Blog

Sır Psikoloji

Blog

Online-psikolog-kac-TL-1200x800.jpg

20 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Online psikolog hizmeti almak günümüzde giderek yaygınlaşıyor. Bu sayede uzman psikolog desteğine geleneksel yöntemlere göre daha kolay ve rahat bir şekilde erişebiliyorsunuz. Ancak online psikolog ücretleri de merak edilen konuların başında geliyor.

Ayrıca okuyun: Başarıya Giden Yolda Odaklanmanın Gücü

Online Psikolog Seansları Ortalama Ne Kadar Tutar?

Türkiye’de online psikolog seans ücretleri platformlara, psikologların deneyimine ve uzmanlık alanlarına göre değişkenlik gösteriyor. Genel olarak bakıldığında online psikolog seans ücretleri 250 TL ile 2.750 TL arasında seyrediyor. Ancak bu aralık bazı durumlarda daha düşük veya daha yüksek olabilir.

Peki, online psikolog ücretlerini ne gibi faktörler etkiliyor?

Online Psikolog Ücretlerini Etkileyen Faktörler

Birkaç faktör online psikolog ücretlerini doğrudan etkiliyor. Bunlar:

  • Psikologların deneyim ve uzmanlık alanı: Daha deneyimli ve belirli bir alanda uzmanlaşmış psikologların ücretleri genellikle daha yüksek oluyor. Bu durum, psikologların bilgi birikimi ve danışanlarına sunabilecekleri çözüm yolları ile doğru orantılı.
  • Platform ücretleri: Bazı online terapi platformları psikologlarla danışanları buluşturan bir aracı görevi üstleniyor. Bu platformlar kendilerine ait hizmet bedeli talep edebiliyor. Bu durumda platform ücretleri de seans ücretlerine eklenebiliyor.
  • Seans süresi: Online psikolog seanslarının süresi genellikle 45 dakika ile 1 saat arasında değişiyor. Bazı durumlarda daha uzun süreli seanslar da sunulabiliyor. Seans süresi uzadıkça ücret de ona göre artıyor.
  • Terapi yöntemi: Bazı terapi yöntemleri diğerlerine göre daha fazla uzmanlık gerektiriyor veya daha uzun süreli seanslar gerektirebiliyor. Bu gibi durumlarda ücretlerde farklılaşmalar görülebiliyor.

Unutmayın, online psikolog ücretleri psikologların kendi inisiyatifiyle belirleniyor. Bu nedenle farklı psikologların veya platformların ücretlerini karşılaştırarak sizin için en uygun seçeneği bulabilirsiniz.

Online Psikolog Seans Ücretleri Neden Önemli?

Online psikolog seans ücretleri önemlidir çünkü psikolojik danışmanlık hizmeti alırken bütçenizi de göz önünde bulundurmanız gerekir. Ancak ücret en önemli faktör olmamalı. Psikolog ile aranızda güvenli bir bağ kurmanız ve size en uygun terapi yöntemini sunabilecek bir uzman seçmeniz çok daha önemlidir.

Peki, online psikolog seçimi yaparken nelere dikkat etmelisiniz?

Online Psikolog Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Online psikolog seçimi yaparken şu noktalara dikkat ederek kendinize en uygun uzmanı bulabilirsiniz:

  • Psikologların deneyim ve uzmanlık alanı: Seçtiğiniz psikologların deneyim seviyelerini ve hangi alanlarda uzmanlaştıklarını inceleyin. Bu bilgiler genellikle online psikolog platformlarının web sitelerinde yer alır.
  • Psikologların çalışma tarzı: Farklı psikologlar farklı terapi yöntemleri kullanır. Kendinize en uygun yaklaşımı benimseyen bir psikolog seçmeye özen gösterin.
  • Kullanıcı yorumları: Daha önce online psikolog hizmeti almış kişilerin yorumlarını okumak size faydalı bilgiler sağlayabilir. Ancak unutmayın, her yorum sizin için geçerli olmayabilir.
  • Ücret ve ödeme şekli: Farklı psikologların veya platformların ücretlerini ve ödeme şekillerini karşılaştırarak bütçenize en uygun seçeneği belirleyin.
  • İlk görüşme imkanı: Bazı online psikolog platformları ilk görüşmeyi ücretsiz olarak sunuyor. Bu imkânı değerlendirerek psikolog ile aranızda nasıl bir bağ kurduğunuza karar verebilirsiniz.

Önemli: Online psikolog seçimi yaparken mutlaka psikologların gerekli belgelere sahip olup olmadıklarını kontrol edin. Psikologların lisanslı ve deneyimli olması güvenli bir terapi süreci için oldukça önemlidir.

Online Psikolog Hizmeti Almaya Değer mi?

Online psikolog hizmeti alıp almamaya karar vermek zor olabilir. Ancak psikolojik sorunlarınızla başa çıkmakta zorlanıyorsanız veya günlük hayatınızı etkileyen stres, kaygı gibi duygularla mücadele ediyorsanız online psikolog hizmeti size oldukça fayda sağlayabilir.

İşte online psikolog hizmetinin size fayda sağlayabileceği bazı durumlar:

  • Stres ve kaygı bozuklukları: Günlük hayatın getirdiği stres ve kaygı ile başa çıkmakta zorlanıyorsanız online psikologlar size etkili baş etme yöntemleri kazandırabilir.
  • Depresyon: Depresyon belirtileri yaşıyorsanız online psikologlar, bilişsel davranışçı terapi gibi etkili yöntemlerle depresyonun üstesinden gelmenize yardımcı olabilir.
  • İlişki problemleri: İlişkilerinizde sorunlar yaşıyorsanız online çift terapisi sayesinde iletişiminizi güçlendirebilir ve ilişkilerinizi düzene koyabilirsiniz.
  • Özgüven eksikliği: Özgüven eksikliği hayatın birçok alanında zorluk yaratabilir. Online psikologlar özgüveninizi arttırmaya yönelik terapiler sunarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.
  • Travma sonrası stres bozukluğu (TEPT): Travma sonrası yaşanan psikolojik sorunlarla başa çıkmakta zorlanıyorsanız online EMDR terapisi gibi etkili yöntemlerle online psikologlar size destek olabilir.

Unutmayın, online psikolog hizmeti yalnızca yukarıda saydıklarımızla sınırlı değildir. Hayatınızın farklı alanlarında yaşadığınız psikolojik sorunlarda size yardımcı olabilecek uzman psikologlara çevrimiçi olarak ulaşabilirsiniz.

Online Psikolog Hizmetinin Avantajları

Online psikolog hizmetinin geleneksel psikolog hizmetlerine göre bazı avantajları bulunuyor. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Kolay erişim: Online psikolog hizmeti sayesinde yaşadığınız yerden ayrılmadan psikolojik destek alabilirsiniz. Bu durum özellikle yoğun çalışma temposu olan kişiler veya ulaşım sorunu yaşayanlar için büyük kolaylık sağlar.
  • Zaman tasarrufu: Online terapi seansları genellikle daha kısa sürer ve size zamandan kazandırır.
  • Konforlu ortam: Online terapi seanslarını kendi evinizin rahatlığında gerçekleştirebilirsiniz. Bu durum kendinizi daha rahat hissetmenizi ve terapi sürecinden daha fazla verim almanızı sağlayabilir.
  • Gizlilik: Online psikolog platformları genellikle sıkı güvenlik önlemleri ile çalışır. Bu nedenle terapilerinizin gizliliği konusunda endişelenmenize gerek kalmaz.

Online Psikolog Hizmetinin Dezavantajları

Online psikolog hizmetinin avantajlarının yanı sıra bazı dezavantajları da vardır. Bunlar:

  • Yüz yüze etkileşim eksikliği: Online terapilerde psikolog ile yüz yüze etkileşim kurmak mümkün değildir. Bu durum bazı kişiler için terapi sürecini zorlaştırabilir.
  • Teknik sorunlar: Online seanslar sırasında internet bağlantısı gibi teknik sorunlarla karşılaşılabilinir. Bu durum seansın akışını bozabilir.
  • Sigorta kapsamı dışı olma ihtimali: Bazı durumlarda online psikolog hizmeti sigorta kapsamı dışında kalabilir. Bu nedenle seans ücretlerini kendiniz karşılamanız gerekebilir.

Sonuç olarak, online psikolog hizmeti size uygun olup olmadığına karar vermek için kendinizi ve ihtiyaçlarınızı iyi değerlendirmeniz gerekir. Eğer psikolojik sorunlarınızla başa çıkmakta zorlanıyorsanız ve geleneksel terapi yöntemlerine erişmekte güçlük çekiyorsanız online psikolog hizmeti sizin için iyi bir seçenek olabilir. Ancak online psikolog hizmeti almadan önce mutlaka psikologların gerekli belgelere sahip olup olmadıklarını kontrol edin ve size en uygun olan terapi yöntemini seçmeye özen gösterin.

Online Psikolog Hizmeti Almaya Değer mi?

Online psikolog hizmeti almak, geleneksel psikolog randevularına göre birçok avantaj sunuyor. İşte online terapiyi tercih etmeniz için bazı önemli nedenler:

  • Kolaylık ve erişilebilirlik: Online psikolog hizmeti sayesinde yaşadığınız yerden ayrılmadan, dilediğiniz yer ve zamanda psikolog ile görüşme yapabilirsiniz. Bu durum özellikle yoğun çalışma temposu olan kişiler, ulaşım sorunu yaşayanlar veya yaşadıkları yerde psikolog bulunmayanlar için büyük kolaylık sağlıyor.

  • Gizlilik ve güvenlik: Online terapi platformları genellikle güvenli iletişim protokolleri kullanır. Bu sayede görüşmelerinizin gizliliği ve güvenliği sağlanır. Ayrıca online ortamda kendinizi daha rahat ifade edebildiğinizi de hissedebilirsiniz.

  • Daha fazla seçenek: Online platformlarda çok sayıda psikolog yer aldığı için size en uygun uzmanlık alanına sahip ve çalışma tarzı size uyan bir psikolog bulma ihtimaliniz daha yüksek olur.

  • Uygun fiyatlı seçenekler: Online psikolog ücretleri geleneksel terapi ücretlerine göre daha uygun olabilir. Özellikle platform ücretlerinin olmadığı durumlarda online terapi daha ekonomik bir seçenek haline gelebilir.

  • Stigma ile mücadele: Psikolojik sorunlar yaşamaktan çekinmek ve psikologa gitmeyi ertelemek yaygın bir durumdur. Online terapi sayesinde bu tür çekinceleri aşarak daha kolay bir şekilde psikolog desteğine ulaşabilirsiniz.

Ancak online psikolog hizmetinin sizin için uygun olup olmadığına karar verirken bazı dezavantajları da göz önünde bulundurmanız gerekir:

  • Yüz yüze iletişim eksikliği: Online terapide psikolog ile yüz yüze iletişim kuramazsınız. Bu durum bazı durumlarda iletişimin etkinliğini azaltabilir. Örneğin, psikolog sizin beden dilinizi okumakta zorlanabilir.

  • Teknik sorunlar: Online görüşmeler sırasında internet bağlantısı veya teknik sorunlar yaşanabilir. Bu durum terapi seansının sekteye uğramasına neden olabilir.

  • Bazı terapiler için uygun olmayabilir: Herhangi bir teknolojik cihaz kullanımında güçlük çeken kişiler veya yoğun duygusal ve davranışsal sorunları olan kişiler için online terapi her zaman en uygun seçenek olmayabilir.

Sonuç olarak, online psikolog hizmeti birçok avantaj sunan ve psikolojik sorunlarla başa çıkmanıza yardımcı olabilecek etkili bir yöntemdir. Ancak sizin için en uygun seçeneği belirlemek için hem avantajları hem de dezavantajları değerlendirmeli ve gerekirse psikolog ile bu konuyu görüşmelisiniz.

