Blog

Sır Psikoloji

Blog


18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



Sır Psikoloji

PSİKOLOJİ


Psikoloji

Organizmanın davranışlarını inceleyen pozitif bir bilim dalıdır.
Psikoloji, dinsel veya felsefi anlamdaki “ruh” kavramını incelemez. Çünkü ruh, gözlenebilen veya ölçülebilen bir kavram değildir.
Bir konunun psikolojinin konusu olabilmesi için gözlenebilir ve ölçülebilir olması gerekir.
Davranış: Organizmanın gözlenebilen veya ölçülebilen ya da betimlenebilen eylemleridir.
Dışsal davranışlar: Doğrudan gözlenebilir olanlardır.

Konuşma, uyuma, gülme, çalışma gibi…
İçsel davranışlar: Doğrudan gözlenemese bile ölçülebilir ya da anlatılabilir olanlardır. Düşünme, tasarlama, hayal kurma, kıskanma, rüya görme gibi…
Psikoloji denilince genellikle aklımıza ilk olarak insan hayatı gelir. Ancak psikoloji sadece yaşadığımız problemleri değil tüm davranışlarımızı inceleyen bir bilim dalıdır.

Psikolojinin Amaçları Nelerdir?

Psikolojinin amaçlarını şu şekilde açıklayabiliriz. Organizmanın tüm davranışlarını betimler, açıklar, önceden tahmin eder ve kontrol eder.

Ancak psikoloji ve sosyal psikoloji arasındaki fark iyi bilinmelidir. Psikoloji genel olarak insan davranışlarını incelerken sosyal psikoloji insanın kendisi ve çevresiyle arasındaki uyum ve ilişkilerin bütününü inceler.

Sosyal Psikoloji Nedir?

Bizim günlük hayatta psikoloji olarak adlandırdığımız kavram genel olarak sosyal psikolojiye girmektedir. Sosyal psikoloji insanın çevresi ile ve yaşam ile uyumunu açıklamaktadır. Sosyal psikolojiye göre insan ikil tip güdüye sahiptir: birincil fizyolojik güdüler ve ikinci fizyolojik güdüler. Birincil psikolojik güdüler temel hayat ihtiyaçlarını tanımlamak için kullanılmaktadır. İkinci fizyolojik güdüler ise birincil fizyolojik güdüler doyurulduktan sonra insanların sosyal yaşam için ihtiyaç duyduklarıdır.

1. Birincil Fizyolojik Güdüler
İnsan ve hayvanda aynı.
Fizyolojik ve biyolojik yapıyla ilgili.
Doğal yaşamın devamı için gerekli güdüler
(Açlık, susuzluk, uyku, analık, cinsellik, temizlenme, güvende olma, ağrıdan kaçma gibi.)

2. İkincil Fizyolojik Güdüler
Sosyal yaşam için gerekli.
Sosyal yapıyla ilgili.
İnsanlar arası ilişkilere dayanan güdüler.
(Ait olma, sevgi, saygı, anlama, düzen, beğenilme, kendini gerçekleştirme gibi)
Genelde birincil güdüler doyurulmadan, ikincil güdülerin doyurulmaması beklenir. Ancak bazen bunun tersi de mümkündür.

Bireyin Davranışında Sosyal Etkiler

SOSYAL DAVRANIŞ: Başkalarıyla ilişkilerimizde gerçekleşen öğrenilmiş davranışlar.
SOSYAL ETKİ: Davranışlarımız üzerinde, başkalarının varlığının etkisidir.
Başkalarının yanında, yalnızken olduğumuzdan farklı davranırız.
GRUP NORMU: Grubu oluşturan bireylerin ortak kural ve kabulleridir.
GRUP NORMLARINA UYMA: Çeşitli nedenlerle, grup gibi düşünme, gruba uyma.
UYMA: Bireyin görüş ve davranışlarını sosyal etki doğrultusunda değiştirmesi.
Uymanın nedeni dolaylı ya da dolaysız hissedilen sosyal baskıdır.
Birey, belirsiz durumlarda grup kararına uyar.
Birey bazen yanlış olduğunu bildiği halde grup kararına uyar.
Sosyal Biliş: Bireyin kendisi ve sosyal çevresi hakkında birtakım kararlara ve yargılara varmasıdır. (Sosyal dünya yorumlanır, analiz edilir, hatırlanır.)
Bireyler, gruplar ve toplumlar hakkında bizde oluşan izlenimlerdir.

