Blog

Sır Psikoloji

Blog

b11f68acec94fa5f8b0dbdd85e993528.jpg

3 Mart 2023 Sır Psikoloji

 

Deprem sonrası psikolojik destek, deprem gibi doğal afetlerin etkilerinden kurtulmakta zorlanan insanlara verilen yardım ve hizmetlerin bir parçasıdır. Deprem sonrası psikolojik destek, depremin yol açtığı fiziksel ve sosyal yıkımın yanı sıra insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla da ilgilidir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Hizmetleri

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, acil yardım aşamasından itibaren başlar ve sürekli olarak devam edebilir. Bu hizmetler, deprem sonrası insanların duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmıştır ve aşağıdaki şekillerde sağlanabilir:

  1. Acil yardım: Deprem sonrası ilk saatler ve günler içinde, insanlar acil yardıma ihtiyaç duyarlar. Bu dönemde, hayatta kalmak için gerekli olan temel ihtiyaçlar karşılanmalıdır. Ayrıca, insanlar deprem sonrası yaşadıkları duygusal stres ve travmayı da hemen hissedebilirler. Acil yardım hizmetleri, insanların bu duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için ilk müdahaleyi sağlar.
  2. Danışmanlık hizmetleri: Deprem sonrası, insanlar yaşadıkları travma ile başa çıkmakta zorlanabilirler. Danışmanlık hizmetleri, insanların yaşadıkları zorluğu anlamalarına, duygusal yaralarını iyileştirmelerine ve hayatlarına yeniden adapte olmalarına yardımcı olabilir.
  3. Grup terapisi: Grup terapisi, deprem sonrası insanların benzer durumlar yaşayan kişilerle bir araya gelerek duygusal yüklerini paylaşmalarına ve birbirlerine destek olmalarına yardımcı olabilir. Bu, insanların yalnız hissetme riskini azaltır ve topluluk içinde yeniden bağlantı kurmalarına yardımcı olabilir.
  4. Aile terapisi: Deprem sonrası, ailelerdeki bireyler birbirlerine destek olabilir veya aile içi gerilimler artabilir. Aile terapisi, aile üyelerinin deprem sonrası travmayı birlikte ele almasına yardımcı olabilir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Nedir?

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden sonra insanların sağlıklı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olabilir ve onların yaşamlarını yeniden kurmalarına yardımcı olabilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, farklı kişilere ve gruplara yönelik olarak çeşitli şekillerde sağlanabilir. Ayrıca, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, bireylerin ve toplumların depreme hazırlıklı olmalarını ve gelecekteki doğal afetlere daha iyi bir şekilde yanıt vermelerini sağlayacak önleyici tedbirleri de içerebilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremzedelerin yanı sıra, afetten etkilenen kurtarma çalışanları, sağlık çalışanları, polis ve itfaiye personeli gibi acil durum görevlileri için de geçerlidir. Bu kişiler, afet sırasında gördükleri travmanın yanı sıra, kurtarma çalışmaları sırasında insanların acılarını gözlemlemenin etkileriyle de başa çıkmak zorunda kalabilirler.

Sonuç olarak, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olur ve onların yeniden sağlıklı bir şekilde hayata dönmelerini sağlar. Bu hizmetler, acil yardım aşamasından itibaren başlayarak, bireysel ve grup terapileri, danışmanlık hizmetleri ve aile terapisi gibi farklı formlarda sağlanabilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olmak için birçok farklı yaklaşımı içerebilir. Bu yaklaşımlar arasında bireysel ve grup terapileri, danışmanlık hizmetleri, aile terapisi, sosyal destek programları, eğitim ve bilgilendirme programları gibi çeşitli yöntemler yer alır.

Bireysel terapi, depremzedelerin bir danışmanla bir araya gelerek yaşadıkları duygusal stresi, travmayı ve kaygıları ele almalarına yardımcı olur. Grup terapisi, depremzedelerin bir araya gelerek benzer deneyimleri paylaşmalarını ve birbirlerine destek olmalarını sağlar. Aile terapisi, deprem sonrası aile dinamiklerindeki değişimlerle başa çıkmaya yardımcı olur ve aile üyelerinin birbirleriyle daha iyi iletişim kurmalarını sağlar.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek

Sonuç olarak, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, farklı kişilere ve gruplara yönelik olarak çeşitli şekillerde sağlanabilir. Bu hizmetler, depremzedelerin ve kurtarma çalışanlarının yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olur ve onların yeniden sağlıklı bir şekilde hayata dönmelerini sağlar.

  • Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen insanların sağlıklı bir şekilde iyileşmelerini sağlamaya yöneliktir. Bu hizmetler, insanların deprem sonrası yaşadıkları kayıplar, travmalar, stres ve kaygı gibi duygusal sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olur.
  • Deprem sonrası ücretsiz psikolog hizmetleri, farklı seviyelerde ve farklı tiplerde sağlanabilir. Örneğin, birinci basamak sağlık hizmetleri, acil servisler ve ilk müdahale birimleri depremden etkilenen insanların psikolojik ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunabilir. İkinci basamak sağlık hizmetleri, psikologlar, psikiyatristler ve diğer zihinsel sağlık uzmanlarından oluşan ekipler tarafından sunulan daha uzmanlaşmış hizmetlerdir.
  • Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremzedelerin yanı sıra kurtarma çalışanlarına da yöneliktir. Kurtarma çalışanları, deprem bölgesinde kurtarma ve yardım çalışmaları yürütürken de büyük bir stres altındadırlar ve çoğu zaman depremden etkilenen insanların acil psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalırlar.
  • Deprem sonrası ücretsiz psikolog hizmetleri, farklı kültürlerde ve topluluklarda farklı şekillerde sunulabilir. Örneğin, bazı topluluklar için grup terapisi ve sosyal destek programları daha uygunken, diğer topluluklar için bireysel terapi daha iyi olabilir. Bu nedenle, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen toplulukların kültür, inanç ve ihtiyaçlarına uygun şekilde tasarlanmalıdır. Online psikolog desteği de günümüzde bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır

Doğal Afetlerin Yol Açtığı Psikolojik Etkiler

Doğal afetlerin yol açtığı psikolojik etkilerin azaltılması için birçok tedbir alınabilir. Bu tedbirler arasında şunlar yer alabilir:

  1. Psikolojik danışmanlık: Deprem sonrasında insanlar stres, kaygı, korku ve diğer psikolojik problemler yaşayabilirler. Psikolojik danışmanlık hizmetleri bu insanlara yardımcı olabilir ve psikolojik yaraların iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.
  2. Topluluk desteği: Deprem sonrasında insanların birbirleriyle iletişim kurması ve destek sağlaması önemlidir. Bu desteği sağlamak için topluluk etkinlikleri, dayanışma kampanyaları ve psikolojik destek grupları düzenlenebilir.
  3. İletişim: Deprem sonrası insanların haber almak için birçok kaynağa ihtiyaçları olabilir. Bu nedenle, iletişim hatlarının açık kalması ve güvenilir bilgilerin sağlanması önemlidir.
  4. Güvenli ve rahatlatıcı ortamlar: Deprem sonrası insanların güvenli ve rahatlatıcı bir ortamda olmaları önemlidir. Bu ortamlar, insanların kaygılarını azaltmalarına ve kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olabilir.
  5. Fiziksel aktivite: Deprem sonrasında fiziksel aktivite yapmak, insanların stres ve kaygılarını azaltmalarına yardımcı olabilir. Yürüyüş, yoga ve meditasyon gibi aktiviteler, insanların zihinsel sağlıklarını korumalarına ve iyileştirmelerine yardımcı olabilir.
  6. Uyumak: Deprem sonrası insanların uyku düzenleri bozulabilir. İnsanların sağlıklı bir uyku düzeni korumaları, psikolojik sağlıklarını korumalarına yardımcı olabilir.
  7. Profesyonel yardım: Deprem sonrası insanların psikolojik sorunları çok ciddi olabilir. Bu durumda, profesyonel yardım almaları önemlidir. Psikiyatristler ve psikologlar, insanların psikolojik yaralarının iyileştirilmesine yardımcı olabilirler.

Psikolojik İlk Yardım Nedir?

Psikolojik ilk yardım, afetlerden etkilenen insanlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmek için tasarlanmış bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, afet sırasında, hemen sonrasında veya birkaç gün sonra uygulanabilir. Psikolojik ilk yardım, afetlerin psikolojik etkilerini azaltmaya yardımcı olur ve insanların afet sonrası stres bozukluğu gibi daha ciddi zihinsel sağlık sorunları geliştirme riskini azaltabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), bir afet sonrasında ortaya çıkabilen ciddi bir zihinsel sağlık sorunudur. Deprem gibi afetler, insanların hayatlarını tamamen değiştirebilir ve sonrasında stres ve kaygı gibi duygusal tepkilere neden olabilir. Bu tepkiler zamanla geçmezse, TSSB gelişebilir.

