Blog

Sır Psikoloji

Blog

50e220ad61270d25f2d6f2a0095b116a-normal-01.jpg

8 Haziran 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]ALTYAPISI

NASA, 1990’ların başında “neurofeedback” ile uçuş simülatör eğitimini bütünleştirdi. konsantrasyon eksikliğinden kaynaklanan kaza risklerini azaltmak için astronotlara dikkatlerini artırma öğretildi. Dikkati gösteren beyin dalga aktivitesini izleyerek astronotlar anlık dikkat kaybını bilgisayar simülasyonun gösterdiği gibi görebilmektedir. NASA’nın araştırmasından esinlenerek Play Attention tasarlanmıştır. Play Attention, NASA’nın eğitim yöntemini büyük ölçüde geliştirmiştir. Play Attention, şuanda 3 patent sahibi ve hala sırada bekleyenler var.

NASA’nın isteği üzerine Unique Logic + Technology, Inc., şirketinin kurucusu ve CEO’su Peter Freer, 2005 yılında Washington’daki Ulusal Uzay Topluluğunda (National Space Society) şuan dünya genelinde kullanılan NASA’dan esinlenen teknolojinin kullanımı ile ilgili ders vermiştir.

Ayrıca Freer, Viyana’da Birleşmiş Milletlerde konuşmuştur. Uluslar Arası Atom Enerjisi Ajansıyla (International Atomic Energy Agency) birlikte Kişi Performans Yönetimi konusundaki bir makalenin yazarlarından birisidir.

GENEL BAKIŞ

Devam eden araştırmalar, dikkatini toplamada zorluk yaşayan öğrencilerin akademik alanda mücadele etme ihtimalinin bir hayli düşük olduğunu göstermekte. Bu durum, sınıf derslerini anlama, ödevlerini zamanında bitirme, dürtüsel ve zarar verici davranışlarından uzak durma gibi yetenekleri kapsamaktadır ama sadece bunlarla da sınırlı değildir. Bu yeteneklerin yokluğu genellikle düşük performansa ve çalışma zamanında büyük ölçüde artışa yol açmaktadır ki bu durum sadece özgüveni değil aynı zamanda bir öğrencinin sosyal ve akademik gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir.

Play Attention, dikkat problemi yaşayan çocuklar için zayıf olan nöral ağlarını güçlendirerek bu sorunları vurgulamak için özel olarak tasarlanmış tam bir beceri geliştirme protokolüdür.

Tutarlı ve yapılandırılmış eğitim sayesinde bir öğrenci;

  • İstekli olarak odaklanma
  • Yönergeleri takip etme
  • Dikkat dağıtıcıları göz ardı etme
  • Sınıfta başarısını engelleyecek davranışlarını kontrol etme becerilerini artırır.

 

GENEL BİLGİ

Play Attention, davranış şekillendirme, mesleki eğitim, veri değerlendirme ve diğer destek özelliklerini kapsarken sistemin çekirdeğini kullanıcının beyin dalgalarını doğrudan okuyan sensörlerden oluşmaktadır. Patentli donanım ve yazılımla birlikte cihaz, dikkati öğrencinin gerçek zamanlı görebileceği somut bir değere dönüştürür. Bu şekilde dikkat kavramı ölçülebilir hale getirir dolaysıyla sürekli olarak geribildirim yoluyla bir beceri olarak öğretilebilmektedir.

Play Attention’ın (nöro veya biofeedback gibi benzer uygulamalar) dayandığı bilim, 25 yıldan fazla süredir varlığını sürdürmektedir. Bu eğitim programı benzersizdir ve sadece performans sonucuna doğru ilerler. Play Attention’ın başarısını, öğrencinin gerçek yaşamda ne gösterdiği ile somut bir biçimde değerlendiriliririz yaygın örnekler arasında ödevleri uygun zamanda bitirme becerisi veya okulda derslerini daha iyi dinleyebilme becerisi gösterilebilir. Öğrencilerin kullanabilecekleri kalıcı zihinsel araçlar sağlanarak ayırıcı işlem, görsel takip ve dikkati sürdürme kısa süreli hafıza gibi diğer becerilerinin de geliştirilmesini sağlar. Kısacası, Play Attention, doğuştan daha önce yapamadığı şeyleri yapması için öğrencinin beynini “eğitir”

“20 yıldan fazla süredir özel eğitim alanındayım. Play Attention, dikkat sorunları için benim gördüğüm bilimsel tedavilerin en iyisi.” – Dr. Sam Dempsey, Olağanüstü Çocuklar Program Yöneticisi, Winston- Salem Forsyth Co. Schools

 

Play Attention Destek Programından Sonra Ne Gibi Değişiklikler Olur?

