Psikoloji Organizmanın davranışlarını inceleyen pozitif bir bilim dalıdır. Konuşma, uyuma, gülme, çalışma gibi… Psikolojinin Amaçları Nelerdir? Psikolojinin amaçlarını şu şekilde açıklayabiliriz. Organizmanın tüm davranışlarını betimler, açıklar, önceden tahmin eder ve kontrol eder. Ancak psikoloji ve sosyal psikoloji arasındaki fark iyi bilinmelidir. Psikoloji genel olarak insan davranışlarını incelerken sosyal psikoloji insanın kendisi ve çevresiyle arasındaki uyum ve ilişkilerin bütününü inceler. Sosyal Psikoloji Nedir? Bizim günlük hayatta psikoloji olarak adlandırdığımız kavram genel olarak sosyal psikolojiye girmektedir. Sosyal psikoloji insanın çevresi ile ve yaşam ile uyumunu açıklamaktadır. Sosyal psikolojiye göre insan ikil tip güdüye sahiptir: birincil fizyolojik güdüler ve ikinci fizyolojik güdüler. Birincil psikolojik güdüler temel hayat ihtiyaçlarını tanımlamak için kullanılmaktadır. İkinci fizyolojik güdüler ise birincil fizyolojik güdüler doyurulduktan sonra insanların sosyal yaşam için ihtiyaç duyduklarıdır. 1. Birincil Fizyolojik Güdüler 2. İkincil Fizyolojik Güdüler Bireyin Davranışında Sosyal Etkiler SOSYAL DAVRANIŞ: Başkalarıyla ilişkilerimizde gerçekleşen öğrenilmiş davranışlar. Akıl Sağlığının Temelleri Nelerdir? Psikoloji denilince ilk çağrışım yapan kavramlardan biri de akıl sağlığıdır. Akıl sağlığı kişilerin yaşadıkları travmaları da kapsayarak kişilerin sosyal yaşam ile uyumlarını ortaya koyan bir durumdur.
PSİKOLOJİ
Psikoloji, dinsel veya felsefi anlamdaki “ruh” kavramını incelemez. Çünkü ruh, gözlenebilen veya ölçülebilen bir kavram değildir.
Bir konunun psikolojinin konusu olabilmesi için gözlenebilir ve ölçülebilir olması gerekir.
Davranış: Organizmanın gözlenebilen veya ölçülebilen ya da betimlenebilen eylemleridir.
Dışsal davranışlar: Doğrudan gözlenebilir olanlardır.
İçsel davranışlar: Doğrudan gözlenemese bile ölçülebilir ya da anlatılabilir olanlardır. Düşünme, tasarlama, hayal kurma, kıskanma, rüya görme gibi…
Psikoloji denilince genellikle aklımıza ilk olarak insan hayatı gelir. Ancak psikoloji sadece yaşadığımız problemleri değil tüm davranışlarımızı inceleyen bir bilim dalıdır.
İnsan ve hayvanda aynı.
Fizyolojik ve biyolojik yapıyla ilgili.
Doğal yaşamın devamı için gerekli güdüler
(Açlık, susuzluk, uyku, analık, cinsellik, temizlenme, güvende olma, ağrıdan kaçma gibi.)
Sosyal yaşam için gerekli.
Sosyal yapıyla ilgili.
İnsanlar arası ilişkilere dayanan güdüler.
(Ait olma, sevgi, saygı, anlama, düzen, beğenilme, kendini gerçekleştirme gibi)
Genelde birincil güdüler doyurulmadan, ikincil güdülerin doyurulmaması beklenir. Ancak bazen bunun tersi de mümkündür.
SOSYAL ETKİ: Davranışlarımız üzerinde, başkalarının varlığının etkisidir.
Başkalarının yanında, yalnızken olduğumuzdan farklı davranırız.
GRUP NORMU: Grubu oluşturan bireylerin ortak kural ve kabulleridir.
GRUP NORMLARINA UYMA: Çeşitli nedenlerle, grup gibi düşünme, gruba uyma.