Ayrıca okuyun: Zorba Davranışlarının Psikolojik Etkileri ve Önlenmesi


Iyi-bir-psikolog-nasil-bulabilirim.jpg

19 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Hayatın iniş çıkışları içinde bazen hepimiz duygusal açıdan zorlanabiliriz. Bu zorluklarla başa çıkmakta güçlük çektiğinizde, psikolog desteği almak akıllıca bir karar olabilir. Ancak doğru psikoloğu bulmak, bu süreci daha verimli ve faydalı kılmak için önemli bir adımdır.

Ayrıca okuyun: Ebeveyn Olmak: Psikolojik Danışmanlık Perspektifi

Psikolojik Desteğe Neden İhtiyacınız Var?

İlk olarak, psikolojik desteğe neden ihtiyaç duyduğunuzu anlamanız gerekir. Bu, iç dünyanıza dönüp kendinizi keşfetmekle başlar. Stres, kaygı, öfke gibi yoğun duygularla mı mücadele ediyorsunuz? İlişkilerinizde zorluklar mı yaşıyorsunuz? Travma sonrası stres bozukluğu gibi bir durumla mı başa çıkmaya çalışıyorsunuz? Ya da kişisel gelişim hedeflerinize ulaşmada psikolog desteği almak mı istiyorsunuz?

Nedenlerinizi netleştirmek, aradığınız psikologun uzmanlık alanını belirlemenize yardımcı olacaktır. Örneğin, yoğun kaygı ile başa çıkmak istiyorsanız, bilişsel davranışçı terapi konusunda uzman bir psikolog sizin için daha uygun olabilir.

Bu süreçte kendinize şu soruları sorabilirsiniz:

  • Son zamanlarda hangi duygularla daha sık karşılaşıyorum?
  • Bu duygular günlük hayatımı nasıl etkiliyor?
  • Neler başarmak istiyorum ve psikolog desteği bu süreçte bana nasıl yardımcı olabilir?
  • Psikolojik destek almaya çekince duyuyor muyum? Bu çekincelerin üstesinden nasıl gelebilirim?

Hangi Psikolog Size Daha Uygun?

Psikologlar, çeşitli alanlarda uzmanlaşabilirler. Bu nedenle, kendinizi tanıma sürecinde belirlediğiniz ihtiyaçlara uygun uzmanlık alanlarına sahip psikologları araştırmalısınız.

İşte bazı yaygın psikolog uzmanlık alanları:

  • Klinik Psikoloji: Depresyon, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları gibi psikiyatrik rahatsızlıların tedavisinde uzmanlaşmış psikologlardır.
  • Danışmanlık Psikolojisi: Kişisel gelişim, ilişki sorunları, aile içi çatışmalar, stres yönetimi gibi konularda danışmanlık hizmeti veren psikologlardır.
  • Çocuk ve Ergen Psikolojisi: Çocukluk ve ergenlik döneminde görülen davranış problemleri, öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi alanlarda uzmanlaşmış psikologlardır.
  • Okul Psikolojisi: Öğrencilerin okul başarısı, uyum sorunları, psikolojik ihtiyaçları gibi konularda okul yönetimleri ve ailelerle iş birliği içinde çalışan psikologlardır.
  • Adli Psikoloji: Suç ve suçluluk, adalet sistemi ile ilişkili psikolojik değerlendirmeler yapan psikologlardır.

Bu uzmanlık alanlarının dışında, psikologlar ayrıca cinsel terapi, işyeri psikolojisi, spor psikolojisi gibi daha spesifik alanlarda da uzmanlaşabilirler.

İnternet üzerinden psikolog araştırması yaparken, psikologların web sitelerine göz atarak uzmanlık alanlarını inceleyebilirsiniz. Ayrıca psikolog odaları veya psikiyatri kliniklerinin web sitelerinde de size uygun bir psikolog bulabilmeniz mümkündür.

Psikoloğun Profesyonel Geçmişi Önemlidir

Deneyim ise psikologlar için oldukça önemlidir. Psikolog ne kadar uzun süredir bu alanda çalışıyorsa, o kadar fazla vaka görmüş ve tecrübe kazanmış olur. Bu da size daha etkili bir terapi hizmeti sunma ihtimalini arttırır.

Ancak deneyimin tek başına yeterli olmadığını da unutmamak gerekir. Genç psikologlar da eğitimlerini yeni tamamlamış olsalar bile alanında yetkin olabilirler. Bu nedenle, deneyimli psikologları tercih ederken, genç psikologları tamamen göz ardı etmemelisiniz.

Psikologların deneyimlerini öğrenmek için şu yolları izleyebilirsiniz:

  • Psikologların Web Siteleri ve Klinik Tanıtımları: Bazı psikologlar web sitelerinde veya kliniklerin tanıtımlarında çalışma yıllarını belirtebilirler. Bu bilgilere göz atarak psikoloğun deneyim seviyesi hakkında fikir edinebilirsiniz.
  • Psikologlarla İlk Görüşme: İlk görüşmede psikologa deneyimleri hakkında soru sorabilirsiniz. Kaç yıldır çalıştıklarını, hangi alanlarda uzmanlaştıklarını ve daha önce hangi tür vakalarla karşılaştıklarını öğrenmek size yardımcı olacaktır.

Başkaları Bu Psikolog Hakkında Neler Düşünüyor?

Psikolog seçerken, referansları ve online incelemeleri değerlendirmek de faydalı olabilir. Psikolog size daha önce danışmanlık hizmeti vermiş olan kişilerden referans isteyebilir. Bu kişilerin sizinle yaşadıkları benzer sorunları çözmelerinde psikolog nasıl yardımcı oldu? Terapi sürecinden memnun kaldılar mı? Bu soruların cevaplarını öğrenmek size yol gösterebilir.

Ancak referans bulmakta zorlanıyorsanız, online incelemelere göz atabilirsiniz. Psikologların web sitelerinde veya online platformlarda yer alan yorumları okuyarak, diğer danışanların deneyimleri hakkında bilgi edinebilirsiniz. Elbette tüm yorumlara körü körüne inanmamak gerekir. Ancak genel olarak olumlu yönde yorumlar varsa, bu size psikolog hakkında olumlu bir izlenim verebilir.

İletişim ve Güven Oluşturma

Psikolog seçerken en önemli faktörlerden biri de sizinle iletişim kurma şekli ve aranızda kurulan güven duygusudur. İlk görüşme, psikolog ile tanışmanız ve terapi sürecine karar vermeniz açısından önemlidir.

İlk görüşmede genellikle psikolog size geçmişinizi, yaşadığınız sorunları ve beklentilerinizi soracaktır. Siz de psikologa sorular sorarak terapi yaklaşımı, seans sıklığı ve ücretleri gibi konuları netleştirebilirsiniz.

İlk görüşmede dikkat etmeniz gereken bazı noktalar şunlardır:

  • Psikolog sizi rahat hissettiriyor mu? Sorularınıza içtenlikle cevap veriyor mu?
  • Psikolog size saygılı davranıyor mu? Yargılayıcı bir tavır sergilemiyor mu?
  • Psikolog sizinle empati kurabiliyor mu? Anlaşıldığınızı hissediyor musunuz?
  • Psikoloğun terapi yaklaşımı size uygun mu? Kendinizi bu yaklaşımla rahat ifade edebileceğinizi düşünüyor musunuz?

İlk görüşmenin sonunda, psikolog ile çalışmaya devam edip etmeyeceğinize karar verebilirsiniz. Eğer kendinizi rahat hissetmediyseniz veya terapi yaklaşımı size uygun değilse, başka bir psikolog ile görüşmeyi tercih edebilirsiniz.

Unutmayın, psikolog sizin zihinsel ve duygusal iyilik yolculuğunuzda size rehberlik edecek kişidir. Bu nedenle, kendinizi rahat hissedebileceğiniz ve güven duyabileceğiniz bir psikolog seçmek oldukça önemlidir.

Ayrıca okuyun: Depresyonla Mücadelede Doğal Yaklaşımlar


Ozel-psikologa-gitmek-sicile-isler-mi-1200x800.webp

18 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Psikolojik sorunlar hayatın bir parçasıdır ve bu sorunlarla mücadele etmek için yardım almak önemlidir. Ancak toplumumuzda hala psikolojik desteğe başvurma konusunda yanlış inanışlar ve çekinceler bulunmaktadır. Bu çekincelerin başında da özel psikologa gitmek sicile işler mi sorusu gelmektedir.

Ayrıca okuyun: Psikolojik Danışmanlıkta Sanal Gerçeklik ve Arttırılmış Gerçeklik Uygulamaları

Psikolojik Destek Almak Neden Önemlidir?

Psikolojik sorunlar, tıpkı fiziksel sağlık sorunları gibi ciddiye alınması gereken durumlardır. Stres, kaygı, öfke kontrolü, yas, ilişki problemleri, depresyon gibi pek çok psikolojik durum yaşam kalitenizi önemli ölçüde etkileyebilir. Bu gibi sorunlarla tek başınıza başa çıkmakta zorlanabilirsiniz.

İşte psikolojik destek almanın faydaları:

  • Sorunlarınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olur: Psikologlar, size sorunlarınızın kaynağını keşfetmeniz ve anlamlandırmanız için rehberlik eder. Böylece, daha etkili çözüm yolları geliştirebilirsiniz.
  • Stres ve kaygı yönetimi: Psikologlar, stres ve kaygı ile başa çıkabilmeniz için çeşitli teknikler öğretebilir. Bu teknikler, günlük hayatınızdaki zorluklarla daha sağlıklı bir şekilde mücadele etmenizi sağlar.
  • Özsaygı ve özgüveninizi arttırır: Psikolojik destek, kendinizi daha iyi tanımanıza ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmenize yardımcı olur. Bu da özsaygı ve özgüveninizi yükseltir.
  • İlişkilerinizi güçlendirir: Psikologlar, sağlıklı iletişim becerileri kazandırır ve ilişkilerinizde yaşanan sorunları çözmenize yardımcı olur.
  • Yaşam kalitenizi yükseltir: Psikolojik destek sayesinde, kendinizi daha iyi hisseder, hayattan daha fazla keyif alır ve daha üretken bir hale gelirsiniz.

Özel Psikolog Nedir ve Ne Tür Hizmetler Verir?

Psikolog, ruhsal ve davranışsal sorunların tanı, değerlendirme, tedavi ve önlenmesi alanında uzmanlaşmış bir lisans mezunudur. Psikologlar, çeşitli psikoterapi yöntemleri kullanarak danışanlarına destek verir.

Özel psikologlar ise hastaneler ya da devlet kurumları dışında, kendi muayenehanelerinde veya danışmanlık merkezlerinde hizmet veren psikologlardır. Özel psikologlar, geniş bir yelpazede psikolojik hizmet sunar. Bu hizmetlerden bazıları şunlardır:

  • Bireysel terapi: Bireysel terapi, en yaygın psikolojik destek yöntemidir. Bu terapilerde psikolog, danışan ile tek başına çalışır ve danışanın yaşadığı soruna odaklanır.
  • Çift terapisi: Çift terapisi, ilişkilerinde sorun yaşayan çiftlere yönelik bir terapi yöntemidir. Terapist, çiftlerin iletişim kurmasını, çatışmaları çözmesini ve ilişkilerini güçlendirmesini sağlar.
  • Aile terapisi: Aile terapisi, aile içinde yaşanan sorunların çözümüne yönelik bir terapi yöntemidir. Terapist, aile bireylerinin birbirlerini daha iyi anlamalarına ve sağlıklı bir iletişim kurmalarına yardımcı olur.
  • Grup terapisi: Grup terapisi, benzer sorunlar yaşayan kişilerin bir araya gelerek birbirlerinden destek aldıkları bir terapi yöntemidir.
  • Çocuk terapisi: Çocuk terapisi, çocukların yaşadığı duygusal ve davranışsal sorunların tedavisinde kullanılan bir terapi yöntemidir. Bu terapilerde oyun terapisi gibi özel teknikler kullanılır.
  • Ergen terapisi: Ergen terapisi, ergenlik döneminin getirdiği zorluklarla başa çıkmakta güçlük çeken gençlere yönelik bir terapi yöntemidir.
  • Psikolojik testler: Psikologlar, tanı ve değerlendirme sürecinde çeşitli psikolojik testler uygulayabilir. Bu testler, danışanın yaşadığı sorunun daha net bir şekilde anlaşılmasını sağlar.