Akıl Sağlığının Temelleri Nelerdir?

Psikoloji denilince ilk çağrışım yapan kavramlardan biri de akıl sağlığıdır. Akıl sağlığı kişilerin yaşadıkları travmaları da kapsayarak kişilerin sosyal yaşam ile uyumlarını ortaya koyan bir durumdur.
Ruh veya akıl sağlığı üzerinde:
Olumsuz duyguların, olumsuz heyecanların,
Uzun süren korku ve kaygı yaşantılarının,
Engellenme ve çatışmaların, ayrıca
Savunma mekanizmalarının yoğun kullanımlarının, olumsuz etkileri vardır.
Engellenme: Bir gereksinim giderilmesi veya bir amaca önlendiğinde yaşanılan olumsuz yaşantı.
-Hedef ne kadar önemli ise engellenme yaşantısı o kadar yıkıcı olur.
-Engellenme kişinin kendisinden, toplumsal çevreden, doğal çevreden ya da zamansal gecikmeden kaynaklanabilir.
Engellenmenin Yol Açtığı Farklı Tepkiler
-İçe kapanma, karamsarlık, kaygı ve hayal kırıklığı
-Duygusuzluk, tepkisizlik
-Panikleme davranışı ve tikler
-Öfke ve saldırganlık
Savunma Mekanizmaları
Kişinin engellenme ve çatışma gibi kaygı verici durumlarla başa çıkabilmek için geliştirdiği bilinçsiz savunma biçimleridir. Psikolojik “savunma kalkanları”dır. Savunma mekanizmalarının özellikleri şu şekildedir:
Her insan başvurur.
Bilinçsizce geliştirilir.
Benliği çatışmalardan korur.
Sorunları çözmez, geçici rahatlama verir.
Yoğun ve sürekli kullanımı ruh sağlığını bozar.
Savunma Mekanizmaları Türleri
1.Hayal Kurma(Fantezi Geliştirme): Kaygı verici gerçekleri, hayaller kurarak istenilen şekli sokma.
2.Kaçma: Kaygı verici durumlar karşısında ilgisiz, sorumsuz ve vurdumduymaz bir tavır takınma.
3.Yadsıma(İnkar): Acı verici gerçekleri kabullenmeyerek reddetme.
Ör.) Çok sevdiği birinin ölümü ya da kendisini terk edişini kabullenmeme, bunların olmadığına kendini inandırmadır.
-Patolojiktir.
4.Bastırma(Bilinçaltına Atma): Derin kaygılar uyandıran düşüncelerin farkında olmadan unutulmasıdır.
Ör.) Deprem veya ölüm korkusuyla yaşamak zor olduğundan bilinçsizce unutur, yaşamımıza devam ederiz.
5.Bahane Bulma (Mantığa Bürüme): Rasyonalizasyondur.
-Başarısızlığımıza, akla uygun gerçekler üretmemizdir.
-Doğru olmayan, akılcı mazeretler bulmadır.
Ör.)” İçki ve sigara dertlerimi unutturuyor.”, “Borç yiğidin kamçısıdır.” gibi …
(Not: Başkasını suçlama veya öfke çıkarma yoktur.)
6.Öfkenin Yön Değiştirmesi: Öfkemizi asıl kaynağına değil de gücümüzün yettiğine yöneltmemizdir.
Ör.) “Şamar oğlanı” veya “Günah keçisi” bulmak.
Ör.)”Eşeğini dövmeyen semerini döver.” Gibi.
(Not: Öfkelenen kişi, öfkesini kendinden çıkarıyorsa buna “Kendine Yönelme” denir.)
7.(Başkalarına) Yansıtma: İki türlüdür.
1. Kusur ve hatalarımızı kendimize yakıştıramadığımız için herkese mal etme. (Yalancı birisinin “Yalan söylemeyen var mı?” demesi.)