TSSB, sıkıntı verici hatıralar, kabuslar, uykusuzluk, hiperaktivite, panik ataklar, yıkım, kayıp, hayatta kalma suçu gibi semptomlarla kendini gösterir. TSSB semptomları, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve insanların sosyal ilişkilerini bozabilir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Yöntemleri

Deprem sonrası psikolojik destek, psikolojik ilk yardımın yanı sıra bir dizi diğer yöntemleri de içerir. Bunlar şunları içerebilir:

  • Bireysel terapi: Psikologlar ve psikiyatristler, afetlerden etkilenen insanlara bireysel terapi sağlayabilirler. Terapi, insanların zorluklarla başa çıkma becerilerini geliştirmelerine ve TSSB semptomlarını azaltmalarına yardımcı olabilir.
  • Grup terapisi: Deprem sonrası destek grupları, insanların benzer zorluklarla karşılaşanlarla bir araya gelmelerine denir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri

Travma sonrası stres bozukluğu, bir kişinin yaşadığı veya tanık olduğu ciddi bir travma sonrasında ortaya çıkan bir tür anksiyete bozukluğudur. Deprem, savaş, doğal afetler, saldırılar veya ciddi bir kaza gibi olaylar, travma sonrası stres bozukluğunun en yaygın nedenleridir.

Bu bozukluğun belirtileri, kişinin yaşadığı travmatik olayın etkisiyle ortaya çıkar. Belirtiler şunlar olabilir:

  • Yineleyen kabuslar ve kötü anılar
  • Uyku sorunları
  • Ani sinirlilik ve öfke nöbetleri
  • Aşırı endişe ve korku
  • Olayın yinelenen düşünceleri ve hatıraları
  • Yalıtılmışlık ve depresif hisler

Travma sonrası stres bozukluğu olan insanlar, genellikle olayla ilgili durumlardan kaçınmaya çalışırlar ve olayın yaşanmasından sonra hayatlarında iş ve sosyal ilişkilerinde zorluklar yaşayabilirler.

Travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerin tedavisi, uzun sürebilir ve birkaç farklı terapi türü içerebilir. Psikoterapi, özellikle bireysel terapi, tedavi sürecinde sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca, bazı ilaçlar da semptomları hafifletmek için kullanılabilir. Kayseri psikolog kliniklerine başvurarak destek alabilirsiniz

Kayseri Deprem Sonrası Psikolojik Destek

Deprem sonrası psikolojik destek, travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde olduğu gibi, psikolojik ilk yardım gibi bazı temel ilkeleri de içerir. Bu ilkeler, aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  1. Güvenli bir ortam sağlamak: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilere güvenli bir ortam sağlamayı amaçlamaktadır. Bu, acil durumlar sırasında barınak, yiyecek, su ve diğer temel ihtiyaçlar gibi pratik desteği içerir. Ayrıca, insanlarla duygusal olarak bağlantı kurmayı, onları dinlemeyi ve onlara rahatlatıcı bir ortam sağlamayı da içerir.
  2. Yardım arama: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilerin yardım aramasını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu, farkındalık yaratmak, kaynakları ve yardım hatlarını tanıtmak ve insanların kendilerine veya başkalarına yardım almalarına yardımcı olmak gibi şeyleri içerebilir.
  3. Bağlantı kurma: Deprem sonrası psikolog destek, kişilerin birbirleriyle bağlantı kurmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, insanların birbirleriyle konuşmasına, destek gruplarına katılmasına ve benzer deneyimleri paylaşmasına yardımcı olmayı içerir.
  4. Bilgi verme: Deprem sonrası psikolog desteği yada psikyatrist desteği , kişilere bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Bu, acil durumların etkileri, kurtarma operasyonları, sağlık hizmetleri, ilaçlar, psikoterapiler ve diğer kaynaklar hakkında bilgi sağlamayı içerir.
  5. Çevre düzenleme: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilerin çevrelerini düzenlemelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, bir oda düzenlemesi veya kişisel eşyaların yeniden düzenlenmesi gibi pratik destekleri içerebilir.
  6. Güvenli bir yer sağlayın: Deprem sonrası kişilerin güvende hissetmesi önemlidir. Eğer mümkünse, güvenli bir yer sağlanmalı ve kişilere barınacakları bir yer verilmelidir.
  7. Psikolojik destek hizmetleri sunun: Deprem sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler için psikolojik destek hizmetleri sunulmalıdır. Bu hizmetler, bir psikolog veya psikiyatrist tarafından verilebilir. Kayseri Ücretsiz psikolog desteği için psikolog klinikleri aramalarında Sır Psikolojiye başvurabilirsiniz
  8. Toplumda farkındalık yaratın: Deprem sonrası stres bozukluğu hakkında toplumda farkındalık yaratmak, insanların bu durumu daha iyi anlamasına ve buna nasıl yardımcı olabileceklerini öğrenmelerine yardımcı olur.

 

Kayseri Deprem Sonrası Ücretsiz psikolog Destek Hizmetleri Hakkında Daha Fazla Bilgi Almak İçin Tıklayınız.