Özel Psikoloğa Gitmek Sicile İşler Mi? Cevabınız Burada!

Yazımızın başında belirttiğimiz gibi, özel psikoloğa gitmek sicilinize işlenmez. Psikolojik destek almak, tıbbi bir hizmettir ve tıbbi gizlilik ilkeleri çerçevesinde yürütülür. gitmek sicilinize işlenmez. Psikolojik destek almak, tıbbi bir hizmettir ve tıbbi gizlilik ilkeleri çerçevesinde yürütülür. Bu ilkeler gereği, psikologlar danışanlarının bilgilerini gizli tutmakla yükümlüdür.

Dilerseniz, psikolog ile yaptığınız görüşmelere dair herhangi bir kayıt tutulmasını istemediğinizi de belirtebilirsiniz. Bu durumda psikolog sadece sizlerle paylaşacağı kısa bir özet raporu hazırlayabilir. Bu rapor bile hastaneye yatış, mahkeme kararı gibi yasal zorunluluklar olmadığı sürece hiçbir resmi kurum ile paylaşılmaz.

Peki ya askerlik, memurluk gibi durumlarda özel psikologa gitmek sorun yaratır mı? diye endişeleniyor olabilirsiniz. Bu konuda da içiniz rahat olsun. Askerlik başvurusu sırasında veya memurluk sınavlarına girerken psikolojik destek almak sicil kaydınıza işlenmez.

Ancak, şu durumları istisna olarak belirtmek gerekir:

  • Adli Vaka Durumları: Eğer bir suç şüphelisiyseniz veya mahkeme kararıyla psikolojik değerlendirmeye alınmanız gerekirse, psikolog raporu mahkeme ile paylaşılabilir. Bu rapor, suçun işlenme anındaki ruhsal durumunuzun tespiti açısından önemlidir.
  • Çocuğun Korunması Gerekliyse: Psikolog, danışanının kendisine veya başkalarına zarar verme riski taşıdığını düşünüyorsa, bu durumu ilgili kurumlara bildirmekle yükümlüdür. Bu durum genellikle çocuk istismarı şüphesi gibi durumlarda söz konusu olur. Ancak yine de bu gibi durumlarda bile psikolog, mümkün olduğunca danışanın kimliğini gizli tutmaya çalışır.

Özel Psikoloğa Gitmekten Neden Çekinmemelisiniz?

Psikolojik destek almak, güçsüzlük değil, aksine güçlülük göstergesidir. Psikolojik sorunlar herkesin başına gelebilir ve bu sorunlarla başa çıkmak için yardım istemek son derece normaldir.

Özel psikoloğa gitmekten çekinmenizi gerektirecek hiçbir durum yoktur. Aksine, psikolojik destek sayesinde hayatınızda olumlu değişimler yaratabilirsiniz.

İşte, özel psikoloğa gitmek için size birkaç neden:

  • Gizlilik ve Güven: Psikologlar, tıbbi gizlilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır. Görüşmeleriniz tamamen gizli tutulur ve bilgileriniz hiçbir şekilde resmi mercilerle paylaşılmaz.
  • Profesyonel Destek: Psikologlar, ruh sağlığı alanında eğitimli ve deneyimli uzmanlardır. Size en uygun terapi yöntemlerini uygulayarak sorunlarınızın çözümüne yardımcı olurlar.
  • Tarafsız bir bakış açısı: Arkadaşlarınız veya aileniz sizi anlayamayabilir veya yargılayabilir. Psikologlar ise tarafsız bir bakış açısıyla sizi dinler ve sorunlarınıza objektif çözümler sunar.
  • Kendinizi Daha İyi Tanıma Fırsatı: Psikolog ile yaptığınız çalışmalar sayesinde kendinizi ve davranışlarınızı daha iyi anlayabilirsiniz. Bu da kişisel gelişiminiz için önemli bir adımdır.
  • Daha Mutlu ve Sağlıklı Bir Yaşam: Psikolojik destek sayesinde, kendinizi daha iyi hisseder, stres ve kaygı ile başa çıkabilir, ilişkilerinizi güçlendirebilir ve daha verimli bir hale gelebilirsiniz.

Özel Psikoloğa Gitmekten Neden Çekinmemelisiniz?

Psikolojik desteğe başvurma konusunda çekinceleriniz varsa, bu çekincelerinizi aşmanızda fayda var. Çünkü psikolojik yardım almak, bir zayıflık göstergesi değil, aksine gücün ve kendinize değer vermenin bir yoludur.

İşte özel psikoloğa gitmekten çekinmemeniz için bazı nedenler:

  • Psikolojik sorunlar herkesin başına gelebilir: Stres, kaygı, yas gibi durumlar hayatın bir parçasıdır ve herkes zaman zaman bu tür sorunlarla karşılaşabilir. Psikolojik destek almak, zayıf olduğunuz anlamına gelmez, aksine bu sorunlarla başa çıkmak için güçlü bir adım atmaktır.
  • Psikologlar size yardımcı olmak için oradadır: Psikologlar, ruh sağlığı alanında eğitimli ve deneyimli uzmanlardır. Size sorunlarınızla başa çıkabilmeniz için gereken desteği ve rehberliği sunarlar.
  • Psikolog-danışan ilişkisi gizlilik esasına dayanır: Psikologlar, meslek etiği kurallarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Sizinle paylaştığınız tüm bilgiler gizli tutulur.
  • Psikolojik yardım almak, yaşam kalitenizi yükseltir: Psikolojik destek sayesinde, kendinizi daha iyi hisseder, ilişkilerinizi güçlendirir ve hayattan daha fazla keyif alırsınız.

Özel Psikoloğa Gitmeye Nasıl Karar Verebilirsiniz?

Eğer psikolojik sorunlar yaşıyorsanız ve profesyonel yardım almak istiyorsanız, şu adımları takip edebilirsiniz:

  • Araştırma yapın: İnternet üzerinden veya çevrenizden size yakın konumdaki özel psikologları araştırın. Psikologların uzmanlık alanlarına, deneyimlerine ve çalışma tarzlarına dikkat edin.
  • İlk seanstan önce tereddüt etmeyin: Çoğu psikolog, ilk seansı ücretsiz olarak sunar. Bu ilk seansta, psikolog ile tanışabilir, kendinizi rahat hissedip hissetmediğinizi anlayabilir ve terapi süreci hakkında bilgi edinebilirsiniz.
  • Sorular sorun: Psikologa size uygun bir terapi yöntemi olup olmadığını, ücret politikasını ve seans sıklığını sorun.
  • Kendinize güvenin: Psikolojik yardım almak, doğru bir karar. Kendinize güvenin ve bu süreçten olumlu sonuçlar elde edeceğinize inanın.

Özel Psikoloğa Gitmekten Neden Çekinmemelisiniz?

Psikolojik desteğe başvurma konusunda hala çekinceleriniz varsa, bu çekincelerinizi aşmanıza yardımcı olacak birkaç düşünceyi paylaşalım:

  • Psikolojik destek almak bir zayıflık göstergesi değildir. Aksine, kendinize yatırım yapmak ve daha iyi bir yaşam sürmek için attığınız olumlu bir adımdır.
  • Psikologlar, sizi yargılamadan dinler ve size destek olur. Psikologlar, sorunlarınızı çözmeniz için size rehberlik eder.
  • Psikolojik destek almak, uzun vadede size fayda sağlar. Psikolojik sorunlarınızı çözerek, daha mutlu, sağlıklı ve üretken bir birey haline gelebilirsiniz.

Ayrıca okuyun: Evlilikte Mutluluğun Psikolojisi


Depresyon-kac-seansta-biter-1200x900.jpg

17 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Depresyon, günümüzde milyonlarca insanı etkileyen, ruhsal çöküntüye yol açan ciddi bir psikiyatrik rahatsızlık. Kişinin kendine güvenini sarsan, günlük yaşamını alt üst eden, yaşam kalitesini düşüren bu hastalıkla mücadelede psikolojik destek, en önemli silahlarınızdan biri haline geliyor. Ancak, pek çok kişi depresyonla mücadele yolunda atılacak adımlardan çekiniyor. “Acaba psikolog tedavisi ne kadar sürer?”, “Depresyon kaç seansta biter?” gibi sorular kafaları kurcalıyor.

Ayrıca okuyun: Gelişimsel Dönemlerde Anne-Baba Tutumlarının Etkisi

Depresyonun Görünmeyen Düşmanı

Depresyonun en önemli özelliklerinden biri, belirtilerinin sinsi bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Bazen günlük hayatın koşuşturmacası içinde fark edilmeyebilir bile. Kişi kendini üzgün hissetse de, bunun geçici bir durum olduğunu düşünerek psikolojik desteğe başvurmaktan kaçınabilir. Ancak depresyon zamanla hayatın her alanını etkilemeye başlar. İşte, depresyonun görünmez düşman olarak tanımlanmasının nedenlerinden bazıları:

  • Belirtilerinin kişiye göre değişkenlik göstermesi: Depresyon, her kişide farklı belirtilerle kendini gösterebilir. Bazen halsizlik, uyku düzeninde bozulma, iştah kaybı gibi fiziksel belirtiler ön plana çıkarken, bazen motivasyon kaybı, karamsar düşünceler, zevk alamama hissi gibi ruhsal belirtiler daha baskın olabilir. Bu durum, depresyonun teşhisini güçleştirebilir.
  • Toplumun olumsuz bakış açısı: Ne yazık ki toplumumuzda psikolojik sorunlar hala yeterince ciddiye alınmıyor. Depresyon gibi ruhsal hastalıklar, kişinin zayıflığı olarak algılanabiliyor. Bu durum, depresyonla mücadele eden bireylerin yardım aramaktan çekinmesine yol açıyor.
  • Depresyonun kendini gizleme yeteneği: Depresyon, kişinin kendisini olumsuz yönde etkileyen düşünceleri ve duyguları bastırmaya çalışmasına neden olabilir. Bu durum, depresyonun dışarıdan fark edilmesini zorlaştırır. Kişi yaşadıklarını itiraf etmekten çekinebilir, hatta her şeye rağmen ayakta kalmaya çalışabilir.

