Blog

Sır Psikoloji

Blog

Cocuk-Psikolojisi-ve-Egitimdeki-Onemi-e1701386844609.jpg

6 Aralık 2023 Sır Psikoloji

Çocukların yaşamlarının en önemli dönemlerinden biri, psikolojik gelişimlerinin şekillendiği çocukluk dönemidir. Bu dönemdeki çocukların bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimleri büyük bir hızla ilerler. İşte bu nedenle çocuk psikolojisi ve eğitimdeki önemi oldukça büyüktür.

Ayrıca okuyun: Duygusal İstismar ve Etkileri

Bedensel ve zihinsel gelişim

Çocukların bedensel gelişimi, büyüme hızı, fiziksel yetenekleri ve sağlıklarıyla ilgilidir. Yeterli ve dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve iyi bir uyku düzeni, bedensel gelişimlerini olumlu yönde etkiler. Ayrıca, zihinsel gelişimleri de bu dönemde hızla ilerler. Dil becerileri, bilişsel yetenekler ve problem çözme becerileri gelişir.

Duygusal gelişim

Çocukların duygusal gelişimi, duygusal zeka olarak da adlandırılır. Duygusal zeka, duyguları tanıma, ifade etme, anlama ve yönetme becerisini içerir. Bu beceriler çocukların duygusal dengeyi sağlamalarına yardımcı olur. Aynı zamanda empati yeteneklerini geliştirmelerine ve başkalarının duygularını anlamalarına da katkı sağlar.

Sosyal gelişim

Çocuklar, aileleri, arkadaşları ve okul çevresi gibi sosyal çevrelerle etkileşimde bulundukça sosyal gelişimleri de şekillenir. Arkadaşlık ilişkileri kurma, işbirliği yapma, kurallara uyma ve sorumluluk alma gibi sosyal beceriler bu dönemde önem kazanır. Sosyal gelişim, çocukların toplum içinde başarılı ve mutlu bireyler olmalarını destekler.

Bilişsel gelişim

Bilişsel gelişim, çocukların düşünme, öğrenme ve problem çözme becerilerini içerir. Bu dönemdeki çocuklar bilgiyi daha hızlı öğrenir, eleştirel düşünme yetenekleri gelişir ve yaratıcı düşünme becerileri artar. Bilişsel gelişim, çocukların okulda başarılı olmalarını ve yaşamları boyunca öğrenmeye devam etmelerini sağlar.

Çocuk Psikolojisi ve Eğitim Arasındaki Bağlantı

Çocuk psikolojisi ile eğitim arasındaki bağlantı son derece önemlidir. Çocukların psikolojik ihtiyaçlarına uygun bir eğitim sistemi, onların sağlıklı gelişimlerini destekler.

Eğitimde psikolojinin rolü

Eğitimde psikoloji, öğrencilerin öğrenme süreçlerini anlamak ve iyileştirmek için kullanılır. Öğrencilerin öğrenme tarzları, motivasyonları, ilgi alanları ve güçlü yönleri psikolojik analizlerle belirlenir. Bu bilgiler, öğretmenlere öğrencileri daha iyi anlama ve eğitimlerini kişiselleştirme fırsatı sunar.

Psikolojik ihtiyaçlar ve öğrenme

Çocukların psikolojik ihtiyaçlarına dikkat edilmeden etkili bir eğitim sağlamak zordur. Örneğin, bazı öğrenciler daha fazla özgürlüğe ihtiyaç duyarken, diğerleri daha fazla rehberliğe ihtiyaç duyabilir. Öğrencilerin duygusal ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle eğitimde psikolojik danışmanlar ve rehberlik hizmetleri büyük bir öneme sahiptir.

Olumlu eğitim ortamının önemi

Çocukların psikolojik sağlığını desteklemek için olumlu bir eğitim ortamı oluşturulmalıdır. İyi bir eğitim ortamı, güvenli, destekleyici ve saygılı bir atmosfer sunar. Öğrencilerin duygusal güvende hissetmeleri ve özgürce ifade edebilmeleri, öğrenmeye daha fazla katkı sağlar. Aynı zamanda öğrenciler arasında pozitif ilişkilerin gelişmesine olanak tanır.

Eğitimde Çocuk Psikolojisinin Pratik Uygulamaları

Çocuk psikolojisinin eğitimdeki önemi, pratik uygulamalarla somutlaşır. Bu uygulamalar, öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak ve daha iyi bir öğrenme deneyimi sunmak için geliştirilir.