 

Gelişmiş Akademik Başarı:

Çocuğunuzun zeki olduğunu biliyorsunuz ama derslerinde ve ev ödevlerinde zorlandığını görüyorsunuz. DEHB akademik performansı etkiler bu durum çoğu ebeveyni kaygılandırır. Odaklanma eksikliği, bilgileri öğrenmeyi oldukça güçleştirir DEHB’li çocukların aynı ortamdaki okulda, kurs merkezlerinde arkadaşlarıyla aynı seviyede öğrenmesini engelleyebilir. Play Attention destek programını aldığınızda;

  • Sınavlarda dikkati toplamayı sağlayarak netlerinizin çevresel sorunlara bağlı düşüşünü ve soru kaçırma yanlış işaretleme gibi durumları ortadan kaldırır
  • Sınıfta öğretmeni dinlemeyi ve düzenli çalışma becerilerini geliştirir
  • Okuduğunuzu daha rahat anlamanızı sağlar.
  • Hafızayı güçlendirerek öğrenmeyi kolaylaştırır. Böylece formül tarih ezberleme gibi sizi zor duruma sokan dersler kabusunuz olmaktan çıkar.

Gelişmiş Sosyal İlişkiler:

Çocuğunuz okulda öğretmenleri ve arkadaşları ile nasıl geçinmekte? DEHB ‘li çocuklar dürtüselliğe bağlı olarak arkadaşları arasında oyun bozan olarak adlandırılırlar. DEHB’li bir çocuğun ebeveynleri olarak;

  • Arkadaşları ile iyi geçinmesini
  • Sınıfta dersi dinlerken odaklanmasını
  • Ödevlerini zamanında bitirmesini
  • Dikkati dağılmadan öğretmenini dinlemesini
  • Oyunlara ve faaliyetlere katılmasını da istersiniz

Çocuklar evde, aile kurallarına uymalı, ev ödevlerini yapmalı, ev işlerine yardımcı olmalılar. Play Attention bu becerileri öğretmede uluslararası liderdir.. 1996’dan beri tüm dünyada DEHB’li çocuklara bu becerileri kazandırmaktadır.

NOT: Sistemde kullanılan cihaz medikal bir cihaz olmamasına rağmen medikal cihazlara uygulanan testlerden başarı ile geçmiş ve hiçbir zararı ve yan etkisi bulunamamıştır.

Kayseri’de çocuğunuzda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite (DEHB) sorununa Play Attantion ile profesyonel yardım almak isterseniz Uzman Psikologlar denetiminde Sır Psikolojiden randevunuzu alabilirsiniz[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]



8 Haziran 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB)

Halk arasıda Dikkat Eksikliği belirtileri yanlış bir şekilde üstün zekalı olma, şımarıklık, terbiyesizlik, tembellik ve huysuzluk gibi terimlerle ifade edilmeye çalışılır. Dolayısıyla belirtileri görmezlikten gelmeden, şidddet uygulamaya kadar, geniş bir yelpazede çüzüm aranır.

Belirtileri bu sorunun yansıması olarak görmek yerine, suçlu aramak ve sonunda çocuğu cezalandırmak, en büyük çözümsüzlüğü üretmek demektir.

Anne babaların sürekli birbirini suçlayarak, adeta ‘‘ sorunun nedeni ben değilim’’ mesajını vermeye çalışmaları, ev içindeki huzuru bozarak, çocuğa ulaşmayı daha da güçleştirir. Evin duygusal ortamı olumlu olmaktan çok gerilimlidir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) erken çocukluk döneminde başlayan ve temel belirtileri erişkin dönemde de devam eden nörolojik tabanlı bir gelişim bozukluğudur.

DEHB bireyin kişiler arası etkileşimini, akademik yaşantısını ve mesleki hayatını, oluşturduğu olumsuz etkiler açısından toplumun da önemli bir sorunudur.

DEHB doğuştan gelen bir bozukluktur ve daha bebeklik döneminden itibaren uyku azlığı, bozuk uyku düzeni, uyarılara aşırı duyarlılık, ışık, ısı, gürültü gibi çevresel değişikliklere aşırı tepkilerle kendini göstermeye başlar.