 


couple-doing-family-therapy-1200x800.jpg

18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



Sır Psikoloji

STRATEJİK YÖNTEM


Kayseri Aile ve Çift Terapisi

Evlilik terapisi, aile terapisi veya çift terapisi birbirleri ile yakın kavramlar olup aile içerisinde ve toplumda çiftlerin kurdukları yakın ilişkileri inceler ve destekler.

Toplumumuzda insanlar evliliklerinin her zaman kusursuz olmasını isterler. İyi evlilikler elbette ki mümkündür ancak, kusursuz evlilikler mümkün değildir. İlişkilerin çoğu kusursuz bir başlangıca sahip olsa da ilişkiler uzun bir yolculuktur ve bu yolculukta zaman zaman inişler, çıkışlar mevcut olacaktır.

Aile terapileri, çift terapilerinin amacı ilişkinizde inişler, çıkışlar, virajlar yorgunluklar, yanlış anlamalar olsa da ilişkinizi tüm bu problemlere karşı hazırlıklı hale getirmektir. İlişki rotanızın daha güvenli bir şekilde ilerleyebilmesi için terapiler sizlere adeta bir tampon noktası oluşturur ve karşılaşacağınız problemleri en az zararla atlatmanızı sağlar.

Evlilik Terapisi Nedir?

Evlilik terapisinin anlamını net olarak oturtabilmemiz için ilk olarak evlilik kavramının tanımını net bir şekilde bilmemiz gereklidir. İlk olarak evlilik sadece düğün ile hayatını iki insanın birleştirmesi ve aynı ev içerisinde yaşaması değildir. Evlilik iki insanın ortak amaçlar doğrultusunda birlikte ihtiyaçlarını doyuma ulaştırması ve ortak bir hayat yapısı inşa etmesidir.

Evlilik insanların hayatı birbirlerine kolaylaştırmalarıdır. Aksi durumda evlilik içinden çıkılmaz bir hal alır ve her iki taraf için de yıpratıcı bir süreç başlar. Toplumumuz da bizlere hep evlilik içerisinde belirli roller biçildiğini görürüz ve evlendiğimizde bu rolleri taklit ederiz. Ancak her insanın karakteri ve evlilikten beklentileri birbirinden farklıdır.

Bu nedenle evlilikte oluşacak roller ve görev paylaşımları birbirinden farklı olacaktır. Bu nedenle evliliğinize belirli kalıpları uygulamak için değil kendi düzeninizi oluşturmak için başlamanız gereklidir.
Evlilik sürecinde karşınıza çıkan içinden çıkılmaz durumlarda ya da gözle görülmeyen ama çözümü de olmayan problemlerde hemen “gemileri yakmak”, pes etmek yerine çözüm yolları aramanız gereklidir. Bu noktada da devreye evlilik terapisi girmektedir. Evlilik terapilerine tek ya da eşinizle birlikte katılabilirsiniz. Ancak ilişkiye dair problemlerin daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşması için eşinizle katılmanız önerilir.

Çift terapisine başvurulması gereken durumlar şöyledir:
İlişkinizde sürekli aynı kavgaları ediyor ve çözüm noktasında hiçbir aşama kaydedemeyip, aynı kısır döngüyü sürekli yaşıyorsanız.
İlişki içerisinde kendinizi değer görmeyen kişi gibi görüyorsanız.
Kendinizi ilişki içerisinde mutlu hissetmiyorsanız.
İlişkinize dair her şeyi denediğinizi ve artık hiçbir çıkar yol kalmadığını düşünüyorsanız.
Bu ve benzer durumları yaşayan çiftlerin sağlıklı bir şekilde ilişki sürdürebilmek için evlilik terapisi görmeleri gereklidir.
Stratejik Aile ve Çift Terapisine Kimler Katılabilir?
Aile ve çift terapisine katılmak için illa evli olmanız gerekli değildir. Çift terapisine:
Evlilik öncesi çiftler
Yeni evli çiftler
Küçük çocukları olan çiftler
Ergen çocukları olan çiftler
İleri yaştaki çiftler
Katılabilir.

Evlilik Öncesi İlişki Terapisi

Yukarda da belirttiğimiz gibi çift terapilerine katılabilmeniz için illa evli olmanıza gerek yoktur. Evlilik kararı almak üzere olan birçok çift ya da sevgililer de çift terapilerine katılabilmektedir. Evlilik olgusu insanlar için aşılması güç bir süreci temsil etmektedir.