Öğretmenlerin psikolojik bilinçlenmesi

Öğretmenler, çocuk psikolojisi konusunda eğitilmelidir. Öğrencilerin farklı ihtiyaçlarını anlama, duygusal zeka gelişimini destekleme ve öğrenci merkezli eğitim yaklaşımlarını benimseme konularında bilinçlenmelidirler. Bu, sınıf içi etkileşimleri daha verimli hale getirir.

Öğrenci merkezli eğitim yaklaşımları

Öğrenci merkezli eğitim, öğrencilerin ihtiyaçlarına odaklanan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre, öğrencilerin ilgi alanları, güçlü yönleri ve öğrenme tarzları dikkate alınır. Öğrencilere aktif katılım fırsatları sunulur ve öğrenme deneyimleri kişiselleştirilir.

Problem çözme ve karar verme becerileri

Çocuklar, problem çözme ve karar verme becerilerini geliştirmeleri için fırsatlarla karşılaşmalıdır. Bu beceriler, günlük yaşamda ve akademik başarıda önemli bir rol oynar. Öğrencilere sorunları analiz etme, çözüm yolları bulma ve sonuçları değerlendirme yetenekleri kazandırılmalıdır.

İletişim ve empati

İyi iletişim ve empati becerileri, öğrencilerin duygusal gelişimini destekler. Öğretmenlerin öğrencilerle etkili iletişim kurmaları ve empati göstermeleri, öğrencilerin duygusal sorunlarını anlamalarına yardımcı olur. Bu, öğrencilerin güven duygusu geliştirmelerine ve öğrenme süreçlerini daha olumlu bir şekilde deneyimlemelerine katkı sağlar.

Çocuk Psikolojisi ve Aile

Aileler, çocuk psikolojisinin önemli bir bileşenidir. Ailelerin çocukların psikolojik gelişimine etkisi büyüktür ve bu nedenle ailelerin rolü ve sorumlulukları önemlidir.

Ailenin rolü ve sorumlulukları

Aileler, çocuklarının psikolojik sağlığını desteklemekle sorumludur. Sağlıklı bir aile ortamı, sevgi, güven ve iletişimle dolu olmalıdır. Aynı zamanda aileler, çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını anlamalı ve onlara destek olmalıdır.

Aile içi iletişim

Aile içi iletişim, aile üyeleri arasındaki ilişkilerin temelidir. Aileler, açık iletişim kurmayı teşvik etmelidir. Çocukların duygularını ifade etmelerine ve düşüncelerini paylaşmalarına olanak tanıyan bir iletişim ortamı oluşturulmalıdır.

Aile destek programları

Ailelere yönelik destek programları, çocukların psikolojik gelişimini desteklemek için önemlidir. Bu programlar, ailelere ebeveynlik becerileri, iletişim stratejileri ve çocuk psikolojisi konusunda eğitim sunar. Ailelerin bu programlara katılımı, çocukların daha sağlıklı bir psikolojik gelişim göstermelerine yardımcı olabilir.

Ayrıca okuyun: Aile İçi İlişkiler ve Çatışma Çözümleri



18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



Sır Psikoloji

PEDAGOJİ


Kayseri Pedagog

Pedagoji tanımı gereği “tüm yaşam döngüsü boyunca insanın eğitim ve öğretimini bütünüyle inceleyen insan bilimi” dir. Yanlışlıkla, aslında, bu insan biliminin sadece çocukların incelenmesi ile sınırlı olduğu düşünülmektedir, ancak öyle değildir, bir pedagog, doğumdan yaşlılığa kadar her aşamada insanın eğitimini ve öğretimini inceler.

Pedagoji terimi Yunancadan geliyor, yani Paidos terimi çocuk anlamına gelirken, Ago eşlik etmek anlamına geliyor ve bu iki kelime birlikte, antik Yunanistan’dan beri çocukları okula getiren köleler için kullanılıyordu.

Bugün pedagoji, hem çocuk hem de insanların farklı hayat alanlarıyla, okul eğitiminden öğretime kadar her şeyle ilgilenir. Modern pedagoji bağlamında, bu, insan, insan ve onun varlığını, tam olarak inceler, pedagogistler de genellikle bundan kaynaklanan problemlerle ve engellerle ilgilenir.
Pedagoji, diğer insan bilimleri gibi ve belki de daha fazla, kökleri Felsefe, Edebiyat, Sanat ve Tarih gibi diğer insancıl çalışmalarla derinden bağlantılıdır.

Son olarak, Pedagoji maksimum amacında sadece insanın gelişimi ve eğitimi üzerine teorilerin formülasyonuna değil, aynı zamanda ve her şeyden önce insanın eğitim ve öğretim kursu sırasında karşılaşabileceği pratik sorunların çözümüne sahiptir.