2. Başarısızlık veya hatalarımızın suçunu başkasına atma. (Yenilen takımın hakemi suçlaması gibi.)
(Not: Aşırı hali paranoyaklarda görünür.)
8.Karşıt Tepkiyle Güdüleri Çarpıtma: Gerçek güdümüz kınanacağından, istek ve duygularımızın tam karşıtı bir görünün sergilememiz.
Ör.) Kişinin aslında çok ilgi duyduğu birisine aksi davranması.
Ör.) Kardeşini çok kıskanan çocuğun, “aşırı seviyor” görünmesi.
9.Ödünleme (Telafi): Bir alandaki yetersizlik duygumuzu, başka bir alanda başarı giderme çabamız.
Olumlu Örnek: Ders başarısıyla öne çıkamayan gencin vücut geliştirmesi.
Olumsuz Örnek: Çelimsizlik duygusunu, sokak çetesine girerek kıran genç.
10.Yüceltme: Saldırganlık veya cinsel merak gibi toplumsal kabul görmeyen güdülerden vazgeçmeyip onları, toplumca onaylanan yapıcı etkinliklere dönüştürme. Saldırganlık eğilimini, döğüş sporlarında başarıya ulaşarak giderme.
11.Özdeşim Kurma: bireyin kendinde özenilir bulmadığı özelliklerin yaşattığı eksikliği, özenilen kişi ya da grupları taklit ederek gidermesi.
Ör.) Tavır, davranış, giyim vb. popüler kişilere benzetme.
12.Gerileme: İstekleri engellenen bireyin ilkel, eski veya çocuksu davranışlar sergilemesi. (Bebekleşme, ağlama, küsme, utanma gibi)
13.Pollyannacılık (Tatlı Limon): Başa gelen her kötü durumda mutluluk oyunu oynama.
Ör.) “Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek” deyimi gibi.
Davranış Bozuklukları
Normallik-Anormallik
-Her davranış, yapıldığı toplumsal-kültürel ya da zamansal-mekansal koşullara göre normal ya da anormal diye nitelendirilse de anormal davranışı belirleyen evrensel ölçütler vardır.
-Anormal kişi, normlardan sapar, gerçekliği doğru algılayamaz, otokontrol sağlayamaz, sağlıklı ilişkiler kuramaz, aşırılık, tutarsızlık ve yetersizlik özellikleri taşır.
Davranış Bozukluklarının Nedenleri
1.Organik Nedenler: Soyaçekim, iç salgı bezlerinin düzensizliği, mikrobik etkiler, madde bağımlılığı, bunama ve kaza etkileri.
2.Psiko-sosyal Nedenler: Çözümlenemeyen çatışmalar, korku ve kaygılar, can güvensizliği ve ruhsal şoklar.
Davranış Bozukluklarının Sınıflandırılması
PSİKONEVROZ (Nörotik Reaksiyon):
-Hafif bozukluklardır.
-Kişiliğin yalnızca belirli yönleri etkilenmiştir.
-Gerçekle ilişkileri sürer.
-Tedavileri kolaydır.
1.Nevrasteni
-Dağınık düşünceler
-Yalnızlık ve huzursuzluk duyguları
-Çabuk telaşlanma ve panik
-Hipokandriya (Hastalık hastalığı)
-Yorgunluk, güçsüzlük, güvensizlik, psikosomatik ağrılar.
Psikoloji canlıların tüm davranışlarını konu edinmiş bir bilim dalıdır. İnsanların daha konforlu bir hayat sürmeleri için gündelik yaşam ve sosyal yaşamda karşılarına çıkan olayları neden – sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirir ve bu değerlendirmenin sonucunda kişilerin kendilerini, davranışlarını tanımalarına yardımcı olur.