Bu nedenle çiftler genellikle evlilik kararı alırlarken zorlanmakta ve bu süreçte tökezlemektedirler. Evlilik öncesi çift terapisi sayesinde evliliğe giden yolda aklınıza takılan soruları cevaplandırabilir, kendinizi ve partnerinizi bu süreçte daha iyi tanıyıp daha iyi anlayabilirsiniz.

Ayrıca evlilik öncesi çift terapisi sayesinde yol arkadaşınız ile ilişkinizin geleceği hakkında daha net düşüncelere sahip olabilir ve gitmek isteyeceğiniz rotayı kolaylıkla belirleyebilirsiniz.

Evlilik öncesi ilişki terapisi sayesinde çiftler ilerleyen dönemlerde ilişkilerinde karşılarına çıkabilecek zorluklar ve olumsuzluklarla başa çıkmayı ve mutlu ilişkiye dair bilmediklerini öğrenmeyi hedeflerler.

Yeni Evli Çiftler İçin Evlilik Terapisi

Özellikle evliliğin ilk yılları sağlam bir ilişki temelleri oluşturmak için bir hayli önemlidir. İki insanın aynı evde yaşamaya alışması, evliliğe ve evlilikte kişilere düşen görevlere alışma süreci, çevre faktörleri, eşinin ailesi ile anlaşma kaygısı gibi zorluklar bu süreçte yaşanır. Birçok çift evliliğin ilk dönemlerinde bu gibi problemleri aşamadıkları için boşanma noktasına gelirler.

Son yıllarda hayatımızda birçok şeyi hızlı tüketmeye ve tek kullanımlık olarak kullanmaya alıştığımız için maalesef ilişkilerimizde de bu problemleri yaşıyoruz. Tutkulu bir aşk ve sevgi içerisinde olan gençler ilk olarak evlilik konusunda ailelerini ikna etmek için çokça çaba gösteriyor, sonradan ise evliliklerinde yaşadıkları ilk problemde pes ederek boşanma yolunu tercih ediyor. Çoğu yeni evli çift için yıkıcı olmak yapıcı olmaktan çok daha kolay geliyor.

İnsanların çoğunun sahip olduğu “zamanla düzelir” düşüncesi çiftler üzerinde daha da yıkıcı bir etki yaratıyor. Çünkü hiçbir şey zamanla düzelmiyor, aksine zamanla daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu nedenle ilişkinin başında olan çiftlere çözemedikleri problemler karşısında çift terapisi almaları öneriliyor.

Küçük Çocukları Olan Çiftler İçin Evlilik Terapisi

Anne – baba olmak ilişki içerisindeki rollerin büyük bir hızla değişmesine neden oluyor. Özellikle ilk kez anne olan kadınlar çevreleriyle tüm iletişimlerini keserek sadece çocuklarına odaklanmak istiyor. Ancak bu yeni durum bilinçli bir şekilde yaşanmazsa ilişkinin gidişatı üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.

Çocuğun gelecekte nasıl bir yol çizeceği, çocuk yetiştirme esnasında yaşanan maddi sıkıntılar, çalışan annelerin işe dönme süreçleri, sorumlulukların paylaşımı gibi konularda anlaşamayan çiftler sonsuz bir döngü içerisinde kendilerini buluyor. Bu süreçte mutlaka kararlar ortak alınmaya dikkat edilmeli ve çiftler çocukları olmadan baş başa da mutlaka zaman geçirmelidir.

Ergen Çocukları Olan Çiftler İçin Evlilik Terapisi

Çocukluk döneminde genellikle çocuğunuz üzerinde yetki ve sorumluluk sahibi olarak onu yönlendirebilirsiniz. Ancak ergenlik dönemi kişilerin kendilerini tanıdıkları ve ne istediklerini deneyimleyerek öğrenmek istedikleri bir süreçtir. Ergenlik döneminde en sık yaşanan problemlerin başında iletişim sorunları gelmektedir.

Ergen bireyler günlük yaşam ve sosyal yaşam içerisinde daha özgür, daha bağımsız olmak isterler. Gençliğini fark eden birey her şeyi kendi yapma arzusunu hisseder. Maalesef ki aileler bu isteklere olumsuz yanıtlarla geri dönünce çatışmalar ve iletişim problemleri başlar.

Anne ya da babadan biri bu süreçte çocuğu rahatlatmaya yönelik tutumlar sergilerken diğeri baskıcı ve kendi kararlarını uygulamaya iten bir tutum sergiler. Özellikle aile bireylerinin bir araya geldikleri günlerde çocuklarınızı diğerleri ile kıyaslamak, onları yönlendirmek ve kendi düşüncelerinizi dikte etmek yerine gündelik sohbetler etmeyi tercih edin.

