Blog

Sır Psikoloji

Blog

Siber-Zorbalik-ve-Psikolojik-Sonuclari-1200x752.jpeg

26 Ağustos 2024 Sır Psikoloji

Dijital çağın getirdiği yenilikler ve kolaylıklar, hayatımızın birçok alanını dönüştürürken, beraberinde bazı karanlık yüzleri de ortaya çıkardı. İnternetin ve sosyal medyanın gücü, iletişimde sınırları ortadan kaldırırken, aynı zamanda nefret söylemi, taciz ve siber zorbalık gibi olumsuz davranışlara da zemin hazırladı. Özellikle gençler ve çocuklar, bu dijital dünyanın olumsuz etkilerine karşı daha savunmasız kalabiliyor.

Siber Zorbalık Nedir?

Siber zorbalık, dijital teknolojiler aracılığıyla bir kişiye veya bir gruba yönelik tekrarlanan ve kasıtlı olarak yapılan zarar verici davranışlardır. Bu davranışlar, hakaret içeren mesajlar, tehditler, aşağılama, dedikodu yayma, özel bilgilerin izinsiz paylaşılması, fotoğraf veya videoların manipüle edilmesi gibi birçok farklı şekli alabilir. Siber zorbalık, okul koridorlarından sosyal medya platformlarına taşınarak mağdurları için kaçacak yer bırakmayan bir kabusa dönüşebilir.

Siber zorbalık, geleneksel zorbalıktan farklı olarak, anonimlik perdesi arkasına saklanarak daha sinsice ve yıkıcı olabilir. Mağdurlar, sürekli olarak bu saldırılara maruz kalarak kendilerini çaresiz ve yalnız hissedebilirler. Ayrıca, siber zorbalığın etkileri, okul saatlerinin ötesine geçerek evlere, özel yaşamlara ve hatta mağdurların geleceklerine kadar uzanabilir. Bu durum, mağdurların ruh sağlığını ciddi şekilde etkileyerek depresyon, anksiyete, özgüven kaybı, uyku bozuklukları ve hatta intihar düşüncelerine yol açabilir.

Siber Zorbalığın Psikolojik Sonuçları

Siber zorbalık, mağdurlar üzerinde derin ve kalıcı psikolojik izler bırakabilir. Sürekli olarak hedef alınmak, aşağılanmak ve dışlanmak, kişilerin kendilerini değersiz ve güvensiz hissetmelerine neden olabilir. Özellikle ergenlik döneminde olan gençler, kimliklerini oluşturma ve sosyal ilişkilerini geliştirme sürecindeyken siber zorbalığa maruz kalmaları durumunda, bu süreçleri olumsuz etkilenebilir. Siber zorbalığın psikolojik sonuçları arasında şunlar yer alır:

Depresyon ve anksiyete

Siber zorbalık mağdurları, sürekli olarak negatif duygulara maruz kalarak depresyon ve anksiyete gibi ruh sağlığı sorunları geliştirebilirler. Kendilerini değersiz, çaresiz ve umutsuz hissederek yaşamdan keyif alma yeteneklerini kaybedebilirler.

Özgüven kaybı

Sürekli olarak eleştirilmek, aşağılanmak ve dışlanmak, kişilerin özgüvenlerini zedeleyebilir. Kendilerini yetersiz ve sevilmeyen biri olarak görmeye başlayabilirler.

Sosyal izolasyon

Siber zorbalık, mağdurların sosyal ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir. Kendilerini diğerlerinden soyutlayarak sosyal ortamlardan kaçınabilirler. Bu durum, yalnızlık hissini artırarak psikolojik sorunların şiddetlenmesine yol açabilir.

Uyku bozuklukları

Siber zorbalık mağdurları, sürekli olarak bu saldırıları düşünerek uykuya dalmakta güçlük çekebilirler. Kabuslar görme, sık sık uyanma gibi uyku bozuklukları yaşayabilirler.

Akademik başarıda düşüş

Siber zorbalık, mağdurların okul hayatlarını da olumsuz etkileyebilir. Konsantrasyon güçlüğü, motivasyon eksikliği ve devamsızlık gibi sorunlar nedeniyle akademik başarılarında düşüş yaşayabilirler.

İntihar düşünceleri

Siber zorbalığın en ağır sonuçlarından biri, mağdurlarda intihar düşüncelerine yol açabilmesidir. Kendilerini çaresiz hisseden ve çıkış yolu bulamayan bazı mağdurlar, intiharı bir seçenek olarak görebilirler.

Siber Zorbalıkla Nasıl Başa Çıkılır?

Siber zorbalıkla başa çıkmak için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde adımlar atılması gerekmektedir. İşte siber zorbalıkla başa çıkmak için bazı öneriler:

  • Kanıtları toplayın: Siber zorbalığın kanıtlarını (ekran görüntüleri, mesajlar vb.) toplayarak yetkililere bildirin.

  • Zorbayı engelle: Zorbayı sosyal medya platformlarında engelleyin ve onunla iletişimi kesin.