RANDEVU ALIN..

RANDEVU MAİL:






    İsminiz

    E-mail Adresiniz

    Doktor Tercihiniz

    Tarih

    Düşünceleriniz



    borderline-kisilik-bozuklugu-pic-01.jpg

    30 Kasım 2018 Sır Psikoloji0

    Kapalılık, sevilmede övülmede aşırı istek, kendi güç ve bilgi düzeyinde aşırı mükemmeliyetçilik, güçlü fantaziler, ödüle karşı aşırı tutku ve başkalarının zamanını önemsememe gibi özellikleri vardır. Anlamsız beklentileri ve iyiyi güzeli hak ettiklerine karşı inançları sonsuzdur. Başkalarına karşı empatiden yoksun oldukları için çok acımasız eleştirel ve saygısız davranabilirler.



    10 Kasım 2018 Sır Psikoloji0

    Kapalılık, sevilmede övülmede aşırı istek, kendi güç ve bilgi düzeyinde aşırı mükemmeliyetçilik, güçlü fantaziler, ödüle karşı aşırı tutku ve başkalarının zamanını önemsememe gibi özellikleri vardır. Anlamsız beklentileri ve iyiyi güzeli hak ettiklerine karşı inançları sonsuzdur. Başkalarına karşı empatiden yoksun oldukları için çok acımasız eleştirel ve saygısız davranabilirler.


    narsist-kisiler-01.jpg

    31 Ekim 2018 Sır Psikoloji0

    Kapalılık, sevilmede övülmede aşırı istek, kendi güç ve bilgi düzeyinde aşırı mükemmeliyetçilik, güçlü fantaziler, ödüle karşı aşırı tutku ve başkalarının zamanını önemsememe gibi özellikleri vardır. Anlamsız beklentileri ve iyiyi güzeli hak ettiklerine karşı inançları sonsuzdur. Başkalarına karşı empatiden yoksun oldukları için çok acımasız eleştirel ve saygısız davranabilirler.


    histrionik_kisilik_bozuklugu_resim-01.jpg

    19 Ekim 2018 Sır Psikoloji0

    Kurallara uymayan ve suç sayılacak davranışlar gösteren kişiliklerdir. Bu kişilerin çocukluk çağlarına baktığımızda yalancılık, hırsızlık, kavgacılık, evden kaçma davranışları gösterir ve sık sıık karakolluk olur suçu suç olduğu için işlerler


    antisosyal-resim-01.jpg

    15 Ekim 2018 Sır Psikoloji0

    Kurallara uymayan ve suç sayılacak davranışlar gösteren kişiliklerdir. Bu kişilerin çocukluk çağlarına baktığımızda yalancılık, hırsızlık, kavgacılık, evden kaçma davranışları gösterir ve sık sıık karakolluk olur suçu suç olduğu için işlerler


    dikkat-eksikligi-01.jpg

    31 Ağustos 2018 Sır Psikoloji0

    Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite için Öğretmene Öneriler

    o DEHB’li çocuklar genellikle okula başladıktan sonra teşhis edilirler. Bunun başlıca nedeni anne babaların kendi çocuklarına alışmaları sonucu birçok davranışın onlara olağan görünmesidir. Çoğunlukla öğretmenler DEHB’li çocukları fark edip ve tanı sürecini başlattıkları için DEHB konusunda çok temel bazı bilgilere sahip olmaları gerekir. Öğretmenler tanı sürecinin ilk halkalarından biridir bunun yanı sıra işlerinin DEHB’li çocuklar hakkında her şeyi bilmek ve tanı koymak olmadığını akılda tutarak bir uzmandan yardım istemekten çekinmemelidirler.

    o DEHB’li çocuklarla başa çıkabilmesi için öğretmenlerin olumlu ve gerçekçi akademik beklentiye, sıkı bir gözlem ve denetim becerisine, tutarlı, sabırlı ve esprili bir kişilik yapısına, işbirliğine yatkınlığa (özel eğitim öğretmeni ve uzmanlarla), sahip olması gerekir.