Ergen çocuğunuzla yaşadığınız bir problem veya tartışma varsa bu durumu günlere yaymayın ve çözüm konusunda baskıcı olmayın. Eğer çocuğunuzla aranızdaki iletişim problemlerini çözemiyorsanız mutlaka stratejik aile terapisi alın.

İleri Yaştaki Çiftler İçin Evlilik Terapisi

Çiftler özellikle çocukları olduktan sonra birbirlerini bir kenara bırakarak tüm ilişki ve iletişimlerini çocukları üzerinden yürütmeye başlarlar. Birbirlerine ayırdıkları zamanı azaltırlar ve tek konuştukları çocuklarının, evin problem ve ihtiyaçları olur.

Zaman ilerleyip çocuklar evden ayrıldıktan sonra çiftler artık birbirlerini tanımıyordur ve nasıl davrandıkları konusunda adeta birer yabancı olmuştur. Bu gibi durumlar ilerleyen yaşta ki çiftler arasında iletişim problemlerine ve anlaşmazlıklara nedenolmaktadır. Bu problemin önüne geçmek ilişki terapisi alınabilir. En temelde ise çiftler birbirlerine zaman ayırmayı unutmamalıdır.

Kayseri Aile ve Çift Terapisi Desteği Almak İçin Tıklayınız.

RANDEVU ALIN..

RANDEVU MAİL:






    İsminiz

    E-mail Adresiniz

    Doktor Tercihiniz

    Tarih

    Düşünceleriniz




    18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



    Sır Psikoloji

    PEDAGOJİ


    Kayseri Pedagog

    Pedagoji tanımı gereği “tüm yaşam döngüsü boyunca insanın eğitim ve öğretimini bütünüyle inceleyen insan bilimi” dir. Yanlışlıkla, aslında, bu insan biliminin sadece çocukların incelenmesi ile sınırlı olduğu düşünülmektedir, ancak öyle değildir, bir pedagog, doğumdan yaşlılığa kadar her aşamada insanın eğitimini ve öğretimini inceler.

    Pedagoji terimi Yunancadan geliyor, yani Paidos terimi çocuk anlamına gelirken, Ago eşlik etmek anlamına geliyor ve bu iki kelime birlikte, antik Yunanistan’dan beri çocukları okula getiren köleler için kullanılıyordu.

    Bugün pedagoji, hem çocuk hem de insanların farklı hayat alanlarıyla, okul eğitiminden öğretime kadar her şeyle ilgilenir. Modern pedagoji bağlamında, bu, insan, insan ve onun varlığını, tam olarak inceler, pedagogistler de genellikle bundan kaynaklanan problemlerle ve engellerle ilgilenir.
    Pedagoji, diğer insan bilimleri gibi ve belki de daha fazla, kökleri Felsefe, Edebiyat, Sanat ve Tarih gibi diğer insancıl çalışmalarla derinden bağlantılıdır.

    Son olarak, Pedagoji maksimum amacında sadece insanın gelişimi ve eğitimi üzerine teorilerin formülasyonuna değil, aynı zamanda ve her şeyden önce insanın eğitim ve öğretim kursu sırasında karşılaşabileceği pratik sorunların çözümüne sahiptir.

    Pedagoji, yalnızca pratik ve doğrudan müdahaleler yoluyla, olası bir çözümü bulmak için en sorunlu durumlara bile gerçekten yardımcı olabilir ve analiz edebilir.

    Pedagogist figürü genellikle sadece çocuklarla ilgili alanlar için düşünülse de aslında pedagogist tüm topluluk için çok önemlidir.

    Pedagoji, insanın eğitimini bütünüyle veya insanın tüm yaşam döngüsü boyunca çalışmasını inceleyen insan bilimidir. Sadece çocuklar ve bebekler ile değil, aynı zamanda gençler, yetişkinler, yaşlılar ve engelliler ile de ilgilenir. Bu nedenle diğer İnsan Bilimleri ile birlikte, pedagojinin kendisinin “dönüştürülebilirliği” sürecinin gerçekleştiği biçimsel, biçimsel olmayan ve gayri resmi bağlamlara hitap eder.

    Pedagogist insanı ve insan ve onun varlığını ilgilendiren şeyleri inceler.
    Eğitimin (pedagogistler tarafından geliştirilen teorik modellere göre) üç koordinatı vardır:
    Bilgi (teorik bilgiler).
    Teknik bilgi (pratik beceri veya yetenekler).
    Know-how (bireyin know-how’ı nasıl çalıştırdığı).
    Pedagojik bir sorun oluşturan birçok faktör olabilir: ebeveyn-çocuk ilişkilerinin zorlukları, sosyal dezavantajlar, kültürel çatışmalar, engelli insanların yerleştirilmesi, mahkumların yeniden hayata atılması, uyuşturucu bağımlılarının rehabilitasyonu, vb. belirli eğitim müdahalelerinin konusu olabilir veya pedagojik eylemle ilgili bir dizi sorunlu unsurun parçası olabilir.