Depresyonun Belirtileriyle Yüzleşmek

Depresyonun erken teşhisi ve tedavisi, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırıyor. Bu nedenle, depresyon belirtilerine karşı duyarlı olmakta fayda var. İşte, depresyonun en sık görülen belirtileri:

  • Sürekli üzüntü ve düşük ruh hali: Depresyonda en temel belirtilerden biri, kişinin kendini sürekli üzgün ve karamsar hissetmesidir. Bu üzüntü hali, günlük yaşamın olağan akışını bozar ve yoğun bir şekilde yaşanır.
  • İlgi kaybı ve zevk alamama: Depresyonda kişi, daha önce keyif aldığı aktivitelere karşı ilgisini kaybedebilir. Sevdiği şeylerden zevk alamaz hale gelir. Bu durum, sosyal yaşamdan çekilmeye, hobilerin terk edilmesine yol açabilir.
  • Uyku düzeninde bozulmalar: Depresyon, uyku düzeninde farklı şekillerde kendini gösterebilir. Bazı kişilerde uykusuzluk ve gece boyunca sık sık uyanma görülebilirken, bazılarında ise aşırı uyku hali yaşanabilir.
  • İştah değişiklikleri: Depresyon, iştahta azalma ya da artışa neden olabilir. Kişi kendisini beslenme konusunda ihmal edebilir ya da duygusal dalgalanmalara bağlı olarak aşırı yeme davranışları sergileyebilir.
  • Konsantre olamama ve karar verme zorluğu: Depresyon, bilişsel işlevleri de etkiler.

Psikolojik Destek Süreci

Depresyonun belirtilerini fark ettikten sonra atmanız gereken en önemli adım psikolojik destek almaktır. Psikologlar, depresyonla mücadelede size yol gösteren uzman kişilerdir. Peki, psikolojik destek süreci nasıl işliyor? Bu süreçte neler bekleyebilirsiniz?

İlk adım: Tanışma ve değerlendirme

Psikolojik desteğe başvurduğunuzda ilk seansta psikolog ile tanışmanız ve yaşadıklarınız hakkında bilgi vermeniz beklenir. Psikolog, geçmiş yaşam öykünüzü, şikayetlerinizi, aile durumunuzu ve ruhsal durumunuzu değerlendirmek için sorular soracaktır. Bu soruların amacı, depresyonun şiddetini belirlemek ve en uygun tedavi yöntemini seçmektir.

Bazı durumlarda psikolog, depresyon tanısına kesin olarak ulaşmak için testler uygulayabilir. Bu testler, bilişsel işlevlerin değerlendirilmesi, depresyonun şiddetinin ölçülmesi gibi amaçlarla yapılabilir.

Depresyonla Mücadelede terapi yaklaşımları

Psikologlar, depresyon tedavisinde farklı terapi yaklaşımlarını kullanabilirler. En sık kullanılan yöntemlerden bazıları şunlardır:

  • Bilişsel davranışçı terapi (BDT): BDT, düşüncelerin duygular ve davranışlar üzerindeki etkisi üzerine odaklanır. Depresyonla ilişkili olumsuz düşünce kalıplarını tespit ederek, bunların yerini daha gerçekçi düşüncelerle değiştirmeyi hedefler.
  • Mindfulness egzersizleri: Mindfulness egzersizleri, kişinin şu ana odaklanmasını ve kaygı verici düşüncelerden uzaklaşmasını sağlayan tekniklerdir. Depresyonla mücadelede olumsuz düşünce döngüsünü kırmada etkili olabilir.
  • Interpersonal Terapi (IPT): IPT, depresyonun kişilerarası ilişkilerden nasıl etkilendiğini ve bu ilişkilerin nasıl düzeltilebileceğini inceleyen bir terapi yöntemidir. Özellikle sosyal ilişkilerdeki sorunların depresyona yol açtığı durumlarda tercih edilebilir.

Psikolog, sizin ihtiyaçlarınıza ve depresyonun seyrine en uygun terapi yöntemini seçecektir. Terapi süreci genellikle haftada bir seans olmak üzere düzenli olarak devam eder. Seansların süresi ise genellikle 45-50 dakika civarındadır.

Psikolojik destek sürecinde sizin rolünüz

Psikolojik destek sürecinin başarısı, sizin aktif katılımınıza bağlıdır. Terapi seanslarına düzenli olarak katılmak, psikolog ile açık ve dürüst bir iletişim kurmak tedavi sürecinin olumlu ilerlemesine katkı sağlar.

Bununla birlikte, psikologunuzun önerilerini günlük hayatınıza uygulamaya çalışmanız önemlidir. Örneğin, uyku düzeninizi tekrar oturtmak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek gibi davranış değişiklikleri depresyon belirtilerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.

Depresyon Tedavisinde İlaç Kullanımı

Bazı durumlarda psikolog, depresyon tedavisinde ilaç kullanımını da önerebilir. Bu karar, depresyonun şiddetine ve kişinin durumuna göre verilir. Antidepresan ilaçlar, beyindeki serotonin ve norepinefrin gibi kimyasal dengenin düzenlenmesine yardımcı olur. İlaç tedavisinin, psikolog ile yürütülen terapi sürecini destekleyici bir rol oynadığını unutmamak gerekir. İlaçlar tek başına depresyon tedavisinde yeterli olmayabilir.

Depresyondan Kurtulma Yolculuğunuzun Uzunluğu

Peki, depresyon tedavisi ne kadar sürer? Bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Depresyonun şiddeti, kişinin tedaviye verdiği yanıt, kullanılan tedavi yöntemleri gibi faktörler tedavi süresini etkiler.

Genellikle hafif depresyon vakalarında tedavi süreci daha kısa olabilirken, orta ve şiddetli depresyon vakalarında tedavi süresi daha uzun olabilir. Bazı kişiler birkaç aylık bir tedavi ile depresyon belirtilerinden önemli ölçüde iyileşme sağlarken, bazı kişilerde tedavi süreci bir yılı aşkın sürebilir.

Ayrıca okuyun: Kendinizi Kabul Etmenin Önem


Psikolog-her-seansta-ucret-alir-mi.jpeg

16 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Psikolojik sağlık günümüzde giderek daha fazla önem verilen bir konu haline geliyor. Stres, kaygı, depresyon gibi pek çok ruhsal sorunla mücadele eden bireyler, bu durumları aşmak için profesyonel destek alma yoluna gitmekte. Bu noktada akıllara ilk gelen isimlerden biri de şüphesiz psikologlar oluyor. Ancak, psikolojik destek almaya karar verdiğinizde karşınıza çıkan önemli konulardan biri de ücret faktörü oluyor.

Ayrıca okuyun: Başarılı Bir İlişki İçin İletişim Becerileri

Seans Fiyatlarını Etkileyen Unsurlar

Psikologların uyguladığı ücretlendirme politikası çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bu ücretlendirmeyi etkileyen başlıca unsurları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Psikoloğun deneyimi: Psikoloğun sahip olduğu deneyim ve uzmanlık düzeyi ücretleri doğrudan etkiler. Daha uzun süredir meslekte olan ve tecrübeli psikologlar, genellikle daha yeni mezun olmuş psikologlara göre daha yüksek ücretler talep edebilir. Bu durum, sahip oldukları bilgi birikimi ve tecrübenin bir yansı olarak değerlendirilebilir.

  • Uzmanlık alanı: Psikologlar belirli alanlarda uzmanlaşabilirler. Örneğin, çocuk psikologları, çift terapisi uzmanları, iş psikologları gibi farklı alanlarda uzmanlaşmış psikologların ücretleri genel psikologlara göre farklılık gösterebilir. Bu farklılık, sahip oldukları ek eğitimler ve uzmanlık gerektiren alanlarda sundukları hizmetin farklılığı ile bağlantılıdır.

  • Bulunduğu şehir: Psikologların ücretleri bulundukları şehire göre de değişebilir. Genel olarak büyük şehirlerde psikolog ücretlerinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni ise büyük şehirlerde hayat standartlarının daha yüksek olması ve psikologlara olan talebin daha fazla olmasıdır.

  • Seans süresi: Bazı psikologlar standart bir seans süresi belirlerken, bazıları ise seans süresini danışanın ihtiyacına göre değiştirebilir. Seans süresi uzadıkça ücretlerde de artış olması beklenen bir durumdur.

  • Terapi paketi sunumu: Bazı psikologlar tek seans ücretlendirmesi yerine terapi paketi şeklinde ücretlendirme sunabilirler. Bu paketler genellikle belli bir seans sayısını kapsar ve tek seans ücretine göre daha uygun maliyetli olabilir.

  • Çalışma şekli: Psikologlar online olarak veya fiziki bir ofiste hizmet verebilirler. Online terapi hizmeti veren psikologların ücretleri, fiziki bir ofiste hizmet verenlere göre daha uygun olabilir. Ancak, bu durum her psikolog için geçerli olmayabilir.

Psikolog Seans Ücretleri Ne Kadar? Ortalama Fiyatlar ve Maliyet Karşılaştırma

Psikolog ücretlerinin yukarıda belirttiğimiz faktörlere bağlı olarak değişkenlik göstermesi nedeniyle net bir ücret vermek mümkün değildir. Ancak, Türkiye’de psikolog seans ücretlerinin genellikle 60 TL ile 800 TL arasında değiştiğini söyleyebiliriz. Bu aralık oldukça geniş olsa da, ortalama olarak bir psikolog seansının ücretinin 250 TL ile 350 TL arasında olduğunu söylemek mümkündür.

Elbette bu rakamlar yalnızca ortalama değerlerdir. Daha deneyimli veya uzman bir psikologa gitmek istiyorsanız, ödeyeceğiniz ücret artacaktır. Aynı şekilde, büyük şehirlerde psikolog ücretleri daha küçük şehirlere göre daha yüksek olacaktır.

İlk Seans Ücretli Mi? Ücretsiz İlk Tanışma Fırsatları

Psikologlara ilk kez gittiğinizde ücret ödemeniz gerekmeyebilir. Bazı psikologlar, ilk seansta danışanla tanışmayı, terapi sürecini anlatmayı ve danışanın sorunlarını anlamaya yönelik bir ön görüşme yapmayı tercih edebilirler. Bu ilk seans genellikle ücretlendirilmez. Ancak, yine de bu konuyu önceden psikolog ile görüşmenizde netleştirmek faydalı olacaktır.

Psikolojik Desteğe Erişilebilirlik

Psikolog ücretlerinin değişkenlik göstermesi ve bazı durumlarda yüksek maliyetlere ulaşabilmesi, psikolojik desteğe erişimde önemli bir engel haline gelebilir. Ancak, ücret faktörünün dışında da psikolojik desteğe erişimi zorlaştıran çeşitli engeller bulunmaktadır. Bu engelleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Stigma ve tabu: Toplumumuzda psikolojik sorunların hala bir tabu olarak görülmesi, bireylerin psikolojik destek almaktan çekinmesine neden olabilir. “Deli” gibi yaftalanma korkusu, psikolojik sorunlarla mücadele eden kişilerin yardım arama sürecini geciktirebilir. Bu noktada, psikolojik danışmanlığın ve terapinin zayıflık değil, aksine güçlülük göstergesi olduğunun daha geniş kesimler tarafından anlaşılması gerekiyor.

  • Psikolog sayısının yetersizliği: Türkiye’de nüfus başına düşen psikolog sayısı maalesef yetersizdir. Bu durum özellikle psikolog ihtiyacının daha fazla olduğu büyük şehirlerde daha belirgin bir hale gelmektedir. Psikolog sayısının artması, psikolojik desteğe erişimi kolaylaştıracağı gibi, ücretlerin de piyasa koşullarına göre daha dengeli bir seviyede seyretmesine katkı sağlayabilir.

  • Zaman yönetimi ve erişim sorunları: Psikolojik destek almak isteyen bireyler, yoğun çalışma hayatları veya günlük sorumlulukları nedeniyle terapi seanslarına düzenli olarak katılmakta zorluk çekebilirler. Bu noktada, akşam saatlerinde veya hafta sonları hizmet veren psikologları tercih etmek ya da online terapi seçeneklerini değerlendirmek faydalı olabilir.