Oyun dönemine geldiklerinde aşırı hareketlilik, duygusal değişkenlik, oyun ve oyuncaklara yaşıtlarından beklenen odaklaşmayı yapamama, bebeklikten beri süregelen uyku düzensizliklerinin yanı sıra söz dinlemeyen, aşırı yaramaz, yerinde duramayan çocuklar olarak annelerinin dikkatini çekebilirler

Tanının konduğu yaş okula başlama dönemi olan 6 – 7 yaşlarıdır. Çünkü bu yaşlar çocuğun okula ya da sınıf kurallarına uymadığı, dikkatsizlikten dolayı konuya odaklaşmakta güçlük gektiği, akademik başarısında düşüklük, ataklık ve aşırı hareketliliğe bağlı olarak arkadaş ilişkilerinde bozulma gibi yakınmaların yoğunlaştığı bir dönemdir.

DEHB’li çocukla ilgili aileye devamlı şikayet gelir. Çocuklarının neden olduğu sorunlar için sürekli okula çağırılırlar ve aile devamlı sıkıntı içerisindedir. Diğer aileler ve öğretmenlerin, bu annne babaları yetersiz olarak görmeleri, sorunları iyice karmaşık hale getirmektedir. DEHB’li çocuklar ise, sürekli neyi nasıl yanlış yaptıklarıyla ilgili geribildirim alırlar. Anne – baba, giderek aşırı denetimci, uyarıcı ve stresli bir hale gelir. Böyle bir durumda çocuk yetiştirmenin zorluğu açıktır.

Diğer çocuklarla kıyaslandığında olumlu yanlarıda göze çarpmaktadır. Bunlar, daha üretken olmaları, enerjik, sıcakkanlı, cana yakın ve dürtüsel olmalarıdır.

Ancak bu çocuklar, sıklıkla insanlara çabuk güvenebilirler ve kolaylıkla risk alabilirler. Özellikle riskli sağlık davranışları açısından tehdit altında olan bu çocuk ve ergenler  de sigara ve madde kullanımı, yasal sorunlar, kötü akran ilişkileri, kendine güven kaybı, okul ve iş başarısında düşüklük ve psikiyatrik komorbite gözlenmektedir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu 3 Tipte Görülmektedir Bunlar;

1)Dikkat eksikliğinin önde görüldüğü tip:Sadece dikkat eksikliğinin görüldüğü tiptir hiperaktivite ve dürtüsellik varsa da tanı alacak kadar değildir.

2)Aşırı hareketliliğin önde görüldüğü tip: Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik görülmektedir dikkat eksikliği varsada tanı alacak kadar değildir.

3)Birleşik Tip:İçersisinde dikkat eksikliği, dürtüsellik ve aşırı hareketliliğini tanı alacak düzeyde barındırmaktadır

Amerikan Psikyatri Birliği tarafından zihinsel hastalıklara tanı koymak ve ölçüt koymak için belirlenen DSM – V de tanı belirtiler şu şekilde sıralanmıştır

Dikkatsizlik

Aşağıdaki belirtilerden en az altı tanesi altı aydır devam etmeli

 

  • Ayrıntılara özen göstermez okul çalışmalarında işte yada etkinliklerde ayrıntıları gözden kaçırır dikkatsizce hatalar yapar
  • İş yaparken, oyun oynarken dikkatini sürdüremez(oyuncaktan hemen sıkılıp başka bi nesneye yönelebilir) okulda dersi dinlerken yada uzun bir yazı okurken odaklanmakta zorlanır.
  • Doğrudan kendisi ile konuşulurken dinlemiyor gibi görünür(ismiyle seslendiğiniz zaman cevap vermeme gibi)Dikkatini dağıtacak bir şey olmasa bile aklı başka yerde gibi görünür
  • Verilen yönergeleri takip etmez, okulda verilen görevleri ev ödevlerini, sıradan günlük sorumluluklarını tamamlayamaz(örneğin; işe başlar hızlı bir şekilde odağını kaybeder ve dikkati dağılır.
  • İşlerini ve etkinliklerini düzenlemekte zorlanır(Örneğin ardışık işlemleri yapmakta, düzenli olmakta zorluk çeker, düzensiz ve dağınık çalışır, zamanı doğru kullanamaz
  • Uzun süre zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınır, bu tip işlerden hoşlanmaz ve yapmak istemez(Örneğin; okulda verilen görevler ve ev ödevler, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde ise from doldurmak, uzun süren yazılara göz gezdirmek gibi)
  • Kendisi için gerekli olan nesneleri kaybeder(Örneğin; kalem, defter, kitab, gözlük, cüzdan, telefon, anahtar)
  • Dış uyaranlara dikkati kolay dağılır (Gençlerde ve yetişkinlerde ilgisiz düşüncelerde olabilir)
  • Günlük etkinlikleri unutma eğilimindedir (Getir götür işleri yaparken, günlük etkinlikler sırasında, yetişkin ve gençlerde, randevu saatine uymada, faturaları ödemede, telefon aramalarına cevap verme)