UYMA: Bireyin görüş ve davranışlarını sosyal etki doğrultusunda değiştirmesi.
Uymanın nedeni dolaylı ya da dolaysız hissedilen sosyal baskıdır.
Birey, belirsiz durumlarda grup kararına uyar.
Birey bazen yanlış olduğunu bildiği halde grup kararına uyar.
Sosyal Biliş: Bireyin kendisi ve sosyal çevresi hakkında birtakım kararlara ve yargılara varmasıdır. (Sosyal dünya yorumlanır, analiz edilir, hatırlanır.)
Bireyler, gruplar ve toplumlar hakkında bizde oluşan izlenimlerdir.
Ruh veya akıl sağlığı üzerinde:
Olumsuz duyguların, olumsuz heyecanların,
Uzun süren korku ve kaygı yaşantılarının,
Engellenme ve çatışmaların, ayrıca
Savunma mekanizmalarının yoğun kullanımlarının, olumsuz etkileri vardır.
Engellenme: Bir gereksinim giderilmesi veya bir amaca önlendiğinde yaşanılan olumsuz yaşantı.
-Hedef ne kadar önemli ise engellenme yaşantısı o kadar yıkıcı olur.
-Engellenme kişinin kendisinden, toplumsal çevreden, doğal çevreden ya da zamansal gecikmeden kaynaklanabilir.
Engellenmenin Yol Açtığı Farklı Tepkiler
-İçe kapanma, karamsarlık, kaygı ve hayal kırıklığı
-Duygusuzluk, tepkisizlik
-Panikleme davranışı ve tikler
-Öfke ve saldırganlık
Savunma Mekanizmaları
Kişinin engellenme ve çatışma gibi kaygı verici durumlarla başa çıkabilmek için geliştirdiği bilinçsiz savunma biçimleridir. Psikolojik “savunma kalkanları”dır. Savunma mekanizmalarının özellikleri şu şekildedir:
Her insan başvurur.
Bilinçsizce geliştirilir.
Benliği çatışmalardan korur.
Sorunları çözmez, geçici rahatlama verir.
Yoğun ve sürekli kullanımı ruh sağlığını bozar.
Savunma Mekanizmaları Türleri
1.Hayal Kurma(Fantezi Geliştirme): Kaygı verici gerçekleri, hayaller kurarak istenilen şekli sokma.
2.Kaçma: Kaygı verici durumlar karşısında ilgisiz, sorumsuz ve vurdumduymaz bir tavır takınma.
3.Yadsıma(İnkar): Acı verici gerçekleri kabullenmeyerek reddetme.
Ör.) Çok sevdiği birinin ölümü ya da kendisini terk edişini kabullenmeme, bunların olmadığına kendini inandırmadır.
-Patolojiktir.
4.Bastırma(Bilinçaltına Atma): Derin kaygılar uyandıran düşüncelerin farkında olmadan unutulmasıdır.
Ör.) Deprem veya ölüm korkusuyla yaşamak zor olduğundan bilinçsizce unutur, yaşamımıza devam ederiz.
5.Bahane Bulma (Mantığa Bürüme): Rasyonalizasyondur.
-Başarısızlığımıza, akla uygun gerçekler üretmemizdir.
-Doğru olmayan, akılcı mazeretler bulmadır.
Ör.)” İçki ve sigara dertlerimi unutturuyor.”, “Borç yiğidin kamçısıdır.” gibi …
(Not: Başkasını suçlama veya öfke çıkarma yoktur.)
6.Öfkenin Yön Değiştirmesi: Öfkemizi asıl kaynağına değil de gücümüzün yettiğine yöneltmemizdir.
Ör.) “Şamar oğlanı” veya “Günah keçisi” bulmak.
Ör.)”Eşeğini dövmeyen semerini döver.” Gibi.
(Not: Öfkelenen kişi, öfkesini kendinden çıkarıyorsa buna “Kendine Yönelme” denir.)