    o DEHB’li çocukların %50’si normal sınıflarda eğitilebilir. Geriye kalan %50’si ise özel eğitim ve ilgili hizmetleri gerektirir. Bu %50’nin yaklaşık %35-40’ ı da normal sınıflarda bulunabilir ancak ek destek alırlar. Çok ciddi şekilde etkilenen diğer %10-15’lik kesim için özel sınıflar gereklidir. Öğretmen bu çocukların ihtiyaçlarını tanıyacak ve bu çocuklara uygun eğitim verecek şekilde eğitilmemişse kendini yetiştirme fırsatları aramalıdır. Aksi halde sınıfta bir sinir savaşı yaşanır.

    o Türk Milli Eğitim sisteminde yer alan müfredat içerikleri dikkat yetenekleri bakımından çan eğrisinin ortasındaki çocuklara göre düzenlenmiştir. Ortalamanın biraz üzerindeki ve biraz altındaki çocuklar okulda genel olarak problem yaşamazlar. Öğretmenlerin ders anlatırken dikkat dağınıklığı bozukluğu olan çocukların da içinde bulunduğu ortalamanın altındaki çocukları göz önünde tutmaları çok önemlidir.

    o Bazen dürtüsel davranışları nedeniyle DEHB’li çocuklar normal çocukların devam ettiği sınıflarda tutulmak istenmez. Alt özel sınıflara gönderilmeleri için anne babalara önerilerde bulunulur. Oysa IQ düzeyi normal olduğu halde dürtüsel ve hiperaktif davranışları nedeniyle bir çocuğun alt özel sınıfa gönderilmesi son derece sakıncalıdır. Aile ya da öğretmen bunu bir çözümmüş gibi görebilir ancak normal IQ ‘ya sahip DEHB’li bir çocuk bu tür sınıflarda zihinsel açıdan kapasitelerinin çok daha altında performans göstermeye başlar. Okul değiştirme seçeneği de saklı kalmak kaydıyla sınıf ya da öğretmen değiştirmek o an için daha iyi bir çözüm olabilir. Normal sınıfta kalabilmesi için neler gerektiği ve sonuçlarının neler olabileceği aile ve çocukla tartışılmalı, uzman görüşü alınmalıdır.

     

    Eğitim-öğretim Ortamı Oluşturma

    o DEHB’li çocuklar sürekli oturmak ve dikkatlerini derse odaklandırmakta yetersizlik yaşarlar ve bu duygudan kaynaklanan yaramazlık davranışları gösterirler. Sonuçta akranları tarafından dışlanır ve yıkıcı davranışlar sergilerler. Yıkıcı davranışlar gösterdikleri için iyice dışlanır, kolay incinir ve

    zarar görürler. Çocukluk döneminde tedavi edilmeyen hiperaktivite vakaları, ilaç bağımlılığı, antisosyal davranışlar gösterme ve başkalarından zarar görme riskiyle karşı karşıyadır.

    o Bu çocukların dikkatleri ilgisiz uyaranlarla ve diğer insanların önemsemediği ses ve olaylarla kolaylıkla dağılabildiği için sınıflarının sessiz ve sade olmasında yarar vardır. Öğretmenlerin sınıfı güzelleştirmek veya eğitim amacıyla her yere astıkları materyallerde bu çocukların dikkatini dağıtabilmektedir.

    o Bu öğrencilerin düşünce biçimlerinin farklı olduğuna dikkat edilmelidir. Doğrusal bir düşünceye sahip olmadıkları ve asla olamayacakları için çocukları bu yönde zorlamak, kaynakları ve zamanı boşa harcamaya yol açar.

    o DEHB’li çocukların bulunduğu sınıflarda konular dikkatlice yapılandırılmalı, önemli noktalar açıkça belirlenmelidir.