Aşırı Hareketlilik ve Dürtüsellik

Aşağıdaki belirtilerden en az altı tanesinin bulunması ve altı aydır devam etmesi gerekir

  • Kıpırdanır, oturduğu yerde kıvranır yada ellerini ayaklarını vurur.
  • Oturması beklenen yerlerde oturamaz oturduğu yerden kalkar(Sınıfta, iş yerinde durması gereken durumalrda yerinden kalkar)
  • Uygunsuz ortamlarda koşturur yada bir yere tırmanabilir(Yetişkin veya ergenlerde huzursuzluk hissetme şeklinde görülebilir)
  • Boş zaman etkinliklerine sessiz bir şekilde katılamaz yada sessiz bir şekilde oyun oynayamaz
  • Her an hareket halindedir yada kıçına motor takılmış gibidir
  • Çoğu zaman aşırı konuşur
  • Sırasını beklemekte zorlanır(oyunda yada yetişkinler için kuyrukta)
  • Başkalarının sözünü keser yada konuşmalarının arasına girer, sormadan izin almadan başkalarının eşyalarını kullanabilir

Birkaç dikkatsizlik yada aşırı hareketlilik dürtüsellik belirtileri iki yada daha çok ortamda olması gerekir(ev, okul, gezme, işyeri, akrabaların yanındayken yada bir etkinlik sırasında.

Bu belirtiler çocuğun yada yetişkinin ev, okul ve toplumsal yaşayışını açık bir şekilde olumsuz etkilemesi gerekir.

DEHB’li Çocuğu Olan Veliler Genelde Aşağıdaki Söylemlerle Gelmektedirler

  • Yerinde bir türlü durmuyor gözümüz süreki üstünde çok hareketli
  • Sesleniyoruz ama cevap vermiyor hiç umursamıyor
  • Çok geveze hiç susmuyor sürekli sözümüzü kesip kendisi konuşmak istiyor
  • Çok aceleci hemen olmasını istiyor tezcanlı(aileler bunun mizaç özelliği olduğunu düşünebilmektedirler)
  • Maymun iştahlı hemen sıkılıyor(oyuncaklardan, oyundan, dersten)
  • Çok zeki aslında ama çalışmıyor
  • Aklı sürekli başka yerlerde
  • Dersi dinlerken aklı başka yerlere gidiyor
  • Ders çalışmayı hiç sevmiyor çabuk sıkılıyor
  • Bi işe hevesle başlıyor çabuk bırakıyor
  • Televizyon ve tabletle çok oynuyor kilitlenmiş gibi bakıyor

Çocuğunuzda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bulunmaktaysa  alanında uzman psikologlarımızdan profesyonel destek almak için Sır Psikoloji’den randevunuzu alın[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


rs-01-1200x716.jpg

5 Haziran 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Psikoloji Nedir?

 

Psikoloji, insan davranışlarını, ruhsal ve zihinsel süreçleri inceleyen bilim dalıdır. Psikoloji biliminin her biri lisans sonrası ayrı ayrı uzmanlık gerektiren pek çok alt dalı bulunur. Bunlar; Klinik Psikoloji, Gelişim Psikolojisi, Sosyal Psikoloji, Adli Psikoloji, Deneysel Psikoloji, Bilişsel Psikoloji, Nöro Psikoloji ve Endüstri ve Örgüt Psikolojisi

 

Psikolog Kimdir?

Üniversitelerin Fen Edebiyat Fakültesinde 4 yıllık Psikoloji bölümünü bitirmiş kişilere psikolog denir. Almış olduğu eğitim doğrultusunda insan zihninin ve davranışlarının birbirleriyle ve çevreyle nasıl etkileşimde bulunduğunu gözlemleyerek, ölçerek, yorumlayama yoluyla inceleyen profesyonellerdir.

Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Kimdir?

Üniversitelerin Eğitim Fakültelerinde bulunan Psikolojik Danışma ve Rehberlik(PDR) Bölümünden mezun kişilere denir. Psikoloji bölümü ile kesişen birçok dersi bulunmaktadır. Daha çok gündelik hayat problemleri ve eğitim psikolojisi üzerine uzmandırlar. Her okulun rehberlik servislerinde yararlanabileceğiniz Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Bulunmaktadır

Klinik Psikolog Kimdir?

Üniversitelerin psikoloji ve pdr bölümü mezunları lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji yüksek lisans veya doktorası yapan kimseler Klinik Psikolog ünvanını alırlar.

Klinik psikologlar, nesnel ölçüm araçları ile beraber gözlem ve görüşme teknikleri kullanarak psikoterapi yöntemleri ile sorunlara müdahale eder.

 

Psikoterapi Nedir?

 

Psikoterapi ,eğitilmiş ve nesnel bir profesyonel tarafından uygulanan, psikolojik, davranışsal ve duygusal problemleri tedavi etmenin sanatı ve bilimidir (Cullari, 1998)

Psikoterapi, duygusal ve zihinsel bozuklukları, iletişimin çatışmalarını ve problemlerinin içyüzünü konuşmayı, rahatsızlık belirtilerinden kurtarma hedefiyle sosyal ve çalışma hayatının fonksiyonlarını geliştirmeyi sağlayan davranışsal değişiklikleri,  kişilik gelişimini cesaretlendirmek üzere tasaranmış psikolojik teknikler kullanılarak yapılan tedavidir. (from.Answer.com, Health, 2007).

Psikoterapi, sonuçlarının önceden kestirilemediği tam ve açık olarak belirli olmayan problemlere uygulanan tanımlanmamış bir tekniktir. Bu tekniği öğrenmek için çok titiz bir eğitim alınması tavsiye edilir. (Raimy, 1950).

Psikoterapist Kimdir?

Psikoterapi eğitimini tamamlamış Psikolog, Psikolojik Danışman, Psikiyatrist ve Klinik Psikoloğa psikoterapist denir. Psikoterapistler aldıkları eğitim ve yakın oldukları ekol doğrultusunda hastaya tanısal değerlendirme yaptıktan sonra uygun yönde sağaltım(tedavi) sunarlar.

Psikiyatrist Kimdir?

Tıp fakültesi eğitimini tamamladıktan sonra psikiyatri alanında ihtisasını tamamlayan hekimlerdir. Hastalıkların tanımlamasını (birincil tanı, eş tanı, ayırıcı tanı) yaparak gerekli tedavi planını yaparlar. Psikiyatristler ilaç yazabilir, gerekli laboratuvar testlerini talep edip MR, EEG gibi beyin inceleme cihazlarını psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanabilir

Kayseri’de Ruh sağlığı alanında profesyonel bir destek almak istiyorsanız Sır Psikolojiden Randevunuzu alabilirsiniz[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


sinav_kaygi-01.jpg

2 Haziran 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Sınav Kaygısı Nedir?

Sınav kaygısı sınavlara hazırlanan herkesin yaşayabileceği bir kaygı türüdür. Sınava giren kişilerin doğal olarak sınav sonucu hakkında beklentisi vardır. Sınavın sonucunda başarısız olacağını düşünüp sınav esnasında öğrenmiş olduğu bilgi ve birikimleri etkili bir biçimde kullanmasını engelleyip  kişinin yoğun biçimde korku, kaygı, endişe duygularını yaşayıp bunun sonucunda sınav başarısının düşmesine neden olan kaygı türüdür.

Sınav esnasında orta düzeyde bi kaygı istenilen bi kaygı türüdür. Öğrencilerin motivasyon düzeylerini artırarak öğrenmeye olan istekleri ve gayretleri artar sınav esnasında ise konsantrasyon düzeyleri yüksek olur öğrendiği bilgileri hatırlamasını kolaylaştırır dikkatini sürdürmesinde yardımcı olur. Bu düzeyde bi kaygıda herkeste biraz kalp çarpıntısı, heyecan,  tuvalete gitme ihtiyacı görülebilir.Ama bunlar yüksek düzeyde yaşandığı takdirde tam tersi bir etki göstererek kişinin dikkatinin dağılmasına, bildiklerini unutmasına, dolayısıyla kişinin başarısızlığına neden olur.

Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir?

Kaygılı bir öğrencide, fiziksel, duygusal, zihinsel ve davranışsal belirtilere rastlanır.

Fiziksel belirtiler; Kalp atışında hızlanma , ellerde titreme, terleme, yorgun ve halsiz hissetme, yüz kızarması, mide bulanıtı, kasılma, baş ağrısı, mide ve bağırsak sorunları, göğüste sıkışma sık idrara çıkma v.b.

Duygusal belirtiler; Gerginlik, karamsarlık,genel sinirlilik ve öfke hali, korku(bildiklerini unutma veya hata yapma korkusu) güvensizlik, çaresizlik, depresif duygu durumu, heyecan, endişe(sürenin yetmeyeceğine) v.b.

 

Zihinsel belirtiler; Gerçekçi olmayan felaket yorumları içeren düşünceler(başaramazsam, ya kazanamazsam, sınavda bayılırsam, yapamayacam galiba, yetersizim, herkes benden daha iyi yapacak), unutkanlık dikkat toplamada ver sürdürmede güçlük, konuları hatırlamada güçlük v.b.

 

Davranışsal belirtiler;Kaçınma davranışları(ders çalışmayı bırakma yada erteleme, sınavı yarıda bırakma yada sınav girmeme)  unutkanlık v.b

Sınav kaygısı belirtileri taşıyorsanız Kayseri’de  alanında uzman psikologlarımız tarafından profesyonel bir destek almak istiyorsanız Sır Psikoloji’den randevunuzu alabilirsiniz[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


cinsel-terapi-01-1200x474.jpg

30 Mayıs 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Cinsel Terapi Nedir?

Cinsel terapi; bireylerin yaşamış olduğu cinsel sorunları değerlendirme, tanılama ve tedavi etmeyi amaçlar.Bunun içinde kişilerin cinsellikle ilgili yanlış inanışlar ve bilgi eksikliği varsa bilişsel süreçler yeniden yapılandırılır. Eşler arası duygusal, davranışlar ve cinsel çatışmalar varsa bu çatışmalardan doğan kaygıları azaltılarak daha sağlıklı cinsel doyum yaşamalarını sağlar. Bunun içinse çeşitli yöntem ve teknikler kullanır.

Cinsel Terapist Kimdir?

Psikolog, psikolojik danışman ya da psikiyatristlerin lisans eğitimini tamamladıktan sonra cinsel terapi eğitimi almış kimsedir.

Cinsel Terapist Ne Yapar?

Cinsel terapist aldığı eğitim ve benimsemiş olduğu ekol doğrultusunda bireylerin öykülerini alır daha sonra bireyin problemine göre çeşitli bilgilendirmeler yapar. Danışanlarına haftalık olarak uygulaması kolay ödev ve egzersizler vererek bir sonraki seansda değerlendirmede bulunur. Danışanalar verilen ödevleri yaptıkları müddetçe çözüme kavuşurlar.

Cinsel Terapist Ne Yapmaz?

Cinsel terapist gelen danışanı fiziksel olarak muayene etmez, cinsel organlarına dokunmaz.

Cinsel Terapi Ne Kadar Sürer ?

Kişilerin problemine ve durumuna göre 4 – 6 seans arası sürebileceği gibi ortalama 10 – 12 seans arasında sürmektedir. Eğer danışan verilen ödev ve egzersizleri yapmıyorsa seans esnasında yaptırılır dolayısıyla seans süreci danışana bağlı olarak uzamış olur

Cinsel İşlev Bozuklukları

Vajinusmus
Disparoni( Ağrılı cinsel birleşme)
Erken Boşalma
Sertleşme Bozukluğu
Anorgazmi
Kadın ve Erkeklerde Cinsel İstek Bozukluğu
Anejakülasyon (Boşalamama)
Hiperseksüalite(Aşırı Cinsellik veya Cinsel Bağımlılık)
Parafilik Bozukluklar (Teşhircilik, fetişizm, kalabalık yerlerde başkalarına sürtünme, cinsel mazoşizm, cinsel sadizm, travestizm, röntgencilik, pedofili, zoofoli(hayvanlarla cinsellik), gerontofili(yaşlılara cinsellik),nekrofili (ölülerle cinsellik), vanpirizm (partnerin kanını emme)

