Blog

Sır Psikoloji

Blog

Sarildigimizda-Vucudumuzda-Neler-Olur.jpg

29 Temmuz 2024 Sır Psikoloji

İnsan doğası gereği sosyal bir varlık olduğumuzdan, dokunmanın ve temasın gücü yadsınamaz bir gerçektir. Sevdiklerimizle aramızdaki bağı güçlendiren, bizi rahatlatan ve mutlu eden bir davranış olan sarılmak, aslında bedenimizde bir dizi karmaşık ve faydalı süreci tetikler.

Sarılmanın Kimyası

Birbirimize sarıldığımızda, beynimiz adeta bir hormon partisi verir. Bu partide başrolü oynayan hormonlar ise oksitosin, serotonin ve dopamindir. “Aşk hormonu” olarak da bilinen oksitosin, bağ kurma, güven ve empati duygularımızı güçlendirirken; serotonin, mutluluk ve huzur duygularımızı artırır. Dopamin ise beynimizin ödül merkezini harekete geçirerek bizi daha iyi hissettirir. Bu hormonların salgılanması, stres hormonu kortizol seviyesini düşürerek, kaygı ve gerginlik duygularımızı azaltır. Böylece, sadece birkaç saniyelik bir sarılma bile kendimizi daha sakin ve güvende hissetmemizi sağlar.

Sarılmanın Koruyucu Etkisi

Sarılmanın sadece ruh halimizi değil, aynı zamanda fiziksel sağlığımızı da olumlu yönde etkilediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yapılan araştırmalar, düzenli olarak sarılan kişilerin daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olduğunu göstermektedir. Sarılmak, vücudumuzdaki stres seviyesini düşürerek bağışıklık sistemimizin daha etkin çalışmasına yardımcı olur. Stres, bağışıklık sistemimizi zayıflatarak hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirebilir. Oysa ki sevdiklerimizle kurduğumuz sıcak temas, vücudumuzdaki stres hormonlarının seviyesini düşürerek bağışıklık hücrelerimizin daha aktif olmasını sağlar. Bu da bizi hastalıklardan korur ve daha sağlıklı bir yaşam sürmemize katkıda bulunur.

Kalp, sadece kan pompalayan bir organ değil, aynı zamanda duygularımızın da merkezidir. Sevgi, şefkat ve bağlılık duygularımızı ifade etmenin en güzel yollarından biri olan sarılmak, kalbimizin ritmini de olumlu yönde etkiler. Yapılan araştırmalar, sarılmanın kalp atış hızını düşürerek ve kan basıncını düzenleyerek kalp sağlığımızı koruduğunu göstermektedir. Özellikle stresli anlarda sevdiklerimizle kucaklaşmak, kalbimizin üzerindeki yükü hafifletir ve daha sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar. Ayrıca, oksitosin hormonunun salgılanması, damarlarımızın genişlemesine yardımcı olarak kan dolaşımını iyileştirir ve kalp krizi riskini azaltır.

Sarılmanın Ağrı Kesici Etkisi

Fiziksel ya da duygusal bir acı hissettiğimizde içgüdüsel olarak sevdiklerimize sarılmamızın bir sebebi vardır. Sarılmak, vücudumuzda doğal ağrı kesici olarak görev yapan endorfin hormonunun salgılanmasını tetikler. Endorfinler, vücudumuzun kendi ürettiği morfin benzeri maddelerdir ve ağrıyı azaltmanın yanı sıra mutluluk ve rahatlama duygularını artırırlar. Özellikle kronik ağrılarla mücadele eden kişiler için sarılmak, ilaçların yan etkileri olmadan ağrıyı hafifletmenin etkili bir yolu olabilir. Ayrıca, sarılmanın stresi azaltıcı etkisi de ağrıyı daha tolere edilebilir hale getirir.

Sarılmak, sadece bedenimizi değil, aynı zamanda ruhumuzu da iyileştiren güçlü bir araçtır. Depresyon, anksiyete ve yalnızlık gibi psikolojik sorunlarla mücadele eden kişiler için sarılmak, adeta bir terapi etkisi yaratır. Oksitosin hormonunun salgılanması, güven ve bağ kurma duygularımızı güçlendirerek bizi daha iyi hissettirir. Serotonin hormonu ise ruh halimizi yükseltir ve depresyon belirtilerini hafifletir. Ayrıca, sevdiklerimizle aramızdaki fiziksel temas, kendimizi daha güvende ve desteklenmiş hissetmemizi sağlar. Bu da psikolojik sağlamlığımızı artırır ve zorluklarla başa çıkma becerimizi geliştirir.

Sarılmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Çocukların sağlıklı bir şekilde gelişebilmeleri için sevgi dolu bir ortamda büyümeleri son derece önemlidir. Anne ve babanın çocuğuna sık sık sarılması, çocuğun güven duygusunu geliştirir ve duygusal bağlarını güçlendirir. Ayrıca, sarılmak çocuğun beyin gelişimini olumlu yönde etkiler ve sosyal becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur. Yapılan araştırmalar, bebeklik döneminde yeterince kucaklanmayan çocukların ilerleyen yaşlarda daha fazla davranışsal sorunlar yaşayabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, çocuklarınızı sık sık kucaklamanız ve onlara sevginizi göstermeniz, onların sağlıklı bir birey olarak yetişmeleri için son derece önemlidir.

Günümüzün yoğun temposunda, sevdiklerimize sarılmak için zaman ayırmayı unutabiliyoruz. Oysa ki, basit bir kucaklaşmanın bedenimiz ve ruhumuz üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez. Sarılmak, sadece bir davranış değil, aynı zamanda bir ihtiyaçtır. İnsan olarak doğuştan gelen bir ihtiyaç olan dokunma ve temas ihtiyacımızı karşılamanın en güzel yollarından biridir sarılmak. Bu nedenle, sevdiklerinize sık sık sarılın ve onlarla kuracağınız bu sıcak temasın gücünü keşfedin. Unutmayın, bir sarılma, bin kelimeye bedeldir.


Cocugunuzla-Bag-Kurmanin-Ipuclari-1200x798.jpeg

27 Mayıs 2024 Sır Psikoloji

Çocuğunuzla sağlıklı bir ilişki kurmak, ebeveynlik yolculuğunun en önemli ve en tatmin edici yönlerinden biridir. Ancak, bu bazen karmaşık ve zorlayıcı olabilir.

Ayrıca okuyun: Duygusal Zeka Geliştirmenin Temel Adımları

Çocuğunuzla Güçlü Bağ Kurmanıza Yardımcı Olabilecek İpuçları

Kendinizi tanıyın ve kabul edin

Ebeveynlik, sadece çocuğunuzu tanımakla kalmaz, aynı zamanda kendinizi de tanımakla başlar. Kendi duygularınızı, düşüncelerinizi ve davranışlarınızı anlamak, daha sağlıklı bir ebeveyn olmanıza yardımcı olabilir. Kendinizi kabul etmek, kusurlarınızı ve zayıflıklarınızı görmezden gelmek değil, aksine onları kabul etmek ve gelişmek için bir fırsat olarak görmektir.

Kendinizi olumlu bir şekilde değerlendirin

  • Kendinize zaman ayırın ve kendinizle baş başa kalın.
  • Başarılarınızı kutlayın ve hatalarınızdan ders çıkarın.
  • Olumlu bir iç konuşma benimseyin ve kendinize nazik olun.

Empati kurun

Çocuğunuzun duygularını anlamak ve onları takdir etmek, güçlü bir bağ kurmanın temel taşlarından biridir. Empati, çocuğunuzla duygusal bir bağ kurmanıza ve onun duygusal ihtiyaçlarını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.

Çocuğunuzun dünyasına girin

  • Onun bakış açısını anlamak için çaba gösterin.
  • Duygularını ifade etmesine ve onları anlamasına yardımcı olun.
  • Onunla günlük etkinliklerde birlikte zaman geçirin.

Açık iletişim kurun

Sağlıklı iletişim, çocuğunuzla güven duygusu geliştirmenin anahtarıdır. Açık iletişim kurmak, duygularınızı ifade etmek ve çocuğunuzun duygularını dinlemek arasındaki dengeyi bulmayı içerir.

Duyguları paylaşmaktan korkmayın

  • Kendi duygularınızı ifade etmekten çekinmeyin.
  • Çocuğunuzla açık ve dürüst bir iletişim sürdürün.
  • Empati ve anlayışla dinlemeyi öğrenin.

Sınırlar belirleyin, ancak esnek olun

Sınırlar, çocuğunuzun güvenliğini ve refahını korumanın önemli bir parçasıdır. Ancak, sınırların aşılması durumunda esnek olmak da önemlidir. Çocuğunuzun duygusal ve zihinsel gelişimini desteklemek için bazı esneklikler gerekebilir.