Pedagoji, yalnızca pratik ve doğrudan müdahaleler yoluyla, olası bir çözümü bulmak için en sorunlu durumlara bile gerçekten yardımcı olabilir ve analiz edebilir.

Pedagogist figürü genellikle sadece çocuklarla ilgili alanlar için düşünülse de aslında pedagogist tüm topluluk için çok önemlidir.

Pedagoji, insanın eğitimini bütünüyle veya insanın tüm yaşam döngüsü boyunca çalışmasını inceleyen insan bilimidir. Sadece çocuklar ve bebekler ile değil, aynı zamanda gençler, yetişkinler, yaşlılar ve engelliler ile de ilgilenir. Bu nedenle diğer İnsan Bilimleri ile birlikte, pedagojinin kendisinin “dönüştürülebilirliği” sürecinin gerçekleştiği biçimsel, biçimsel olmayan ve gayri resmi bağlamlara hitap eder.

Pedagogist insanı ve insan ve onun varlığını ilgilendiren şeyleri inceler.
Eğitimin (pedagogistler tarafından geliştirilen teorik modellere göre) üç koordinatı vardır:
Bilgi (teorik bilgiler).
Teknik bilgi (pratik beceri veya yetenekler).
Know-how (bireyin know-how’ı nasıl çalıştırdığı).
Pedagojik bir sorun oluşturan birçok faktör olabilir: ebeveyn-çocuk ilişkilerinin zorlukları, sosyal dezavantajlar, kültürel çatışmalar, engelli insanların yerleştirilmesi, mahkumların yeniden hayata atılması, uyuşturucu bağımlılarının rehabilitasyonu, vb. belirli eğitim müdahalelerinin konusu olabilir veya pedagojik eylemle ilgili bir dizi sorunlu unsurun parçası olabilir.

Eğitmek, kişinin içinde ne olduğunu “ortaya çıkarmak” anlamına gelir: bir bireyde potansiyel olarak var olanın en iyisini geliştirmek anlamına gelir. Eğitim iki kişi arasındaki bir ilişkiden oluşur: eğitimci ve eğitim gören. Eğitim gören, ihtiyaçlarını anlayan ve becerilerini geliştiren eğitimcinin eğitim seviyesine uyum sağlamalıdır.

Günümüz eğitim bilimi olan pedagoji, 19. yüzyılda Avrupa’da kendini kuran pozitivist kültürel modelin tipik bilimsel doğasından kaynaklanmaktadır. Çağdaş pedagoji, eğitilebilirlik prensibine göre kişi ile hayatının tüm süresi boyunca ilgilenir: kişinin yaşam amacında kişisel kalite haline gelmesi gereken kendi hedefine ve karar özgürlüğüne açık olma olasılığına açıklık getirmesine yardımcı olur.

Pedagoji, bireylerin yaşamında sadece bir mevsimi veya bir anı ilgilendirmez. Çocukluk veya gençlik eğitimi ile sınırlı değildir: insanın doğumdan ölüme, gerçeğe ‘dönüşmesi’ gereken tüm anları ilgilendirir: pedagojik yansıma ile bilinmeyenle yüzleşmeye çalışırız.

Pedagoji gerçeklik ve dünyaya geliş, bir gruba entegrasyon, zihnin keşfi, kimliğin inşası, farklılık, hastalık ve mutluluk, refah ve yoksulluk, yaşlılık ve ölüm arasında karşılaştırma yaparak insanı inceler. Yaşamın yıllarını anlamak, gerçeği anlamak, sadece düşüncelerin değil, aynı zamanda onları mevcut ve bulaşıcı hale getirmesi gereken kelimeleri de geliştirmek için çok yararlıdır.
Pedagojinin araştırma alanı insanın eğitimi ve öğrenmesidir.

Eğitim, orijinal bir insan faaliyetidir; her kültürde ve her tarihsel durumda kaçınılmaz ve anlaşılır bir jesttir. Eğitim her biçimden ve her sosyal normdan geçer: o kadar karmaşıktır ki onu insan tanımından ayırmanın neredeyse imkansız olduğu bilincine sahip olmadan çalışılamaz.
Eğitimin kalbinde her zaman niyet vardır: kendini insan üzerinde yapılan herhangi bir çalışma biçiminden ayırt etmek için pedagojinin farkında olması ve insanı yapımda bir varlık olarak tanıması gerekir.