Cinsel problemler yaşamakta iseniz yada bilgi almak istiyorsanız Kayseri’de alanında uzman psikologlardan randevu almak için bizimle iletişime geçin[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


kitap-okuma-aliskanligi-426243-01.jpg

24 Mayıs 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Çocuklarımız söylediklerimizden çok yaptıklarımızı örnek alırlar bunun için öncelikle anne babaların kaliteli birer okur olması gerekir. Bunun içinde anne ve babalar kitap okumak için özel vakit ayırmalı çocuk ayrılan zamanı emeği görmelidir. Zaman ayrılan bir şey kıymet verildiğini gösterir ve çocuklarda kitabın değerli bir nesne olduğu imajının oluşmasına neden olur

Çouğunuza asla diğer arkadaşları ile kıyaslama yapmayın ‘‘bak falanca şu kadar kitap okuyormuş sen ise şunları şunları yapıyorsun’’ gibi söylemler çocuğun içsel motivasyonunun düşmesine neden olacaktır.

Çocuğunuzun kitap okumaya ayırdığı süreyi asla küçümsemeyin ‘‘bu kadar okumak neye yetecek’’ bunun yerine kitap okuduğu süre içerisinde onu takdir edin ve abartısız şekilde övgü sözcükleriyle onu destekleyin.

Einizde küçük bir kütüphane oluşturarak ona özel bir bölme ayırabilirsiniz Oraya dergilerini, çizgi romanlarımı ve rengarenk çocuk kitaplarını koyması kendisini özel hissttirecektir

Onun oyun ve eğlence vakitleri dışında mesela siz yemek yaparken kendinize eğlenceli bir öykü kitabını okumasını isteyebilirsiniz. Bu sırada öykü içeriğini birlikte tartışarak heyecan ifadeleri kullanarak ‘‘ aceba devamında neler olacak’’ merakını güdüleyebilirsiniz

Doğum günü gibi özel günlerde ona sevineceği yada istemiş olduğu bir şeyi alırken yanına kitapta alabilirsiniz

Birlikte kitabevlerine gezmeye gidip orada birlikte kitap inceleyebilirsiniz eğer yaşının çok üzerinde bir kitap alacak olursa ‘‘sen bunu anlayamazsın’’ gibi cümlelerle hevesini kırmayın onun yerine bu kitabı biraz daha büyüdüğün zaman birlikte alabiliriz gibi ifadeler kullanabilirsiniz

Okuduğunuz kitaplardan bazı bölümleri ona anlatabilirsiniz ve ondanda okuduğu kitapları size anlatmasını isteyebilirsiniz

Onu birlikte seçeceğiniz güzel bir çocuk dergisine abone ederek onun adına gelmesini sağlayabilirsiniz

Ona kitap alırken resimlerine dikkat edin küçük çocuklar çok yazılı sayfalardan sıkılabilirler

Birlikte kitap günlüğü tutabilirsiniz beğenmiş olduğu yazarlara veya hikayenin yanına küçük çıkartmalar yapıştırarak puanlamasını isteyebilirsiniz

Son olarak; çocuğunuzda eğer dikkat eksikliği varsa tüm bu çabalarınıza rağmen kitabın başına oturmakta zorlanacak veya çabuk sıkılıp kitapları yarıda bırakacaktır bu durum sizin canınızı sıkmasın ve profosyenel bir desteğe başvurun

Psikolog – Aile Danışmanı Serdar Avşar

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


panik-atak-23651432-01.jpg

17 Mayıs 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]PANİK ATAK

Ani bir biçimde ortaya çıkan kişiye ölecekmiş gibi hissettiren nöbetler şeklinde ortaya çıkabilen psikolojik bir rahatsızlıktır. Kişi geçirdiği nöbet karşısında ne yapacağını bilemez sıklıkla hastanelerin acil servislerine başvuruda bulunurlar ancak geçirmiş olduğu kalp çarpıntısı, terleme, titreme, boğulacakmış gibi hissetme hallerinin fiziksel bir karşılığı bulunmamaktadır.