    o DEHB’li öğrenciler için her ders planında fiziksel hareketler planlanmalıdır.(Kalemi açmak için kalkmak, yandaki sınıftan tebeşir almak, öğretmen masasını düzenlemek, çiçekleri sulamak, müdür yardımcısına not göndermek gibi).

    o Okulunda yoğun olarak spora yönelmesi sağlanabilir. Bu konuda beden eğitimi öğretmeni ile işbirliği yapıp çocuğun yatkın olduğu bir spor alanını belirlenip, bu sporu yapması için imkân tanıması faydalı olacaktır.

    o Bu çocukların yerinde duramama özellikleri nedeniyle öğretmenleri tarafından sıklıkla uyarılmaları istenmeyen bu davranışın pekiştirilmesine yol açar.

    o Bir öğretmen olarak kendi hızınızı değerlendirerek sınıfta konuları işlerken ne kadar hızlı ya da yavaş olduğunuza dikkat edin.

    o Övgüyü ve cesaretlendirmeyi çok seven bu çocuklar, özellikle cesaretlendirme olmadığı zaman sinirlenirler.

    o Anlamlı ve eğlenceli buldukları etkinliklere rahat yoğunlaşabildikleri için dersi eğlenceli hale getirmek önemlidir.

    o Şakacı, eğlenceli ve sürprizlere açık olarak DEHB’li çocukların ilgisini ve hevesini arttırabilirsiniz. Hayatlarının büyük bir kısmının planlar, listeler ve kurallardan oluşması çok sıkılmalarına yol açar. Oysa sürprizleri ve oynamayı seven bu çocuklar hayat doludurlar.

    o Çocuğun çalışmaya isteyerek katılması ve çalışmadan hoşlanması önemli olduğu için, çalışmaların eğlenceli hale getirilmesine dikkat edilmelidir.

    o Çocuklara bir şey öğretmek için onlarla konuştuğunuzda fiziksel olarak yakın olmak, uygun olan zamanlarda çocuğa dokunmak etkili olabilir.

    o Sürekli göz teması kurarak bu çocukları daha kolay denetleyebilirsiniz. Bir göz atış çocuğu günlük hayallerden sınıf ortamına geri getirebilir.

    o Talimat verirken aşağıdaki noktalara dikkat edin.

    o Canlı açık bir dil kullanın, kısa konuşun.

    o Her seferinde bir tek talimat verin.

    o Konuşurken yüzünüz çocuğa dönük olsun.

    o Çok duyuya hitap eden talimatlar vermeye çalışın.

    o Mümkünse yapılmasını istediğiniz davranışı gösterin.

    o Zaman zaman çocuğun talimatı anlayıp anlamadığını denetleyin ve gerekiyorsa talimatı tekrarlayın.

    o Sınıfa soru yöneltirken, önce soruyu sorun sonra çocuğun ismini söyleyin. Önce çocuğun ismini söylerseniz diğer çocuklar soruyu savuşturduğunu  düşünüp dinlemeyecektir. Dikkati dağılan çocuğa kolay bir soru sorun, konuyla ilgili olması şart değildir.

    o Çocuklardan bir konuda düşünmeleri istendiğinde birkaç saniyede cevaplayabilecekleri sorular sorulmalıdır. Bir konu üzerinde uzunca bir süre düşünmesi beklenmemelidir. Aksi takdirde çocuğun canı sıkılır ve dikkati dağılır.

    o Acele ve özensiz yaptığı işleri tekrar kontrol etmesi istenmeli, verilen görevler arasında kısa molalar verilmelidir.

    o Ne istendiği çok açık bir şekilde öğrenci tarafından anlaşıldığından emin olununcaya kadar tekrarlanarak iletilmelidir.

    o Bu çocukların sınıf içi çalışmalarda hoşlandıkları biriyle eşleştirmek verimi arttıracaktır.

    o Katılma ve bağlı olma ihtiyacı hisseden bu çocuklar grup içi çalışmalarda yer aldıkları sürece kendilerini güdülenmiş hissedecekleri için katılımları sağlanmalıdır.