  • Sigorta kapsamı ve devlet desteği: Psikolojik danışmanlık ve terapi hizmetlerinin bir kısmı bazı özel sağlık sigortaları kapsamında yer almaktadır. Ancak, sigorta kapsamı olan hizmetlerin içeriği ve seans sayısı sigorta şirketine göre farklılık gösterebilir. Devlet tarafından da ruh sağlığı alanında çeşitli hizmetler sunulmaktadır. Toplum ruh sağlığı merkezleri, ruh sağlığı ve hastalıkları hastaneleri gibi kurumlarda psikologlar tarafından terapi hizmeti verilebilmektedir. Bu hizmetlerden faydalanmak için psikiyatri uzmanı tarafından yönlendirme alınması gerekebilir.

Psikolojik Destek Almaya Nasıl Karar Verilir?

Eğer psikolojik sorunlarla mücadele ettiğinizi düşünüyorsanız veya günlük yaşam kalitenizi düşüren duygusal durumlarla başa çıkmakta zorlanıyorsanız, psikolojik destek almak sizin için faydalı olabilir. Peki, psikolojik destek almaya nasıl karar verebilirsiniz?

  • Kendinizi dinleyin: İlk olarak, kendi duygularınızı ve düşüncelerinizi gözlemlemek önemlidir. Stres, kaygı, üzüntü, öfke gibi duygular uzun süredir hayatınızın bir parçasıysa ve bu duygularla başa çıkmakta zorlanıyorsanız, bir uzmana danışmayı düşünebilirsiniz.

  • Günlük yaşamınızı değerlendirin: Psikolojik sorunlar, günlük yaşam kalitenizi de olumsuz yönde etkileyebilir. Eğer iş hayatınızda, okul hayatınızda veya sosyal ilişkilerinizde sorunlar yaşıyorsanız, bu durum psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunuzun bir işareti olabilir.

  • Karşılaştırma yapmayın: Psikolojik sorunlar herkesin başına gelebilecek durumlardır. Bu konuda kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Eğer yardıma ihtiyaç duyuyorsanız, psikolojik destek almaktan çekinmeyin.

  • Aileniz ve yakınlarınızla konuşun: Psikolojik destek alma kararınızda aileniz ve yakınlarınızın desteği önemli olabilir. Onlarla konuşmaktan çekinmeyin ve içinde bulunduğunuz durumu onlara anlatın.

  • Psikolog araştırın ve randevu alın: Psikolojik destek almaya karar verdikten sonra size uygun bir psikolog bulmanız gerekir. Psikolog ararken deneyim düzeyi, uzmanlık alanı, çalışma şekli ve ücretleri gibi faktörleri göz önünde bulundurabilirsiniz. Psikologların web sitelerini ziyaret ederek veya çevrenizden tavsiye alarak size uygun bir psikolog bulabilirsiniz.


en-unlu-psikolog-kimdir.jpg

15 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Psikoloji, insan zihnini, davranışlarını ve deneyimlerini inceleyen bilim dalıdır. Yüzyıllar boyunca psikoloji alanında öncü isimler gelmiş geçmiş en önemli bilim insanları arasında yerlerini almışlardır. Bu öncü çalışmalar, psikolojiyi dallara ayırarak insan davranışının her yönünü daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olmuştur.

Ayrıca okuyun: Kayseri’de Psikologlar Arasında Bilişsel Davranışçı Terapi ve Uygulamaları

Sigmund Freud

Psikoloji denince akla ilk gelen isimlerden biri hiç şüphesiz Sigmund Freud’dur. Avusturyalı nörolog olan Freud, psikanaliz kuramının kurucusu olarak bilinir. Bilinçdışı kavramını psikoloji literatürüne kazandıran Freud, rüyaların ve bastırılmış duyguların insan davranışları üzerindeki etkisi üzerinde yoğunlaşmıştır. Freud’un kuramı, psikoloji alanında çığır açıcı nitelikte olsa da günümüzde bazı eleştirilere de maruz kalmaktadır.

Freud’un psikanaliz kuramına göre insan davranışları; bilinçli, ön bilinçli ve bilinçdışı olmak üzere üç seviyeli bir zihin yapısı tarafından yönetilir. Bilinç, içinde bulunduğumuz anın farkında olduğumuz düşünceleri ve duyguları kapsar. Ön bilinç ise hatırlama çabasıyla ulaşılabilecek anılar ve bilgileri içerir. Bilinçdışı ise bastırılmış arzular, dürtüler ve travmalardan oluşur. Freud’a göre bilinçdışı, davranışlarımızı en derinden etkileyen zihin yapısıdır.

Freud’un kuramına göre kişilik gelişimi beş aşamadan oluşur. Bu aşamalar oral dönem, anal dönem, fallik dönem, gizli dönem ve genital dönemdir. Her bir aşamada bireyin karşı karşıya kaldığı çatışmalar, kişilik gelişiminde önemli bir rol oynar. Örneğin, oral dönemde bebeğin süt emme ihtiyacı ve bu ihtiyacın karşılanma şekli, ilerleyen yaşlarda güven duygusunun gelişmesini etkiler.

Freud’un psikanaliz kuramı, psikoloji alanında tartışmalara yol açsa da bilinçdışı kavramını ortaya koyması ve psikoterapi tekniklerinin geliştirilmesine yaptığı katkılar nedeniyle psikoloji tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Carl Rogers

Carl Rogers, insaniyetçi psikolojinin öncü isimlerinden biridir. Rogers, Freud’un aksine, insanın doğuştan iyi olduğuna ve kendini gerçekleştirme arzusuna sahip olduğuna inanır. Rogers’ın birey merkezli terapi yaklaşımı, danışanın sorunlarını çözmede aktif bir rol oynamasını ve kendi potansiyelini gerçekleştirmesini hedefler.

Birey merkezli terapide terapist, danışanı empati ile dinler ve onu anlamaya çalışır. Terapist, yargılayıcı olmayan bir ortam yaratır ve danışanın kendi iç dünyasını keşfetmesine yardımcı olur. Bu süreçte danışan kendisini olduğu gibi kabul eder ve kendini gerçekleştirme yolculuğuna adım atar.

Rogers’ın birey merkezli terapi yaklaşımı, aşağıdaki temel ilkelere dayanır:

  • Empati: Terapist, danışanın bakış açısıyla dünyaya bakabilmeli ve onun duygularını anlayabilmelidir.
  • İçtenlik: Terapist, danışanla olan ilişkisinde samimi ve gerçekçi olmalıdır.
  • Saygı: Terapist, danışanın değerlerine ve kişiliğine saygı duymalıdır.

Birey merkezli terapi, danışanın kendi iç kaynaklarını keşfetmesine ve sorunlarını kendi çözme becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Bu yaklaşım, danışanı güçlendiren ve onu bağımsızlığa yönlendiren bir terapi tekniğidir.

B.F. Skinner

Skinner’a göre öğrenme, davranışın sonucunda ortaya çıkan pekiştirme ile gerçekleşir. Davranışın olumlu sonuçlarla pekiştirilmesi, davranışın tekrar出現 (churrocu – ortaya çıkması) etme olasılığını arttırır. Olumsuz sonuçlarla cezalandırılması ise davranışın tekrar etme olasılığını azaltır.

Skinner, operant koşullanma kavramını ortaya atarak davranışların nasıl öğrenildiğini açıklar. Operant koşullanmada, davranışın öncesinde gelen uyarıcı ve davranışın sonucunda gelen pekiştirme öğrenme sürecini oluşturur. Örneğin, bir fare aç olduğunda kafese bastırdığı bir düğme pelet mama ile ödüllendirilirse, fare daha fazla mama elde etmek için düğmeye basma davranışını tekrarlayacaktır. Bu durumda, açlık hissi uyarıcı, düğmeye basma davranışı ise tepkidir. Mama ise davranışı pekiştiren ödüldür.

Skinner’ın operant koşullanma kuramı, eğitim, psikiyatri ve hayvan davranışları gibi birçok alanda uygulama alanı bulmuştur. Örneğin, çocuk eğitiminde olumlu davranışlar pekiştirilerek istenmeyen davranışların azaltılması, hayvanların eğitilmesinde ödüller kullanılarak istenilen davranışların öğretilmesi gibi uygulamalar Skinner’ın kuramına dayanmaktadır.

Jean Piaget

Psikoloji tarihinde bilişsel kuramın öncü isimlerinden biri olan Jean Piaget, çocukların bilişsel gelişimini inceleyen çalışmalarıyla tanınır. Piaget’ye göre çocuklar zihinsel olarak aktif varlıklardır ve çevreleriyle etkileşim yoluyla bilgiyi öğrenir ve inşa ederler. Piaget, bilişsel gelişimi dört döneme ayırır:

  • Sensömotor Dönem (0-2 yaş): Bu dönemde bebekler çevreyi duyusal ve motor becerileriyle keşfederler. Nesnelerin kalıcılık kavramı bu dönemde gelişmeye başlar.
  • Preoperasyonel Dönem (2-7 yaş): Bu dönemde çocuklar sembolik düşünce becerilerini geliştirirler. Oyun oynamada sembolik temsil becerileri ön plana çıkar. Ancak, bu dönemdeki çocuklar somut düşüncede zorlanırlar ve benmerkezci bir düşünce yapısına sahiptirler.
  • Somut İşlem Dönemi (7-11 yaş): Bu dönemde çocuklar somut nesnelerle ilgili mantıklı düşünme becerilerini geliştirirler. Ancak, soyut kavramları anlamakta zorlanırlar.
  • Formal İşlem Dönemi (11 yaş ve üstü): Bu dönemde gençler soyut düşünme, problem çözme ve hipotetik düşünme becerilerini geliştirirler. Karmaşık kavramları anlayabilir ve gelecek için plan yapabilirler.

Piaget’in bilişsel gelişim kuramı, çocuk psikolojisi alanında önemli bir yere sahiptir. Bu kuram, çocukların öğrenme süreçlerinin anlaşılmasına ve eğitim yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlamıştır.

Psikoloji, insan zihnini, davranışlarını ve deneyimlerini inceleyen karmaşık ve zengin bir bilim dalıdır. Bugüne kadar sayısız psikolog, farklı kuramlar ortaya koyarak insan davranışını anlamamıza ışık tutmuştur. Bu yazıda ele aldığımız isimler psikoloji tarihinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, psikoloji dünyası bu isimlerden ibaret değildir. Psikoloji alanında araştırmalar günümüzde de hız kesmeden devam etmektedir. Yeni kuramlar, teknikler ve bilgiler sayesinde insanı daha derinlemesine anlama yolculuğumuz devam etmektedir.

Ayrıca okuyun: Kayseri Psikoterapi


Psikolog-mu-yoksa-psikiyatrist-mi.webp

14 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Günümüzün stresli ve karmaşık dünyasında ruh sağlığı her zamankinden daha önemli hale geldi. Hayatın getirdiği zorluklarla baş etmek, duygusal iniş çıkışları dengelemek ve zihinsel olarak güçlü kalabilmek için bazen profesyonel yardıma ihtiyaç duyabiliyoruz. Ancak psikolojik sorunlar yaşarken akıllara ilk gelen soru işareti uzman seçimine yöneliyor: Psikolog mu yoksa psikiyatrist mi? Bu iki alanın isimleri birbirine çok yakın olsa da aslında görev tanımları ve çalışma şekilleri arasında önemli farklılıklar bulunuyor.

Ayrıca okuyun: Sağlıklı Bir Uyku için Psikolojik İpuçları

Psikolog Kimdir? Ne İş Yapar?

Psikologlar, ruhsal, davranışsal ve bilişsel süreçler üzerine eğitim almış lisans mezunu uzmanlardır. Psikoloji biliminin geniş kapsamlı alanında farklı dallarda uzmanlaşabilirler. Klinik psikologlar, psikolojik danışmanlar, okul psikologları, adli psikologlar ve endüstriyel-organizasyon psikologları gibi çeşitli unvanlarla hizmet verirler.

