişinin yaşadığı veya tanık olduğu travmatik bir olay sonrasında ortaya çıkan ruhsal bir bozukluk. Psikiyatristler, TSSB tedavisinde SSRI ilaçları ve bilişsel davranışçı terapiyi birlikte uygulayabilirler.
  • Bipolar bozukluk: Bipolar bozukluk, kişinin aşırı coşkulu ve enerjik olduğu manik ataklar ile aşırı üzüntülü ve karamsar olduğu depresif ataklar arasında gidip gelmesine neden olan bir ruhsal bozukluktur. Psikiyatristler, bipolar bozukluk tedavisinde duygudurumu dengeleyici ilaçları kullanabilirler.
  • Şizofreni: Şizofreni, kişinin gerçeklik algısında bozulmalara neden olan ciddi bir ruhsal bozukluktur. Psikiyatristler, şizofreni tedavisinde antipsikotik ilaçları kullanarak gerçeklik algısındaki bozulmaları düzeltmeyi ve olumlu semptomları azaltmayı hedeflerler.

Unutmayın! İlaç tedavisi psikiyatrist tarafından reçete edilir ve doktor kontrolünde düzenli olarak kullanılmalıdır. İlaçların etki göstermesi ve yan etkilerin gözlenlenmesi için düzenli olarak psikiyatrist ile görüşmek gerekir.

Ayrıca okuyun: Psikolojik Danışmanlıkta İyi Olma Hali ve Kayseri’deki Uygulamalar


Sır Psikoloji

Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.