    o Sıraları öğretmen masasına yakın olabilir ancak orada amaçlı olarak tecrit edilmemelidirler. Kendisine örnek olabilecek bir arkadaşıyla oturtulabilir.

    o Sınıfta DEHB ile ilgili bir hikâye okumak, DEHB’li çocukları deli olarak gören sınıftaki arkadaşları için yararlı olabilir.

    o Sık sık gelişmeleri gözlemlenip denetlenmelidir. Sık ve çabuk geri bildirimler, onları doğru iş üzerinde tutmaya yardımcı olarak, kendilerinden ne beklenildiğini ve hedeflerini karşılayıp karşılayamadıklarını bilmelerini sağlayarak ve cesaret vererek gelişimlerine büyük yararlar sağlar.

    o Kendini gözlemesini öğretin, düşüncelerine nasıl takılıp kaldığının farkına varmasını sağlayın ve en önemlisi de takılma gerçekleştiğinde tekrar nasıl odaklanacağını konuşun.

    o Öğrenmenin duygusal boyutu ihmal edilmemelidir. Duygusal gelişimin sağlıklı olması, davranışların kalıcı kılınması açısından önemli olduğu için öğrencilerin katılım, ait olma ve eğlence ihtiyaçlarının öğretimsel etkinlikler esnasında karşılanması gerekir.

    o Yaramazlığın dikkat çekme(sıkılma ve sevgi ihtiyacından dolayı), güç mücadelesi(tehdit edilmiş hissettiğinden dolayı), öç alma(incinme ve haksızlığa uğradığını hissettiğinden dolayı) ve yetersizlik(güçsüz hissettiğinden dolayı) olmak üzere dört kaynağı olduğunu akılda tutarak yaramazlıklarının nedenine uygun olarak müdahale biçimi belirlenmelidir. Uygun müdahale doğru sonuçlara götürür. Bu konuda bir sınıf yönetimi kitaplarından yararlanabilirsiniz.

    o Pek çok DEHB’li çocuk görsel olarak daha iyi öğrendiği için bir şey söyleneceği zaman göstererek söylemek tercih edilebilir. İstenilen davranış aynı zamanda yazılırsa daha da somutlaşmış olur.

    o Herhangi bir olay yada konunun taslağını çıkarma, kitap okurken ve dinlerken not alma becerisini kazandırılmalıdır. Bu becerileri kazanmak DEHB’li çocuklara kolay gelmez fakat bir sefer öğrendikleri zaman okumaktan ve ders dinlemekten daha az sıkılır hale gelirler.

    o Aşırı yorgunluk stres ve baskı çocukların özdenetimlerini azaltıp uygunsuz davranışlara neden olabileceği için dinlenme fırsatları sağlanmalıdır. Sessizlik zamanı ve gevşeme tekniği uygulamaları buna örnek olabilir.

    o Bu çocuklar gün boyunca çok fazla başarısızlık duyguları yaşarlar. Bunun için mümkün olduğunca başarılı olduğu durumlar araştırılıp başarılarının altı çizilmelidir.

     

     

    o DEHB’li çocukların özdenetim düzeyi düşük olduğu için özdenetimli olmasına yardımcı olacak geri bildirimler verilmelidir. Nasıl davranacakları konusunda genellikle fikirleri olmayan bu çocuklara alternatifler sunulmalıdır.(Bunu farklı bir biçimde nasıl söyleyebilirdin gibi )

    o DEHB’in en yıkıcı yönü DEHB’in kendisi değil özsaygıya yönelik ikincil zararıdır. Bu çocuklar bol bol cesaretlendirilip övülmelidir, ancak överken dikkatli olup gerçek övgülerle sahtelerini kolayca ayırabilecekleri unutulmamalıdır.

    o Çocuğa DEHB’in avantajları olduğu da hatırlatılmalıdır. Çok fazla enerji verdiği için aşırı hareketlilik acil işlerin yapılmasında etkili olmaktadır. İleride hareket ya da konuşkanlık gerektiren mesleklerde başarılı olabilecekleri belirtilmelidir.