7.(Başkalarına) Yansıtma: İki türlüdür.
1. Kusur ve hatalarımızı kendimize yakıştıramadığımız için herkese mal etme. (Yalancı birisinin “Yalan söylemeyen var mı?” demesi.)
2. Başarısızlık veya hatalarımızın suçunu başkasına atma. (Yenilen takımın hakemi suçlaması gibi.)
(Not: Aşırı hali paranoyaklarda görünür.)
8.Karşıt Tepkiyle Güdüleri Çarpıtma: Gerçek güdümüz kınanacağından, istek ve duygularımızın tam karşıtı bir görünün sergilememiz.
Ör.) Kişinin aslında çok ilgi duyduğu birisine aksi davranması.
Ör.) Kardeşini çok kıskanan çocuğun, “aşırı seviyor” görünmesi.
9.Ödünleme (Telafi): Bir alandaki yetersizlik duygumuzu, başka bir alanda başarı giderme çabamız.
Olumlu Örnek: Ders başarısıyla öne çıkamayan gencin vücut geliştirmesi.
Olumsuz Örnek: Çelimsizlik duygusunu, sokak çetesine girerek kıran genç.
10.Yüceltme: Saldırganlık veya cinsel merak gibi toplumsal kabul görmeyen güdülerden vazgeçmeyip onları, toplumca onaylanan yapıcı etkinliklere dönüştürme. Saldırganlık eğilimini, döğüş sporlarında başarıya ulaşarak giderme.
11.Özdeşim Kurma: bireyin kendinde özenilir bulmadığı özelliklerin yaşattığı eksikliği, özenilen kişi ya da grupları taklit ederek gidermesi.
Ör.) Tavır, davranış, giyim vb. popüler kişilere benzetme.
12.Gerileme: İstekleri engellenen bireyin ilkel, eski veya çocuksu davranışlar sergilemesi. (Bebekleşme, ağlama, küsme, utanma gibi)
13.Pollyannacılık (Tatlı Limon): Başa gelen her kötü durumda mutluluk oyunu oynama.
Ör.) “Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek” deyimi gibi.
Davranış Bozuklukları
Normallik-Anormallik
-Her davranış, yapıldığı toplumsal-kültürel ya da zamansal-mekansal koşullara göre normal ya da anormal diye nitelendirilse de anormal davranışı belirleyen evrensel ölçütler vardır.
-Anormal kişi, normlardan sapar, gerçekliği doğru algılayamaz, otokontrol sağlayamaz, sağlıklı ilişkiler kuramaz, aşırılık, tutarsızlık ve yetersizlik özellikleri taşır.
Davranış Bozukluklarının Nedenleri
1.Organik Nedenler: Soyaçekim, iç salgı bezlerinin düzensizliği, mikrobik etkiler, madde bağımlılığı, bunama ve kaza etkileri.
2.Psiko-sosyal Nedenler: Çözümlenemeyen çatışmalar, korku ve kaygılar, can güvensizliği ve ruhsal şoklar.
Davranış Bozukluklarının Sınıflandırılması
PSİKONEVROZ (Nörotik Reaksiyon):
-Hafif bozukluklardır.
-Kişiliğin yalnızca belirli yönleri etkilenmiştir.
-Gerçekle ilişkileri sürer.
-Tedavileri kolaydır.
1.Nevrasteni
-Dağınık düşünceler
-Yalnızlık ve huzursuzluk duyguları
-Çabuk telaşlanma ve panik
-Hipokandriya (Hastalık hastalığı)
-Yorgunluk, güçsüzlük, güvensizlik, psikosomatik ağrılar.
Psikoloji canlıların tüm davranışlarını konu edinmiş bir bilim dalıdır. İnsanların daha konforlu bir hayat sürmeleri için gündelik yaşam ve sosyal yaşamda karşılarına çıkan olayları neden – sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirir ve bu değerlendirmenin sonucunda kişilerin kendilerini, davranışlarını tanımalarına yardımcı olur.