Psikologların çalışma prensibi, danışanları ile konuşma terapileri aracılığıyla sorunların çözümüne odaklanmaktır. Bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi, oyun terapisi gibi farklı terapi yöntemlerini kullanarak danışanların düşünce kalıplarını, duygusal tepkilerini ve davranışlarını anlamalarına yardımcı olurlar. Bu sayede bireyler, yaşadıkları zorluklarla baş etme becerilerini geliştirir, kendilerini daha iyi tanır ve psikolojik olarak güçlenirler.

Psikiyatrist Kimdir? Ne İş Yapar?

Psikiyatristler ise tıp fakültesinden mezun olduktan sonra psikiyatri alanında uzmanlık eğitimi almış doktorlardır. Psikiyatri bilimi, ruhsal bozuklukların tanı ve tedavisine odaklanır. Psikiyatristler, biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörleri göz önünde bulundurarak ruhsal hastalıkların teşhisini koyarlar. Gerekli gördükleri durumlarda ilaç tedavisi uygulayarak hastaların semptomlarının kontrol altına alınmasını sağlarlar.

Psikolog ve Psikiyatrist Arasındaki Farklar Nelerdir?

Psikolog ve psikiyatrist arasındaki temel farklardan biri eğitim ve çalışma alanlarıdır. Psikologlar lisans mezunu uzmanlar iken, psikiyatristler tıp doktoru unvanına sahiptirler. Bu nedenle psikiyatristler ilaç yazma yetkisine sahipken, psikologlar ilaç tedavisi uygulayamazlar.

Çalışma yöntemlerinde de farklılıklar söz konusudur. Psikologlar terapi teknikleri aracılığıyla danışanlarının kendilerini anlamalarına ve sorunlarını çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olurlar. Psikiyatristler ise biyolojik faktörleri de hesaba katarak tanı koyar ve ilaç tedavisiyle semptomları kontrol altına almaya çalışırlar.

Kim Psikologa Kim Psikiyatriste Gitmelidir?

Hangi uzmana başvurmanız gerektiği, yaşadığınız psikolojik sorunların türüne ve şiddetine bağlıdır.

Eğer günlük hayatınızı olumsuz yönde etkileyen stres, kaygı, öfke gibi duygusal durumlarla mücadele ediyorsanız, ilişki problemleri yaşıyorsanız, özgüven eksikliği hissediyorsanız veya davranışsal değişiklikler gözlemliyorsanız psikolog ile görüşmeniz faydalı olabilir. Psikologlar, bu gibi durumlarda bilişsel davranışçı terapi, EMDR terapisi gibi çeşitli yöntemlerle danışanlarına destek sağlayarak sorunların çözümüne yardımcı olurlar.

Ancak psikolojik sorunlarınız günlük yaşam aktivitelerinizi ciddi anlamda kısıtlıyorsa, sanrılar, halüsinasyonlar gibi psikotik belirtiler yaşıyorsanız, şiddetli depresyon veya bipolar bozukluk gibi ruhsal hastalıklarla mücadele ediyorsanız o zaman bir psikiyatriste görünmeniz gerekebilir. Psikiyatristler, gerekli gördükleri durumlarda ilaç tedavisiyle semptomların kontrol altına alınmasını sağlayarak ruhsal iyilik halinizi desteklerler.

Psikolog ve Psikiyatrist Birlikte Çalışabilir mi?

Psikologlar ve psikiyatristler ruh sağlığı alanında birbirini tamamlayan uzmanlardır. Bazı durumlarda psikolog ve psikiyatrist birlikte çalışarak danışanlara daha kapsamlı bir şekilde hizmet verebilirler. Örneğin, psikolog ile görüşmeye başlayan bir danışanın yaşadığı sorunlar, ilaç tedavisinden de fayda görebileceğini düşündürüyorsa psikolog, danışanı bir psikiyatriste yönlendirebilir. Psikiyatrist tarafından tanı ve tedavi planı oluşturulduktan sonra, danışan psikoterapi sürecine psikolog ile devam edebilir. Bu şekilde hem ilaç tedavisiyle semptomların kontrol altına alınması hem de terapi sayesinde danışanın içsel kaynaklarının güçlendirilmesi sağlanabilir.

Psikiyatrist Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Psikiyatrist seçimi de psikolog seçimi kadar önemlidir. Psikiyatristinizin alanında uzman ve deneyimli olması, doğru tanı ve tedavi planı oluşturması açısından kritiktir. Psikiyatrist seçerken şu hususlara dikkat edebilirsiniz:

  • Uzmanlık Alanı: Psikiyatristlerin de belirli alanlarda uzmanlıkları olabilir. Yaşadığınız psikolojik rahatsızlığa uygun uzmanlık alanına sahip bir psikiyatrist seçmeniz faydalı olacaktır. Örneğin, çocuk ve ergen psikiyatrisi, adult (yetişkin) psikiyatrisi, bağımlılık tedavisi gibi farklı alanlarda uzmanlaşmış psikiyatristler bulunmaktadır.
  • İletişim Şekli: Psikiyatristinizin sizinle açık ve anlaşılır bir şekilde iletişim kurması önemlidir. Sorularınızı rahatça sorabildiğiniz ve tedaviniz hakkında detaylı bilgi alabildiğiniz bir psikiyatrist tercih etmelisiniz.
  • Referanslar: Psikiyatrist seçimi yaparken çevrenizden veya doktorunuzdan referans alabilirsiniz.

Psikolog veya Psikiyatrist Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Psikolojik sorunlar yaşarken doğru uzmana ulaşmak oldukça önemlidir. Psikolog veya psikiyatrist seçerken dikkat etmeniz gereken bazı hususlar şunlardır:

  • Uzmanın Çalışma Alanı: Psikologlar farklı alanlarda uzmanlaşabilirler. Yaşadığınız soruna uygun uzmanlığı bulunan bir psikolog seçmeniz faydalı olacaktır. Örneğin, çocukluk çağı sorunları için çocuk psikoloğuna, ilişki problemleri için ise çift ve aile terapisti ünvanına sahip bir psikologa başvurabilirsiniz.
  • Uzmanın Yöntemi: Farklı psikologlar farklı terapi yöntemlerini kullanabilirler. Eğer bilişsel davranışçı terapi hakkında bilgi sahibiyseniz ve bu yöntemi denemek istiyorsanız, bu alanda uzmanlaşmış bir psikolog bulabilirsiniz.
  • Uzmanın Tecrübesi: Psikolog veya psikiyatristin sahip olduğu tecrübe de önemli bir faktördür. Özellikle ruhsal hastalıklarla ilgili durumlarda tecrübeli bir uzmana danışmak faydalı olabilir.
  • Uzman ile İletişim: Psikolog veya psikiyatrist ile ilk görüşmenizde kendinizi rahat hissetmeniz önemlidir. Size güven veren, sorularınızı içtenlikle cevaplayan ve sizi anladığınızı hissettiren bir uzmanı tercih etmelisiniz.

Psikolojik Destek Almaktan Çekinmeyin

Psikolojik sorunlar yaşamak asla utanılacak bir şey değildir. Tıpkı bedensel sağlık sorunlarında olduğu gibi ruhsal sağlık sorunlarında da profesyonel yardım almak oldukça önemlidir. Erken dönemde psikolog veya psikiyatrist desteği almak, yaşadığınız sorunların daha kolay çözüme kavuşmasını sağlayabilir. Psikolojik destek sayesinde kendinizi daha iyi tanıyabilir, duygularınızı daha sağlıklı şekilde yönetebilir ve hayat kalitenizi arttırabilirsiniz.

Unutmayın ruh sağlığı, genel sağlık ve iyilik halinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Psikolog veya psikiyatrist ile görüşmek konusunda çekinceleriniz varsa, öncelikle bir aile hekimine veya psikiyatri hemşiresine danışarak bilgi alabilirsiniz.


psikolog-seans-ucretleri-ne-kadar.jpeg

13 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Psikolojik sağlık günümüzde giderek artan bir önem taşıyor. Psikolog desteği almak, ruhsal sorunlarla başa çıkmanıza, kendinizi daha iyi tanımanıza ve yaşam kalitenizi yükseltmenize yardımcı oluyor. Ancak psikolog seans ücretleri konusunda kafanızda soru işaretleri olabilir.

Ayrıca okuyun: Günlük Pratik Teknikler Anksiyete ile Mücadele

Psikolog Seans Ücretleri Ortalama Ne Kadar?

Türkiye’de psikolog seans ücretleri çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Genel olarak baktığımızda seans ücretleri 100 TL ile 4.600 TL arasında seyrediyor. Ancak bu geniş aralık içerisinde ortalama bir ücret vermek güç.

Psikolog seans ücretlerini etkileyen faktörler:

  • Psikologun tecrübe ve uzmanlık alanı: Psikolog ne kadar deneyimli ve uzmanlaşmış bir alanda çalışıyorsa, genellikle seans ücretleri de o kadar yüksek oluyor. Uzun yıllar tecrübe sahibi olan, belli bir ekol üzerine yoğunlaşmış psikologların ücretleri, yeni mezun psikologlara göre daha fazla oluyor.
  • Seansın süresi: Psikolog seansları genellikle 45 dakika ile 1 saat arasında sürüyor. Bazı psikologlar daha uzun süreli seanslar da sunabiliyor. Seans süresi uzadıkça ücret de artıyor.
  • Görüşme şekli: Yüz yüze yapılan terapi seansları ile online olarak gerçekleştirilen seans ücretleri arasında da farklılıklar olabiliyor. Online seanslar genellikle yüz yüze seanslara göre biraz daha uygun fiyatlı oluyor.
  • Psikologun çalışma yeri: Psikologlar hastanelerde, bağımsız kliniklerde veya online platformlar üzerinden hizmet verebiliyor. Özellikle büyük şehirlerde bulunan lüks kliniklerde psikolog seans ücretleri daha yüksek olabiliyor.
  • Yaşadığınız şehir: Psikolog seans ücretleri büyük şehirlerde genellikle daha yüksek oluyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerde psikolog bulmak daha kolay olsa da seans ücretleri de daha tuzlu oluyor.

Psikolog Seans Ücretleri Neden Bu Kadar Farklılık Gösteriyor?

Psikolog seans ücretlerinin bu kadar geniş bir aralıkta seyretmesinin birkaç temel nedeni var. Öncelikle, yukarıda da belirttiğimiz gibi psikologların deneyimleri ve uzmanlık alanları ücretleri etkiliyor. Uzun yıllar çalışmış, belli bir ekol veya terapi yönteminde uzmanlaşmış psikologlar daha yüksek ücret talep edebiliyor. Bu durum aslında psikologların bilgi birikimi ve sundukları hizmetin kalitesiyle de bağlantılı.

Ayrıca psikologların çalışma şekilleri ve seans ücretlerini belirleme yöntemleri de farklılık gösterebiliyor. Bazı psikologlar seans başına ücret belirlerken, bazıları ise belli bir terapi paketi ücreti sunuyor. Seans süresi, görüşme şekli (yüz yüze veya online) ve psikologların danışanlarına sundukları ek hizmetler de ücretleri etkileyen faktörler arasında yer alıyor.

Psikolog Seans Ücretleri Nelere Dikkat Etmeli ve Nasıl Karşılayabilirim?