     

    Ödev ve Sorumluluklar

    o DEHB’li çocuklar dışsal olayları kendi başlarına yapılandıramadıkları için yönlendirilmeye ve planlamaya ihtiyaç duyarlar. Planlamayı kolaylaştırmak için etkinlik listelerinin yapılması, yaptıkları işin neresinde kaldıklarını unuttuklarında hatırlamalarını kolaylaştırır.

    o Hatırlama bu çocuklar için problem olduğundan dolayı, doğal olarak var olmayan çağrışımlar oluşturarak kodlamaya yardımcı olan hatırlama stratejileri ve beceriler öğretilebilir.

    o Ödevlerini küçük parçalara ayırmak DEHB’li çocuklar için önemlidir. Ağır ödevler çocuğu ezebilir ve çocukta yetersizlik duygusuna yol açabilir. Bu tür ödevlerin her bir bölümü yapılabilecek parçalara ayrılarak çocuğun başarısızlık korkusu azaltılabilir. Aslında bu çocuklar yapabileceklerini düşündüklerinden daha fazlasını yapabilirler.

    o Bu çocuklar çok ödevden sıkıldıkları için az ödev verilerek ödevlerinin niceliğinden ziyade niteliğine dikkat edilmelidir.

    o Yaptığı çalışmalarda verdiğiniz sürenin yeterli olup olmadığına dikkat edin. Yetersiz süreden dolayı başarısızlık çocuğun yeteneklerinden şüphe etmesine yol açar.

    o DEHB’li çocuklar bir ödevi yaparken kendi hızlarına göre değerlendirilmelidir. Sınıftaki diğer çocuklara bakarak onun geç ya da erken bitirdiğini söylemek yanıltıcı olabilir. Çalışma hızı diğer çocuklarla kıyaslanarak belirlenirse DEHB belirtileri daha da artabilir.

    o Öğrenmeyi ölçmek için alternatif değerlendirmeler kullanılmalıdır. Geleneksel standart testlere güvenilmemeli, konular bazen ödev, proje, video kayıt çalışması vererek yada sözel olarak değerlendirilebilir.

    o Bu çocukların bütün ödevlerini, sorumluluklarını, sınav günlerini ve randevularını yazabilecekleri bir ödev defteri kullanmaları sağlanmalıdır. Bu defter günlük olarak kontrol edilmelidir. İşlerini önem derecesine göre sıraya koyması gerektiği paylaşılarak yapılacaklar listesi hazırlamaya özendirilebilir.

    o DEHB’li öğrencilerin bazen diğer öğrenciler kadar iş yapamayacaklarını unutulmayarak beklentiler öğrencinin kapasitesine göre ayarlanmalıdır.

    o DEHB’li öğrenciler bağımsız çalışmanın aksine öğretmen tarafından doğrudan işe yönlendirildiklerinde daha başarılı olmaktadırlar.

    o Çocuk tarafından ceza olarak algılanmamak kaydıyla mümkün olduğunca çocuğa sorumluluk verilmelidir.

    15

    Kurallar

    o DEHB’li öğrencilerin okul başarısını arttırmak için öğretmenlerin kuralların yapılandırılmış olmasına, çalışma zamanlarının kısa tutulmasına, dersin ilginç etkinliklerle desteklenmesine ve olumlu pekiştireçlerin kullanımına dikkat etmesi gerekir.

    o Düzeni sağlamak için kurallar mümkün olduğunca erken oluşturulmalı, düzen ve temizliği kontrol etmek için çok sık ara kontroller yapılmamalıdır. Aksi takdirde çocukların içsel motivasyonları azalır.

    o Sınıftaki öğrencilerin katkılarıyla oluşturulan kuralları herkesin görebileceği bir biçimde yazıp asmak, kuralların benimsenmesini ve uygulanmasını sağlayabilir.

     


    Sır Psikoloji

    Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

    Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

    Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

    Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.