Atak aniden başlar 10dk içerisinde şiddetlenerek tepe noktaya çıkar çoğu zaman 10-30dk arası sürer 1 saat ve daha uzun sürebileceği gibi 1-2dk gibi kısa sürelide olabilir. Kişi geçirdiği atak sonucunda kendisini bitkin ve yorgun hissedebilir ve dinlenmek ister

Belirtileri Şunlardır

Aşağıdaki belirtilerden en az dört tanesinin olması ve dakikalar içerisinde yükselerek kişiye ölecekmiş kaygısı, korkusu vermesi gerekir

  • Çarpıntı, kalbin hızlı hızlı atması
  • Titreme
  • Terleme(sırtı ve avuç içlerinde yoğun olarak görülür)
  • Zor nefes alma yada boğulacakmış hissi
  • Göğüste ağrının yadqa sıkışmanın olması
  • Bulantı(kusacakmış gibi olma) ya da karın ağrısı
  • Baş dönmesi, ayakta duramayacak gibi olma ya da bayılacakmış gibi olma
  • Üşüme, ürperme yada ateş basması durumu
  • Uyuşmalar, karıncalanmaların olması
  • Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu
  • Ölüm Korkusu

Panik Atağın Başlıca Sebepleri

Nedenleri kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir

Bazı fiziksel rahatsızlıklar panik atağa neden olabilmektedir; sindirim sorunları, bazı besinlere karşı alerjinin olması, akciğer ve kalp rahatsızlıkları, epilepsinin varlığı, kan şekerinin düşmesi, troid bezlerinde sorun varsa fazla adranalin salgılamasına neden olabilir.

Denge, işitme, görme ve koordinasyon zorluğu çeken kişilerde stres düzeyi artarak panik atağa neden olabilir

Sosyal hayatında ani beklenmedik değişimler panik atağa neden olabilmektedir; boşanma, beklenmedik birisinin kaybı, sevdiği birisinden uzaklaşmak, iş değişiklikleri(beklenmeden işten çıkarılmak), yaşanmış olan bir travma kişinin panik atağını tetikleyebilir

Sigara, alkol, uyuşturucu gibi maddeler panik atağa neden olabilir

Stres altında bulunan bireylerde farkında olmadan nefes alıp verme sıklaşır nefesin göğüsten hızla alınıp verilmesi panik belirtilerini başlatabilir

Kişi eğer sakinleştirici bir ilaç kullanıyorsa bunun ani bir şekilde bırakılması yada o ilaca ulaşılamaması kişide panik belirtilerini başlatabilir

Astım, kortizon ve amfetamin tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar panik atağı tetikleyebilir

Panik Atak Kişinin Sosyal Yaşamını Nasıl Etkiler?

İnsanlar bir tehlike ile karşı karşıya kaldığında üç tip tepki verir ya savaş, kaç yada donup kalmak savaş tepkisinin aktive olacağı bir olayla karşılaşacağımız zaman nabzımızda artış, kalp hızında artma, göz bebeklerinde büyüme gibi belirtiler görülür yani paniği tetikler. Panik atak hastaları tehlike olarak gördüğü asansör, metro gibi kapalı yerlerde bulunmaktan kaçar yanlarında su taşımadan pek gezmekdiklerini görürüz bazıları gece ölürsem diye tek başına uyumakta zorlanır. Kalp krizi geçirirsem korkusuyla egzersiz yapmaktan  kaçınabilir, sinema, cami gibi toplu yerlerde hemen dışarıya çıkabilmek için kapı girişlerine oturur, klitlenen trafikte hemen camı açar yani sürekli savaş – kaç tepkisi  ile hareket eder.

Psikoterapi

Panik atak tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerin başında Bilişsel Davranışçı Terapi gelmektedir.

Yapılan araştırmalar Bilişsel Davranışçı Terapinin atakların tekrar etmesini önlemede ilaçtan daha etkili olduğunu göstermektedir

Psikiyatrik araştırmalar ilaçla beraber Bilişsel Davranışçı Terapi kullanıldığında iyileşmenin daha hızlı görüldüğünü göstermektedir.

Bir Diğer Psikoterapi Yöntemi ise Dünya Sağlık Örgütü WHO tavsiye ettiği EMDR(Göz hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)dir. Kişinin geçmişte  yaşamış olduğu ilk panik atak anı ve ona zemin hazırlayan tetikleyiciler EMDR tekniğiyle duyarsızlaştırılarak yeniden işlenir

Sizde kendinizde panik atak belirtileri görüyorsanız Kayseri’de profesyonel destek almak için Uzman Psikolog kadrosuyla Sır Psikoloji’den randevunuzu alın[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


Sır Psikoloji

Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.