Psikolog ücretlerinin geniş bir aralıkta seyretmesi kafanızı karıştırmış olabilir. Ancak önemli olan, bütçenizi zorlamadan size en uygun psikologu bulabilmek. Bu süreçte aşağıdaki noktalara dikkat edebilirsiniz:

  • Ücret karşılaştırma platformları: Psikolog bulma platformları genellikle psikologların seans ücretlerini de listeliyor. Bu platformları kullanarak bulunduğunuz şehirdeki psikologların ücretlerini karşılaştırabilirsiniz.
  • Ücret paketi sunan psikologlar: Bazı psikologlar tek seans ücreti yerine belli bir terapi paketi ücreti sunuyor. Bu paketler genellikle daha ekonomik olabiliyor.
  • Ücret indirimleri: Bazı psikologlar öğrencilere, dar gelirli kişilere veya belli sayıda seans almayı taahhüt edenlere özel indirim imkanı sunabiliyor. Bu fırsatlardan yararlanarak psikolog desteğine daha uygun bir fiyata ulaşabilirsiniz.
  • Devlet destekli psikolojik destek: Devlet hastanelerinin psikiyatri polikliniklerinde psikolog desteği almak mümkündür. Bu hizmet genellikle ücretsizdir veya sembolik bir ücret ödenerek alınabilir. Ancak devlet hastanelerinde yoğunluk nedeniyle bekleme süreleri uzayabiliyor.

Psikolog Seans Ücretlerini Karşılamanın Yolu Var mı?

Psikolog seans ücretleri kimi zaman bütçeyi zorlayabiliyor. Ancak psikolog desteğine ulaşmanın çeşitli yolları var.

  • Özel sağlık sigortası: Bazı özel sağlık sigortaları poliçeleri psikolog seanslarını da kapsayabiliyor. Sigorta şirketinizin poliçe detaylarını inceleyerek psikolog masraflarınızın karşılanıp karşılanmadığını öğrenebilirsiniz.
  • Çalışma yeri psikolojik destek programları: Bazı iş yerleri çalışanlarına psikolojik destek programları sunuyor. Bu programlar kapsamında belirli sayıda ücretsiz veya indirimli psikolog seansı alabilirsiniz. Çalışma yerinizin insan kaynakları birimine danışarak böyle bir program olup olmadığını öğrenebilirsiniz.
  • Psikoloji bölümleri klinik uygulamaları: Üniversitelerin psikoloji bölümleri bünyesinde genellikle klinik uygulamaları da yürütülüyor. Bu kliniklerde danışmanlık hizmeti veren psikologlar genellikle daha uygun ücretlerle çalışıyor.

Psikolojik sorunlarla başa çıkabilmek ve ruhsal sağlığınızı korumak için psikolog desteği almak önemlidir. Psikolog seans ücretleri geniş bir aralıkta seyretse de bütçenizi zorlamadan size uygun bir psikolog bulmak mümkündür. Ücret karşılaştırma platformlarını kullanabilir, ücret paketi sunan psikologları araştırabilir veya devlet destekli psikolojik destek hizmetlerinden yararlanabilirsiniz. Unutmayın, psikolojik sağlık en az fiziksel sağlık kadar önemlidir. Gerekli gördüğünüzde tereddüt etmeden psikolog desteği almaktan çekinmeyin.

Psikolog Seans Ücretlerini Karşılamanın Yolları

Psikolog seans ücretleri her bütçeye uygun olmayabilir. Ancak psikolojik desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, seans ücretlerini karşılayabilmek için bazı yöntemler deneyebilirsiniz.

  • Sağlık sigortanızın kapsamını kontrol edin: Bazı özel sağlık sigortaları psikolog seanslarını belli bir seansa kadar karşılayabiliyor. Sigorta şirketinizin poliçe içeriğini inceleyerek psikolog seanslarının kapsamda olup olmadığını öğrenin.
  • Devlet hastanelerinden psikolog desteği alabilirsiniz: Devlet hastanelerinin psikiyatri polikliniklerinde psikologlar görev yapıyor. Devlet hastanelerinde psikolog desteği almak genellikle daha uygun fiyatlı oluyor. Ancak randevu almak zor olabilir ve bekleme süreleri uzun olabiliyor.
  • Psikolog öğrencilerinden destek alabilirsiniz: Bazı üniversitelerin psikoloji bölümlerinde yüksek lisans veya doktora programlarına devam eden öğrenciler, uzman psikologların gözetiminde danışan kabul ediyor. Bu durumda seans ücretleri genellikle daha uygun oluyor.
  • Online terapi platformlarını değerlendirin: Son yıllarda online terapi platformları giderek yaygınlaşıyor. Bu platformlar üzerinden uygun fiyatlı psikolog seanslarına ulaşabilirsiniz. Online terapi sizin için uygun bir seçenek olabilir ancak internet bağlantınızın iyi olduğundan emin olmalısınız.
  • Psikologlarla pazarlık yapmaktan çekinmeyin: Özellikle bağımsız çalışan psikologlar ile seans ücretleri konusunda konuşabilir ve size uygun bir ödeme planı olup olmadığını öğrenebilirsiniz.

Ayrıca okuyun: Yaratıcı Düşünme Teknikleri


Kaygi-bozuklugu-kac-seansta-biter-1200x600.png

12 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Kaygı bozukluğu, günlük yaşamın bir parçası haline gelen ve kişinin işlevselliğini bozan aşırı ve sürekli endişe hali olarak tanımlanabilir. Bu durum, çeşitli psikolojik teknikler ve ilaç tedavileriyle etkili bir şekilde yönetilebilir. Ancak pek çok kişi, kaygı bozukluğunun tedavisinin ne kadar sürdüğünü merak etmektedir.

Ayrıca okuyun: Kendi İçinizde Huzur Bulmanın Yolları

Kaygı Bozukluğu Tedavisi

Kaygı bozukluğu tedavisinin süresi, kişiden kişiye göre değişkenlik gösterir. Bu durumun şiddeti, bireyin baş etme mekanizmaları, seçilen tedavi yöntemi ve psikolog ile kurulan terapötik ilişki gibi çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Genel olarak, bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi psikoterapi yöntemlerinin uygulandığı tedavilerde 6 ila 12 seans arasında bir süre beklenmektedir. Ancak bu süre bazı durumlarda kısalabilir veya uzayabilir.

İşte, kaygı bozukluğu tedavisinin süresini etkileyen başlıca faktörler:

  • Kaygı Bozukluğunun Şiddeti: Daha hafif seyreden kaygı bozukluğu vakaları, daha kısa sürede tedavi edilebilir. Karmaşık ve günlük yaşamı ciddi anlamda etkileyen kaygı bozukluklarında ise tedavi süresi daha uzun olabilir.
  • Kişinin Baş Etme Mekanizmaları: Sağlıklı baş etme becerilerine sahip bireyler, kaygıya yönelik terapilerden daha hızlı fayda görebilirler.
  • Seçilen Tedavi Yöntemi: BDT gibi kanıta dayalı psikoterapi yöntemleri, kaygı bozukluğu tedavisinde oldukça etkilidir. Ancak ilaç tedavisi de bazen gerekli görülebilir ve bu durumda tedavi süresi değişebilir.
  • Terapötik İlişki: Danışan ile psikolog arasında kurulan güven ve işbirliğine dayalı ilişki, tedavinin başarısını doğrudan etkiler. Güçlü bir terapötik ilişki sayesinde, kaygı bozukluğu daha kısa sürede yönetilebilir.

Kaygı ile Mücadelenin Güçlü Yöntemi

BDT, kaygı bozukluğu tedavisinde en sık kullanılan ve en etkili psikoterapi yöntemlerinden biridir. Bu terapi yaklaşımı, kişinin kaygıya yol açan düşünce kalıplarını ve davranışlarını tespit etmeyi ve daha sağlıklı alternatifler geliştirmeyi amaçlar. BDT sayesinde, kaygıya neden olan olumsuz düşünceleri sorgulayabilir, kaygı uyandıran durumlara karşı daha etkili baş etme becerileri kazanabilirsiniz.

BDT’nin kaygı bozukluğu tedavisindeki faydaları şunları içerir:

  • Kaygıya yol açan düşünceleri tanımlama ve bunların gerçekçi olup olmadığını değerlendirme
  • Stres yaratan durumlarla başa çıkma becerilerini geliştirme
  • Kaygı uyandıran durumlara karşı duyarsızlaşma egzersizleri
  • Kaygı ile ilişkili fizyolojik tepkileri kontrol altına alma teknikleri

Eğer kaygı bozukluğu ile mücadele ediyorsanız, bir psikolog ile bilişsel davranışçı terapiyi mutlaka değerlendirmelisiniz. Bu terapi sayesinde, kaygınızı yönetmeyi öğrenebilir ve daha mutlu, daha dingin bir yaşam sürebilirsiniz.

Kaygı Bozukluğunda Tedavi Sürecin Kısalıtma Yolları

Kaygı bozukluğu tedavisinin süresi kişiden kişiye değişse de, yukarıda belirtildiği gibi genellikle 6 ile 12 seans arasında sürmektedir. Ancak bu süreyi kısaltmak ve terapi sürecinden daha hızlı fayda görmek mümkündür. İşte, kaygı bozukluğu ile mücadelede tedavi süresini kısaltmanıza yardımcı olacak bazı stratejiler:

  • Aktif Katılım: Terapi seanslarında pasif bir dinleyici değil, aktif bir katılımcı olun. Psikologunuzun sorularını içtenlikle cevaplayın, yaşadıklarınızı ve düşüncelerinizi açıkça paylaşın. Ne kadar aktif katılırsanız, o kadar hızlı fayda görme ihtimaliniz yükselir.
  • Hedef Belirleme: Terapiye başlamadan önce kendiniz için net hedefler belirleyin. “Kaygımı azaltmak istiyorum” gibi genel bir ifade yerine, “Toplu taşıma araçlarında yaşadığım kaygıyı azaltmak istiyorum” veya “Önemli sunumlarda daha az stres yapmak istiyorum” gibi daha spesifik hedefler koymak sizi motive edecektir.
  • Terapi Dışında da Çalışın: Terapi seansları elbette önemlidir ancak asıl değişim, terapi öğrendiklerinizi günlük yaşamınıza entegre ettiğinizde gerçekleşir. Psikologunuzun verdiği ödevleri düzenli olarak yapın, kaygı uyandıran durumlara karşı yeni öğrendiğiniz baş etme becerilerini uygulamaya çalışın.
  • Destek Ağınızı Güçlendirin: Aileniz, arkadaşlarınız ve size yakın hissettiğiniz insanlar kaygı bozukluğu ile mücadelede önemli bir destek kaynağı olabilir. Onlarla yaşadıklarınızı paylaşın, onlardan anlayış ve destek isteyin.
  • Sağlıklı Yaşam Alışkanlıkları Edinin: Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve stresi azaltıcı aktiviteler kaygı düzeyini düşürmeye yardımcı olur. Terapi sürecini desteklemek için bu alışkanlıkları rutininize eklemeyi ihmal etmeyin.
  • Stresten Uzaklaşın: Mümkün olduğunca stres faktörlerinden uzak durmaya çalışın. Kontrolünüz dışındaki olayları kabullenmeyi öğrenin ve kendinizi gereksiz yere yıpratmayın.
  • Olumlu Düşünmeye Odaklanın: Kaygı bozukluğu genellikle olumsuz düşünce kalıplarından kaynaklanır. Terapi sayesinde bu düşünceleri tespit edebilir ve olumlu düşünce biçimleri geliştirebilirsiniz.
  • Meditasyon ve Yoga: Meditasyon ve yoga gibi gevşeme teknikleri kaygı düzeyini düşürmeye ve stresi yönetmeye yardımcı olur. Bu teknikleri öğrenerek kaygı ile başa çıkma becerilerinizi güçlendirebilirsiniz.