  • Destek alın: Ailenizle, arkadaşlarınızla, öğretmenlerinizle veya bir psikologla konuşarak destek alın.

  • Kendinizi suçlamayın: Siber zorbalık sizin hatanız değil. Kendinizi suçlu hissetmeyin ve destek arayın.

  • Farkındalık yaratın: Siber zorbalıkla ilgili farkındalık yaratmak için okulunuzda, sosyal medyada veya çevrenizde kampanyalar düzenleyin.

Siber Zorbalığı Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

Siber zorbalığı önlemek için bireysel, ailevi ve toplumsal düzeyde çeşitli önlemler alınabilir. İşte siber zorbalığı önlemeye yönelik bazı adımlar:

Dijital okuryazarlığı geliştirmek

Çocuklara ve gençlere dijital okuryazarlık becerileri kazandırmak, onları siber zorbalığın risklerine karşı daha bilinçli hale getirebilir. İnternette güvenli davranışlar, kişisel bilgilerin korunması ve siber zorbalıkla karşılaşıldığında ne yapılması gerektiği konularında eğitim verilmelidir.

Ebeveynlerin rolü

Ebeveynler, çocuklarının internet kullanımını takip etmeli, onlarla açık iletişim kurmalı ve siber zorbalıkla ilgili endişelerini paylaşmaları için güvenli bir ortam oluşturmalıdır. Çocukların internette ne yaptıklarıyla ilgilenmek, onların güvenliğini sağlamak ve siber zorbalığın önüne geçmek için önemlidir.

Okul politikaları

Okullar, siber zorbalıkla mücadele etmek için net politikalar geliştirmeli ve bu politikaları öğrenciler, öğretmenler ve velilerle paylaşmalıdır. Siber zorbalıkla ilgili farkındalık eğitimleri düzenlemek, öğrencilere güvenli internet kullanımı konusunda rehberlik etmek ve siber zorbalık vakalarını ciddiyetle ele almak, okulların sorumluluğundadır.

Sosyal medya platformlarının sorumluluğu

Sosyal medya platformları, siber zorbalığı önlemek ve mücadele etmek için daha etkili önlemler almalıdır. Kullanıcıların şikayetlerini hızlı bir şekilde değerlendirmek, zorbalık içeriklerini kaldırmak ve siber zorbalığa karışan kullanıcıları cezalandırmak gibi adımlar, platformların sorumlulukları arasındadır.

Toplumsal farkındalık

Siber zorbalıkla ilgili toplumsal farkındalığı artırmak için medya kampanyaları, seminerler, konferanslar ve sosyal sorumluluk projeleri düzenlenebilir. Bu tür etkinlikler, siber zorbalığın ne kadar yaygın ve zararlı bir sorun olduğunu anlatarak toplumun bu konuda daha duyarlı olmasını sağlayabilir.

Siber Zorbalıkta Hukuki Boyut

Siber zorbalık, sadece psikolojik bir sorun değil, aynı zamanda hukuki bir suçtur. Türkiye’de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda siber zorbalıkla ilgili çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve yayılması gibi suçlar, siber zorbalık kapsamında değerlendirilebilir.

Siber zorbalık mağdurları, yaşadıkları olayları polise veya savcılığa bildirerek şikayetçi olabilirler. Ayrıca, hukuki süreçlerde mağdurlara destek olmak için sivil toplum kuruluşları ve barolar gibi kurumlar da bulunmaktadır. Siber zorbalıkla mücadele etmek için hukuki yollara başvurmak, hem mağdurların haklarını koruyacak hem de zorbaları caydırarak bu tür davranışların önüne geçmeye yardımcı olacaktır.

Siber Zorbalık ve Aile İçi İlişkiler

Siber zorbalık, sadece mağdur ve zorba arasındaki bir sorun değildir. Aile içi ilişkileri de derinden etkileyebilir. Zorbalığa maruz kalan bir çocuk, yaşadığı sıkıntıları ailesiyle paylaşmakta zorlanabilir. Utanç, korku veya suçluluk duyguları, çocuğun yaşadıklarını gizlemesine neden olabilir. Bu durum, aile içinde iletişim kopukluğuna ve güvensizlik ortamına yol açabilir.

Ebeveynler, çocuklarının siber zorbalığa maruz kaldığından şüphelenirlerse, onlarla açık ve dürüst bir iletişim kurmaları önemlidir. Çocuklarının duygularını anlamaya çalışmalı, onları yargılamadan ve suçlamadan dinlemelidirler. Ebeveynlerin, çocuklarına destek olduklarını hissettirmeleri ve onlara güvenli bir ortam sağlamaları, siber zorbalığın olumsuz etkilerini azaltmada önemli bir rol oynayabilir.

Siber zorbalığa maruz kalan bir çocuğun ailesi, zorbalıkla mücadele etmek için birlikte hareket etmelidir. Okul yönetimiyle, rehberlik servisiyle veya gerekirse hukuki mercilerle iletişime geçerek sorunun çözümü için adımlar atmalıdırlar. Aile içi dayanışma, çocuğun zorbalığın üstesinden gelmesine ve psikolojik olarak iyileşmesine yardımcı olabilir.