Eğitimsel eylem çok sayıda bilgi gerektirir ve sezgisel olarak ilerleyemez: konu ile ilgili bilgi, ulaşılacak hedefler, bunlara ulaşma prosedürleri ve araçları ve onları yargılamak.
Pedagoji, insanın ne olduğu konusunda yansıtıcı bir boyutun olduğu ve potansiyelini daha iyi geliştirme, gerçekliği değiştirme olasılığının dayatıldığı yerde ortaya çıkar. Pedagoji, tam olarak sürdürülebilir değişime yöneldiği için, bir toplumun işleyişini sağlamlaştırması gereken bir ‘dönüşüm bilgisidir’. Bu yüzden pedagoji ‘ihtiyatlı bir bilimdir’.

Şimdiye kadar genel pedagojinin ne olduğu hakkında mantık yürüttük. Bununla birlikte, bu disiplin farklı bölümlere ayrılmaktadır: sosyal olandan gerçek çocuk pedagojisine. Aşağıda daha kapsamlı bir liste bulunmaktadır.

Sosyal pedagoji: sosyal problemler içinde çalışır;
Siyaset pedagojisi: insana vatandaş olarak atıfta bulunulur;
Biçimsel bağlamlar: resmi olarak eğitim ve öğretim için kullanılır;
Özel: katılımı teşvik eden özel konuların eğitimini amaçlayan;
Deneysel: pedagojide bilimsel araştırmaya adanmış;
Yetişkinlerle ilgili pedagoji: yeniden eğitim ve sürekli eğitim gibi konularla ilgilenir;
Karşılaştırmalı: farklı ulusların veya kültürlerin eğitim uygulamalarını karşılaştırır;
Aile pedagojisi: özellikle çocukluk pedagojisi temaları ile ilgilenir;
Oyunlar: oyunların öğrenmede oynadığı role odaklanmış;
Müzik: sanatın öğrenme dinamiklerine katkısını analiz eder;
Psikanalitik: psikanalize odaklanmış;
Sanat: yaratıcılığı birçok bilgi formuyla karşılaştırır;
Psikopedagoji: çocuk psikopedagogisti çocukların pedagojik sorunları ile ilgili psikolojik yönleri ele alır;
Nöropedagoji: biyolojik ve sosyal, pedagojik nöroloji arasındaki ilişkiyi antropo-evrimsel açıdan inceler;
Biyoeğitim: gen-çevre ilişkisine odaklanmıştır;
Pedagojinin tarihi: pedagojinin epistemolojik durumunu inceler ve genel bilimsel bağlamda çerçeveler.

Pedagoji ve psikoloji ilişkisi

19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başı arasında, daha önce sadece bir felsefe dalı olarak görülen psikoloji ve pedagoji arasında yakın bir bağlantı kuruldu. Deneysel Psikolojinin kurucusu kabul edilen Wilhelm Wundt, duyuları aracılığıyla öğrenmeyi ilk inceleyen kişiydi.

Johann Friedrich Herbart, pedagojiyi felsefe ve değerlerine özümseyen son düşünürlerden biriydi, daha sonra bu iki bileşeni bir eğitim bilimi oluşturmak için öneren psikolojik araştırmalarla arabuluculuk yapmaya çalışıyordu. Referans aldığı filozoflar hassas algı konusunda Johann Heinrich Pestalozzi ve ahlak konusunda Kant olmuştur.

Stanley Hall, ilk kez pedagojik araştırma önerdiği gibi eğitim alanında bir devrim olan Wilhelm Wundt’un ve Herbart’ın çalışmalarına yaklaştı. Hall, çocukların çizimlerini, anamnezlerini ve hala ilginç kabul edilen teorileri formüle etti.

Simon ve Binet, bir çocuğun zekasının kafatasının büyüklüğüne göre ölçülebilir olduğu fikrinin üstesinden geldiler ve yeteneklerini ölçmek için bir ölçek ve bir anket tasarladılar.

Türkiye’de Pedagog Olmak?

Doğrudan pedagog olmak için Lisans düzeyinde eğitim Türkiye’de bulunmamaktadır. Pedagog unvanı almak için yapılması gereken, YÖK’ün 2547 sayılı kanununa göre Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ve Çocuk Gelişimi gibi bölümlerden mezun olmak ve psikoloji dalında Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde eğitim almaktır.

Devlette pedagog olarak çalışmak için KPSS sınavına girip atanmak şarttır. Ancak özel sektörde böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak hangi durumda olursa olsun pedagog olmak yetkin bilgi gerektirmektedir.

RANDEVU ALIN..

RANDEVU MAİL:






    İsminiz

    E-mail Adresiniz

    Doktor Tercihiniz

    Tarih

    Düşünceleriniz



    Sır Psikoloji

    Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

    Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

    Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

    Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.