Bu stratejileri uygulayarak kaygı bozukluğu tedavisinden daha hızlı fayda görebilirsiniz. Unutmayın, kaygı bozukluğu ile mücadelede en önemli şey harekete geçmek ve kendinize yardım etmek için adımlar atmaktır.

Ne zaman profesyonel destek almalısınız?

Eğer kaygı günlük yaşamınızı olumsuz yönde etkiliyorsa, işlerinizi aksatıyor, ilişkilerinizi zedeliyor ve genel olarak mutsuzluğa neden oluyorsa tereddüt etmeden bir psikologdan profesyonel destek almalısınız. Erken dönemde tedaviye başlamak, hem tedavinin süresini kısaltır hem de kaygı bozukluğunun yol açabileceği olumsuz sonuçları önler.

Bu yazımızda kaygı bozukluğu tedavisi, tedavi süresini etkileyen faktörler ve tedavi sürecini hızlandırmak için uygulanabilecek stratejiler hakkında bilgi vermeye çalıştık. Eğer kaygı bozukluğu ile ilgili sorularınız varsa veya profesyonel destek almak istiyorsanız bir ruh sağlığı uzmanına danışmanızı öneririz.

Kaygı ile Başa Çıkma Stratejileri

Terapi süreci boyunca, psikologunuz yalnızca kaygıya yol açan düşünceleri ve davranışları ele almakla kalmaz, aynı zamanda size günlük hayatta kaygı ile başa çıkmanıza yardımcı olacak teknikler de öğretecektir. Bu teknikler, kaygı seviyenizi düşürmeye ve hayat kalitenizi artırmaya yardımcı olacaktır.

İşte, kaygı ile mücadelede kullanabileceğiniz bazı etkili stratejiler:

  • Nefes egzersizleri: Diyafram nefesi gibi nefes egzersizleri, kaygı ile ilişkili fizyolojik tepkileri yatıştırmada oldukça etkilidir. Derin ve yavaş nefes alıp vermek, vücudunuzu gevşetmeye ve sakinleşmeye yardımcı olur.
  • Mindfulness (Anı Yaşama): Mindfulness teknikleri, dikkatinizi şu ana odaklamanıza ve gelecek hakkındaki kaygılardan uzaklaşmanıza yardımcı olur. Meditasyon gibi uygulamalar sayesinde, kaygı uyandıran düşüncelere takılmadan anın tadını çıkarmayı öğrenebilirsiniz.
  • Gevşeme Egzersizleri: Progresif kas gevşeme egzersizleri, kaslarınızdaki gerginliği azaltarak kaygı seviyenizi düşürmeye yardımcı olur. Bu egzersizler sayesinde, vücudunuzun gevşemesini sağlayabilir ve kaygı ile daha etkili bir şekilde mücadele edebilirsiniz.
  • Olumlu İmgeleme: Olumlu imgeleme teknikleri, kendinizi kaygı yaratan durumlarla başa çıkarken başarılı bir şekilde hayal etmenize yardımcı olur. Bu sayede, kaygı uyandıran durumlara karşı daha güvenli hissedebilir ve kaygı seviyenizi düşürebilirsiniz.
  • Zaman Yönetimi: Zaman yönetimi teknikleri, yapılacak işlerinizi planlayarak ve önceliklendirerek stresi azaltmanıza yardımcı olur. Dağınıklık ve belirsizlik, kaygıyı tetikleyebilir. Zamanınızı etkili bir şekilde yöneterek, kaygı seviyenizi düşürebilirsiniz.

Bu stratejileri düzenli olarak uyguladığınızda, kaygı ile daha etkili bir şekilde başa çıkmayı öğrenebilirsiniz. Unutmayın, kaygı bozukluğu ile mücadelede tek başınıza değilsiniz. Psikologunuz size bu teknikleri öğretecek ve uygulama sürecinde size destek olacaktır.

Ayrıca okuyun: Sosyal Medyanın Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkisi


Devlet-hastanesinde-psikolog-var-mi.jpg

11 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Devlet hastanelerinde psikolog olup olmadığı, psikolojik sorunlarla mücadele eden birçok kişinin merak ettiği bir konu. Psikolojik iyi oluşa giden yolda önemli adımlar atmamızı sağlayan psikolog desteğine, devlet hastaneleri aracılığıyla ücretsiz olarak ulaşabilmek mümkün. Ancak bu süreç hakkında bazı önemli detayları bilmekte fayda var.

Ayrıca okuyun: Kayseri Psikolog Randevusu

Devlet Hastanesinde Psikolog Bulunuyor mu?

Cevabımız evet! Devlet hastanelerinin bünyesinde psikologlar görev yapmaktadır. Bu psikologlar, ruh sağlığı alanında eğitim almış uzmanlar olarak danışanlarına terapi hizmeti sunarlar.

Peki, devlet hastanesinde psikolog ile nasıl görüşebilirsiniz? Bu noktada bilmeniz gereken önemli bir detay var. Devlet hastanelerinde psikologlara doğrudan randevu oluşturmak genellikle mümkün değildir. Bunun yerine, öncelikle bir psikiyatrist ile görüşmeniz gerekir. Psikiyatrist, muayeneniz sonucunda psikolojik durumunuzun terapi sürecinden fayda görebileceğini düşünürse sizi psikolog yönlendirecektir.

Devlet Hastanesinden Psikolog Randevusu Nasıl Alınır?

Devlet hastanesinde psikolog ile görüşmek istiyorsanız, şu adımları takip edebilirsiniz:

  1. MHRS üzerinden randevu oluşturun: Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) aracılığıyla psikiyatrist randevusu oluşturun. MHRS’ye internet üzerinden veya 182 hattını arayarak ulaşabilirsiniz. Randevu alırken muayene olmak istediğiniz devlet hastanesini ve psikiyatrist branşını seçmelisiniz.

  2. Psikiyatrist muayenesine gidin: Randevu gününde hastaneye giderek psikiyatrist ile görüşünüzü gerçekleştirin. Psikiyatrist, ruhsal durumunuz hakkında değerlendirmelerde bulunacak ve gerekli gördüğü takdirde sizi psikolog yönlendirecektir.

  3. Psikolog randevusu alın: Psikiyatristin yönlendirmesiyle psikolog randevusu alabilirsiniz. Bazı hastanelerde psikiyatrist muayenesi sırasında aynı anda psikolog randevusu da oluşturulabilir. Bu durum hastanenin kendi uygulamalarına göre değişkenlik gösterebilir.

  4. Terapi sürecine başlayın: Psikolog randevunuzun ardından terapi sürecine başlayabilirsiniz. Terapi sürecinin uzunluğu ve sıklığı psikolog ile birlikte kararlaştırılacak olup, durumunuza göre değişkenlik gösterebilir.

Devlet Hastanesinde Psikolog Görüşmenin Avantajları

Devlet hastanelerinde psikolog ile görüşmenin bazı önemli avantajları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Ücretsiz olması: Devlet hastanelerinde psikolog hizmeti ücretsiz olarak sunulmaktadır. Bu sayede psikolojik desteğe ihtiyaç duyan herkesin maddi kaygı duymadan hizmetten faydalanması mümkün hale gelir.

  • Uzman psikologlarla görüşme imkanı: Devlet hastanelerinde görev yapan psikologlar, alanında eğitimli ve deneyimli uzmanlardır. Bu sayede profesyonel bir destek hizmeti alabilirsiniz.

  • Geniş hizmet ağı: Devlet hastaneleri ülke genelinde yaygın bir ağa sahiptir. Bu sayede size en yakın hastanede psikolog hizmeti almak mümkündür.

Devlet Hastanesinde Psikolog Görüşmenin Dezavantajları

Devlet hastanelerinde psikolog ile görüşmenin bazı dezavantajları da olabilmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Uzun bekleme süreleri: Devlet hastanelerindeki yoğunluk nedeniyle psikolog randevularında bekleme süreleri uzayabilir. Bu durum acil psikolojik destek ihtiyacı olan kişiler için sıkıntılı olabilir.

  • Süre sınırlaması: Devlet hastanelerinde terapi süreleri genellikle daha kısıtlı olabilmektedir. Bu durum terapi sürecinin tam olarak tamamlanmasını engelleyebilir.

  • Randevu yoğunluğu: Psikolog randevularının yoğunluğu nedeniyle her görüşmede psikolog ile detaylı olarak konuşma imkanı kısıtlanabilir.

Devlet Hastanesi Dışında Psikolog Desteği Nasıl Alınır?

Devlet hastanelerinin yanı sıra psikolojik destek alabileceğiniz başka seçenekler de mevcuttur. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Üniversite hastaneleri: Bazı üniversitelerin bünyesinde psikoloji bölümleri bulunur ve bu bölümlerde görev yapan psikologlar danışmanlık hizmeti sunarlar. Üniversite hastanelerinde de devlet hastanelerinde olduğu gibi öncelikle psikiyatrist ile görüşmeniz gerekebilir.

  • Özel psikologlar: Özel muayenehane açmış psikologlardan ücretli olarak psikolojik destek alabilirsiniz. Özel psikologlar geniş bir yelpazede terapi hizmetleri sunarlar. Terapi hizmetinin içeriği ve ücreti psikologa göre değişkenlik gösterebilir.

  • Online terapi: Son yıllarda giderek yaygınlaşan bir seçenek de online terapi hizmetleridir. Bu hizmetler sayesinde bulunduğunuz yerden ayrılmadan psikolog ile görüntülü görüşmeler gerçekleştirebilirsiniz. Online terapi platformları genellikle psikolog arama, randevu alma ve ödeme gibi özellikleri kullanıcılarına sunar.

  • Sivil toplum kuruluşları: Bazı sivil toplum kuruluşları psikolojik destek hizmetleri de vermektedir. Bu kuruluşlar genellikle ücretsiz veya sembolik ücretlerle terapi hizmeti sunarlar. Ancak bu kuruluşlarda hizmet almak için bekleme süreleri uzayabilir.

Psikolog Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Psikolog seçerken dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar şunlardır:

  • Psikologun uzmanlık alanı: Psikologların farklı alanlarda uzmanlıkları olabilir. Kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olabilecek uzmanlık alanına sahip bir psikolog seçmeniz faydalı olacaktır.

  • Psikolog ile uyum: Psikolog ile aranızda iyi bir uyum olması terapi sürecinin başarısı açısından oldukça önemlidir. İlk görüşmede psikolog ile kendinizi rahat hissedip hissetmediğinizi değerlendirebilirsiniz.

  • Psikologun çalışma şekli: Farklı terapi yaklaşımları vardır. Psikologun hangi terapi yaklaşımını kullandığını öğrenmeniz ve bu yaklaşımın size uygun olup olmadığını değerlendirmeniz gerekir.

  • Ücret: Özel psikologlardan ücretli olarak hizmet alacaksanız psikologun ücret politikasını önceden öğrenmeniz faydalı olacaktır.

Psikolojik iyi oluşa giden yolda psikolog desteği oldukça önemlidir. Devlet hastaneleri ücretsiz psikolog hizmeti sunan önemli bir seçenektir. Ancak bekleme süreleri ve süre sınırlamaları gibi bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Devlet hastaneleri dışında üniversite hastaneleri, özel psikologlar, online terapi hizmetleri ve sivil toplum kuruluşları gibi farklı seçeneklerden de faydalanabilirsiniz. Psikolog seçerken uzmanlık alanı, uyum, çalışma şekli ve ücret gibi faktörleri göz önünde bulundurmanız gerekir. Unutmayın, psikolojik destek almak ruh sağlığınızı koruma ve iyileştirme konusunda önemli bir adımdır.

Ayrıca okuyun: Zihinsel Sağlığı Güçlendirmenin 10 Etkili Yolu


Sır Psikoloji

Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.