Ayrıca okuyun: Bipolar Bozukluğunun Tanımı ve Tarihçesi


Dijital-Tukenmislik-Sendromu-Dijital-Cagin-Gorunmeyen-Tehlikesi-1200x675.jpg

22 Kasım 2023 Sır Psikoloji

İnsanlar olarak, çağımızın hızlı değişen teknolojik dünyasında yaşamak, pek çok kolaylık sağlarken, aynı zamanda beraberinde bazı olumsuz etkileri de getiriyor. Bu etkilerden biri, son zamanlarda daha fazla dikkat çeken bir konu haline gelen dijital tükenmişlik sendromudur. Günümüzde hemen hemen herkes, sosyal medya, sürekli bağlantı halinde olma, bilgisayarlar ve diğer teknolojik cihazlarla geçirilen uzun saatler gibi nedenlerden dolayı bu sendromla karşı karşıya kalabiliyor.

Ayrıca okuyun: Kayseri’de Psikologlar Arasında Transaksiyonel Analiz ve Uygulamaları

Dijital Tükenmişlik Sendromu Nedir?

Dijital tükenmişlik sendromu, genellikle aşırı teknoloji kullanımı sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu durum, sürekli olarak dijital ortamlarda olma, sürekli haberlere, e-postalara, sosyal medya içeriğine maruz kalma ve teknolojiyle aşırı derecede etkileşim halinde olma durumunu içerir. Bu durumun sonucunda kişilerde yoğun stres, yorgunluk, motivasyon eksikliği, konsantrasyon problemleri ve duygusal dengesizlik gibi belirtiler gözlemlenebilir.

Dijital tükenmişlik sendromunun belirtileri nelerdir?

Dijital tükenmişlik sendromunun belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak genel olarak şu belirtiler sıkça görülür:

  • Uyku problemleri: Sürekli olarak ekranlara bakmak, beyindeki uyarıları artırabilir ve uykusuzluğa neden olabilir.
  • Zihinsel yorgunluk: Sürekli bilgi bombardımanına maruz kalmak, zihinsel yorgunluğa yol açabilir.
  • Duygusal değişimler: Dijital tükenmişlik, duygusal dengeyi etkileyebilir; kişi daha sinirli, endişeli veya mutsuz hissedebilir.
  • Motivasyon kaybı: Sürekli dijital ortamda olmak, genel motivasyonu olumsuz etkileyebilir.
  • Sosyal izolasyon: Sürekli teknoloji ile vakit geçirmek, sosyal etkileşimi azaltabilir ve kişiyi izole edebilir.

Dijital Tükenmişlik Sendromuna Ne Sebep Olur?

Teknolojik aletler sayesinde, günümüzde sürekli olarak bağlantıda kalabiliyoruz. Her an her yerden erişilebilirlik, zamanla sürekli bir bağlantı halinde olmayı ve sürekli olarak iletişimde olmayı gerektirebilir.

Sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar artık sürekli olarak bu platformlarda vakit geçiriyor. Sosyal medya, sürekli yeni içeriklerle güncellendiği için insanları sürekli takip etme, içerik üretme ve bu içerikleri tüketme konusunda baskı altına alabilir.

Evden çalışma ve uzaktan iletişim, iş ve özel hayat arasındaki dengeyi zorlayabilir. İnsanlar, iş saatlerinin dışında bile sürekli olarak iş ile ilgili konularla meşgul olma eğilimindedir. Dijital çağ, bilgiye anında erişim sağlar. Bu durum, sürekli yeni bilgi tüketmeyi ve sürekli olarak güncel kalmayı gerektirebilir. Bu da kişide sürekli bir baskı yaratabilir.

Dijital Tükenmişlik Sendromundan Kurtulmak İçin Neler Yapılabilir?

Daha bilinçli bir teknoloji kullanımı için bazı adımlar atılabilir. Örneğin, belirli saatlerde telefonunuzun uyarılarını kapatmak veya belirli sürelerle ara vermek gibi adımlar, teknolojiyle aranızda sağlıklı bir denge kurmanıza yardımcı olabilir. Belirli aralıklarla kısa süreli dijital detoks yapmak, zihinsel ve duygusal olarak dinlenmenizi sağlayabilir. Telefonları ve bilgisayarları kapatmak, doğaya çıkmak veya kitap okumak gibi aktiviteler, dijital tükenmişliğin etkilerini azaltabilir.

Düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve yeterli uyku almak, genel stres seviyesini azaltabilir. Bu da dijital tükenmişlikle mücadelede oldukça etkili olabilir. Gerçek dünya etkileşimlerine ve sosyal bağlantılara önem vermek, dijital dünyanın getirdiği izolasyonun etkilerini azaltabilir.

Ayrıca okuyun: Psikolojik Danışmanlıkta Duygu Düzenleme ve Kayseri’deki Uygulamalar


Sır Psikoloji

Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.