    Eğitmek, kişinin içinde ne olduğunu “ortaya çıkarmak” anlamına gelir: bir bireyde potansiyel olarak var olanın en iyisini geliştirmek anlamına gelir. Eğitim iki kişi arasındaki bir ilişkiden oluşur: eğitimci ve eğitim gören. Eğitim gören, ihtiyaçlarını anlayan ve becerilerini geliştiren eğitimcinin eğitim seviyesine uyum sağlamalıdır.

    Günümüz eğitim bilimi olan pedagoji, 19. yüzyılda Avrupa’da kendini kuran pozitivist kültürel modelin tipik bilimsel doğasından kaynaklanmaktadır. Çağdaş pedagoji, eğitilebilirlik prensibine göre kişi ile hayatının tüm süresi boyunca ilgilenir: kişinin yaşam amacında kişisel kalite haline gelmesi gereken kendi hedefine ve karar özgürlüğüne açık olma olasılığına açıklık getirmesine yardımcı olur.

    Pedagoji, bireylerin yaşamında sadece bir mevsimi veya bir anı ilgilendirmez. Çocukluk veya gençlik eğitimi ile sınırlı değildir: insanın doğumdan ölüme, gerçeğe ‘dönüşmesi’ gereken tüm anları ilgilendirir: pedagojik yansıma ile bilinmeyenle yüzleşmeye çalışırız.

    Pedagoji gerçeklik ve dünyaya geliş, bir gruba entegrasyon, zihnin keşfi, kimliğin inşası, farklılık, hastalık ve mutluluk, refah ve yoksulluk, yaşlılık ve ölüm arasında karşılaştırma yaparak insanı inceler. Yaşamın yıllarını anlamak, gerçeği anlamak, sadece düşüncelerin değil, aynı zamanda onları mevcut ve bulaşıcı hale getirmesi gereken kelimeleri de geliştirmek için çok yararlıdır.
    Pedagojinin araştırma alanı insanın eğitimi ve öğrenmesidir.

    Eğitim, orijinal bir insan faaliyetidir; her kültürde ve her tarihsel durumda kaçınılmaz ve anlaşılır bir jesttir. Eğitim her biçimden ve her sosyal normdan geçer: o kadar karmaşıktır ki onu insan tanımından ayırmanın neredeyse imkansız olduğu bilincine sahip olmadan çalışılamaz.
    Eğitimin kalbinde her zaman niyet vardır: kendini insan üzerinde yapılan herhangi bir çalışma biçiminden ayırt etmek için pedagojinin farkında olması ve insanı yapımda bir varlık olarak tanıması gerekir.

    Eğitimsel eylem çok sayıda bilgi gerektirir ve sezgisel olarak ilerleyemez: konu ile ilgili bilgi, ulaşılacak hedefler, bunlara ulaşma prosedürleri ve araçları ve onları yargılamak.
    Pedagoji, insanın ne olduğu konusunda yansıtıcı bir boyutun olduğu ve potansiyelini daha iyi geliştirme, gerçekliği değiştirme olasılığının dayatıldığı yerde ortaya çıkar. Pedagoji, tam olarak sürdürülebilir değişime yöneldiği için, bir toplumun işleyişini sağlamlaştırması gereken bir ‘dönüşüm bilgisidir’. Bu yüzden pedagoji ‘ihtiyatlı bir bilimdir’.

    Şimdiye kadar genel pedagojinin ne olduğu hakkında mantık yürüttük. Bununla birlikte, bu disiplin farklı bölümlere ayrılmaktadır: sosyal olandan gerçek çocuk pedagojisine. Aşağıda daha kapsamlı bir liste bulunmaktadır.

    Sosyal pedagoji: sosyal problemler içinde çalışır;
    Siyaset pedagojisi: insana vatandaş olarak atıfta bulunulur;
    Biçimsel bağlamlar: resmi olarak eğitim ve öğretim için kullanılır;
    Özel: katılımı teşvik eden özel konuların eğitimini amaçlayan;
    Deneysel: pedagojide bilimsel araştırmaya adanmış;
    Yetişkinlerle ilgili pedagoji: yeniden eğitim ve sürekli eğitim gibi konularla ilgilenir;
    Karşılaştırmalı: farklı ulusların veya kültürlerin eğitim uygulamalarını karşılaştırır;
    Aile pedagojisi: özellikle çocukluk pedagojisi temaları ile ilgilenir;
    Oyunlar: oyunların öğrenmede oynadığı role odaklanmış;
    Müzik: sanatın öğrenme dinamiklerine katkısını analiz eder;
    Psikanalitik: psikanalize odaklanmış;
    Sanat: yaratıcılığı birçok bilgi formuyla karşılaştırır;
    Psikopedagoji: çocuk psikopedagogisti çocukların pedagojik sorunları ile ilgili psikolojik yönleri ele alır;
    Nöropedagoji: biyolojik ve sosyal, pedagojik nöroloji arasındaki ilişkiyi antropo-evrimsel açıdan inceler;
    Biyoeğitim: gen-çevre ilişkisine odaklanmıştır;
    Pedagojinin tarihi: pedagojinin epistemolojik durumunu inceler ve genel bilimsel bağlamda çerçeveler.