Net ve mantıklı sınırlar belirleyin

  • Sınırlarınızı net bir şekilde belirleyin ve çocuğunuza açıklayın.
  • Sınırlarınızı, çocuğunuzun yaşına ve gelişim seviyesine uygun olarak ayarlayın.
  • Esneklik göstermek, çocuğunuzun özgüvenini ve problem çözme becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir.

Birlikte zaman geçirin

Çocuğunuzla birlikte vakit geçirmek, bağınızı güçlendirmenin harika bir yoludur. Ortak ilgi alanları bulmak ve birlikte keyifli aktiviteler yapmak, ebeveynlik deneyiminizi daha keyifli hale getirebilir.

Ortak ilgi alanları bulun

  • Çocuğunuzun ilgi alanlarını keşfedin ve onunla ilgilenin.
  • Birlikte spor yapın, kitap okuyun veya doğa yürüyüşüne çıkın.
  • Zamanınızı birlikte geçirirken eğlenmeyi unutmayın!

Yapıcı geri bildirim verin ve alın

Çocuğunuzla sağlıklı bir bağ kurmanın önemli bir yolu da yapıcı geri bildirimdir. Hem çocuğunuza yönelik hem de ondan alacağınız geri bildirimler, ilişkinizi güçlendirebilir ve her iki tarafın da duygularını ifade etmesine olanak tanır.

Yumuşak bir dille konuşun

  • Kritik veya düzeltici geri bildirim verirken yumuşak bir dil kullanın.
  • Çocuğunuzun duygularını incitmeden, davranışlarını açıklayın ve ona nasıl daha iyi yapabileceği konusunda yönlendirme yapın.
  • Aynı şekilde, çocuğunuzun size verdiği geri bildirimi açık bir şekilde dinleyin ve onun duygularını anladığınızı gösterin.

Olumlu takviye uygulayın

Olumlu takviye, istenilen davranışı ödüllendirme ve pekiştirme yöntemidir. Bu yöntem, çocuğunuzun istenilen davranışları tekrarlamasını teşvik ederken, onun özgüvenini artırabilir.

Olumlu takviyeyi kullanma örnekleri

  • İstenilen davranışı gösterdiğinde çocuğunuza övgüde bulunun.
  • Küçük başarıları kutlayın ve ona değerli hissettirin.
  • Ödül sistemleri veya özel etkinliklerle olumlu davranışları pekiştirin.

Sıkıntılı durumlarda sakin kalın

Ebeveynlik yolculuğunda sıkıntılı durumlar kaçınılmazdır. Ancak, bu durumlarda sakin kalmak ve kontrollü bir şekilde tepki vermek, çocuğunuzla olan ilişkinizi güçlendirebilir.

Derin nefes alın ve sakinleşin

  • Öfkenizi kontrol altında tutmak için derin nefes alın ve sakinleşin.
  • Tartışma veya çatışma durumunda empati kurmayı ve karşılıklı anlayışı sürdürmeyi unutmayın.
  • Duygularınızı ifade etmek için uygun bir zaman ve yer seçin ve çocuğunuzun duygularını da dinleyin.

Kendinize zaman ayırın

Ebeveynlik, çoğu zaman çocuğunuzla olan ilişkiye odaklanmak anlamına gelir, ancak kendi ihtiyaçlarınızı da unutmamalısınız. Kendinize zaman ayırmak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınızı korumanıza ve çocuğunuzla daha iyi bir ilişki kurmanıza yardımcı olabilir.

Kişisel zaman aktiviteleri

  • Bir hobi edinin ve zaman ayırarak onunla ilgilenin.
  • Spor yapın veya meditasyon gibi stres azaltıcı aktiviteler yaparak zihinsel sağlığınıza dikkat edin.
  • Arkadaşlarınızla ve diğer aile üyelerinizle zaman geçirin ve sosyal bağlarınızı güçlendirin.

Ebeveynlik ve psikoloji arasındaki ilişki, çocuğunuzla güçlü ve sağlıklı bir bağ kurmanın önemini vurgular. Kendinizi tanıyın, empati kurun, açık iletişim sürdürün, sınırlar belirleyin ancak esnek olun, birlikte zaman geçirin ve yapıcı geri bildirimlerle çocuğunuzla olan ilişkinizi güçlendirin. Unutmayın, her ebeveynlik deneyimi benzersizdir ve önemli olan çocuğunuzla olan ilişkinizde sevgi dolu bir ortam yaratmaktır.

Ayrıca okuyun: Aile İçi İletişim ve Psikolojik Sağlık İlişkisi


Sır Psikoloji

Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.