    Pedagoji ve psikoloji ilişkisi

    19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başı arasında, daha önce sadece bir felsefe dalı olarak görülen psikoloji ve pedagoji arasında yakın bir bağlantı kuruldu. Deneysel Psikolojinin kurucusu kabul edilen Wilhelm Wundt, duyuları aracılığıyla öğrenmeyi ilk inceleyen kişiydi.

    Johann Friedrich Herbart, pedagojiyi felsefe ve değerlerine özümseyen son düşünürlerden biriydi, daha sonra bu iki bileşeni bir eğitim bilimi oluşturmak için öneren psikolojik araştırmalarla arabuluculuk yapmaya çalışıyordu. Referans aldığı filozoflar hassas algı konusunda Johann Heinrich Pestalozzi ve ahlak konusunda Kant olmuştur.

    Stanley Hall, ilk kez pedagojik araştırma önerdiği gibi eğitim alanında bir devrim olan Wilhelm Wundt’un ve Herbart’ın çalışmalarına yaklaştı. Hall, çocukların çizimlerini, anamnezlerini ve hala ilginç kabul edilen teorileri formüle etti.

    Simon ve Binet, bir çocuğun zekasının kafatasının büyüklüğüne göre ölçülebilir olduğu fikrinin üstesinden geldiler ve yeteneklerini ölçmek için bir ölçek ve bir anket tasarladılar.

    Türkiye’de Pedagog Olmak?

    Doğrudan pedagog olmak için Lisans düzeyinde eğitim Türkiye’de bulunmamaktadır. Pedagog unvanı almak için yapılması gereken, YÖK’ün 2547 sayılı kanununa göre Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ve Çocuk Gelişimi gibi bölümlerden mezun olmak ve psikoloji dalında Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde eğitim almaktır.

    Devlette pedagog olarak çalışmak için KPSS sınavına girip atanmak şarttır. Ancak özel sektörde böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak hangi durumda olursa olsun pedagog olmak yetkin bilgi gerektirmektedir.

    RANDEVU ALIN..

    RANDEVU MAİL:






      İsminiz

      E-mail Adresiniz

      Doktor Tercihiniz

      Tarih

      Düşünceleriniz



      borderline-kisilik-bozuklugu-pic-01.jpg

      30 Kasım 2018 Sır Psikoloji0

      Kapalılık, sevilmede övülmede aşırı istek, kendi güç ve bilgi düzeyinde aşırı mükemmeliyetçilik, güçlü fantaziler, ödüle karşı aşırı tutku ve başkalarının zamanını önemsememe gibi özellikleri vardır. Anlamsız beklentileri ve iyiyi güzeli hak ettiklerine karşı inançları sonsuzdur. Başkalarına karşı empatiden yoksun oldukları için çok acımasız eleştirel ve saygısız davranabilirler.



      10 Kasım 2018 Sır Psikoloji0

      Kapalılık, sevilmede övülmede aşırı istek, kendi güç ve bilgi düzeyinde aşırı mükemmeliyetçilik, güçlü fantaziler, ödüle karşı aşırı tutku ve başkalarının zamanını önemsememe gibi özellikleri vardır. Anlamsız beklentileri ve iyiyi güzeli hak ettiklerine karşı inançları sonsuzdur. Başkalarına karşı empatiden yoksun oldukları için çok acımasız eleştirel ve saygısız davranabilirler.


      narsist-kisiler-01.jpg

      31 Ekim 2018 Sır Psikoloji0

      Kapalılık, sevilmede övülmede aşırı istek, kendi güç ve bilgi düzeyinde aşırı mükemmeliyetçilik, güçlü fantaziler, ödüle karşı aşırı tutku ve başkalarının zamanını önemsememe gibi özellikleri vardır. Anlamsız beklentileri ve iyiyi güzeli hak ettiklerine karşı inançları sonsuzdur. Başkalarına karşı empatiden yoksun oldukları için çok acımasız eleştirel ve saygısız davranabilirler.


      Sır Psikoloji

      Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

      Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

      Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

      Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.